Connect with us

Genel

TOYOTA ŞİMDİDEN 2050 YILINA HAZIRLANIYOR

   Pandemi sürecinde alınan önlemlerin çevre üzerindeki olumlu etkisi net bir şekilde ortaya çıkarken, Toyota otomobillerin doğaya zararını sıfıra indirmek için 6 ana başlıktan oluşan stratejik “2050 Çevre Hedefi” ile konuya verdiği önemi bir kez daha gözler önüne serdi.

Çevreci kimliği ile otomotiv sektörünün öncü markası olan Toyota, doğa dostu özellikler taşıyan teknolojileri hayata geçirmek için 50 yıla yakın süredir çalışmalar yapıyor ve çözümler sunuyor. Toyota, yapmış olduğu bu çalışmalar ile; yakıt verimliliğini arttırmak ve CO2 emisyonunu düşürmek, hava kalitesini arttırmak için egzoz gazı salımını azaltmak ve azalan petrol rezervlerine karşı alternatif enerji türleri bulmak hedeflerine odaklanmış durumda.

 

Otomobillerde “0” emisyon hedefiyle yola çıkan Toyota, 2050 yılında, emisyon oranını 2010’a göre yüzde 90 düşürmeyi amaçlıyor.

1997 yılından bu yana çevre dostu olan yaklaşık 15.5 milyon adet hibrit otomobil satışı gerçekleştiren Toyota, bu araçların kullanılmasıyla birlikte, eşdeğer fosil yakıtlı araçların kullanımına göre 93 milyon ton daha az CO2 emisyon salımının gerçekleşmesinin de önünü açtı.

Toyota Prius IV

Toyota Prius IV

Salgınla birlikte çevre bilinci arttı

Tüm dünyayı saran COVID-19 süreciyle birlikte çevreye verilen önemin artması otomobil sektöründe gözleri hibrit teknolojisine çevirdi. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 80’inin büyük şehirlerde yaşamasıyla birlikte, ulaşım ve enerji sektöründe büyük oranda fosil yakıtlar kullanılması hava kirliğinin en önemli sorun olarak ortaya çıkmasına neden oluyor. Hibrit ve elektrikli araçların tercih edilmesiyle, belli bir oranda bu kirlilik azaltılabiliyor.

 

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan çeşitli araştırmalarda ise, dizel araçların egzozlarından çıkan azot oksit ve partiküller gibi salımların neden olduğu hava kirliliği, kanserin ana sebebi olarak değerlendiriliyor. Hava kirliliğinden korunmak için daha temiz yakıtlı sistemler ve ulaşım yöntemlerini geliştirmek için başta Toyota olmak üzere çok sayıda marka çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

 

 

 

Bugün dünyada üretilen araçların yüzde 98’i konvansiyonel içten yanmalı motorlardan oluşuyor. Sadece elektrikle çalışan araçların sisteme entegrasyonun zor olduğu günümüzde Avrupa başta olmak üzere refah seviyesi yüksek ülkeler konvansiyonel motor ve elektrik motorunun birlikte kullanıldığı hibrit araçlara yöneliyor. İki motorlu olan bu araçlarda şehir içi kullanım süresinin yüzde 50’sini elektrik enerjisiyle karşılayarak önemli ölçüde akaryakıt tasarrufu sağlarken çevreyi de çok daha az kirletmiş oluyor.

 

Salgın sürecinde Toyota’nın kendi kendini şarj eden hibrit teknolojisine sahip araçları benzin ve dizel araçlara göre, daha çok talep edilmeye başladı. Toyota’nın yıllık olarak ürettiği 10 milyon adetlik aracın yüzde 50’sinden fazlası 2025 yılında hibrit motorlar veya sıfır emisyonlu teknolojilerden oluşacak.

“Gelecek hidrojende”

 

Hibrit teknolojisindeki öncü kimliği gibi sadece su buharı salımı yapan hidrojen teknolojisini de otomotiv sektörüne sunan Toyota,  hidrojeni 2050’li yılların enerjisi olarak görüyor. Toyota hidrojenden elektrik elde eden yakıt hücreli sistemlerin yüksek maliyetlerini aşağı çekerek, bu teknolojinin de yaygınlaşmasını amaçlıyor. Avrupa’da birçok yerel yönetim yüksek maliyetleri olmasına rağmen şehir içi toplu taşıma çözümlerinde hidrojenle çalışan taşıtları tercih ediyor.

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

WatchGuard 2024 2. Çeyrek  İnternet Güvenliği Raporu’nu Yayınladı  

Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard® TechnologiesWatchGuard Tehdit Laboratuvarı araştırmacıları tarafından üç aylık bir araştırma sonucunda hazırlanan 2024 yılının 2. çeyreğinde kötü amaçlı yazılım, ağ ve uç nokta güvenlik tehditlerini detaylandıran İnternet Güvenliği Rapor’u yayınladı. Veriler, 10 kötü amaçlı yazılım tehtidinin 7’sinin bu çeyrekte yeni olduğunu ve siber saldırganların bu tekniklere yöneldiğini gösteriyor. 

Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard® Technologies, WatchGuard Tehdit Laboratuvarı araştırmacıları tarafından analiz edilen en önemli kötü amaçlı yazılım trendleri ile ağ ve uç nokta güvenliği tehditlerinin ele alındığı en son İnternet Güvenliği Raporu’nu açıkladı. Verilerden elde edilen önemli bulgular, 2024 yılının 2. çeyreğinde on kötü amaçlı yazılım tehdidinden yedisinin bu çeyrekte yeni olduğunu, siber saldırganların da bu tekniklere yöneldiğini gösteriyor.  Bu yeni tehditler arasında, ele geçirilmiş sistemlerden hassas verileri çalmak için tasarlanmış bir yazılım olan Lumma Stealer, akıllı cihazlara bulaşan ve siber saldırganların bunları uzaktan kontrol edilen botlara dönüştürmesini sağlayan bir Mirai Botnet varyantı ve Windows Android cihazlarını hedef alarak kimlik bilgilerini çalmayı amaçlayan LokiBot kötü amaçlı yazılımlar yer alıyor. Tehdit Laboratuvarı ayrıca, Binance Akıllı Sözleşmeleri gibi blok zincirlerine kötü amaçlı PowerShell komut dosyaları yerleştirme yöntemi olan “EtherHiding” kullanan yeni siber saldırganların varlığını gözlemledi. Bu durumlarda, ele geçirilmiş web sitelerinde kötü amaçlı komut dosyasına bağlanan sahte bir hata mesajı beliriyor ve kurbanlardan “tarayıcılarını güncellemeleri” isteniyor. Blok zincirlerindeki kötü amaçlı kodlar uzun vadeli bir tehdit oluşturuyor çünkü blok zincirleri değiştirilemez, dolayısıyla bir blok zinciri kötü amaçlı içeriğin değişmez bir ana bilgisayarı haline gelebiliyor.

 ‘’En Son Bulgularımız, Güvenlik Açıklarını Gidermek ve Siber Saldırganların Güvenlik Açıklarından Yararlanmamasını Sağlamamak’’

WatchGuard Technologies Baş Güvenlik Sorumlusu Corey Nachreiner, “2024 2. Çeyrek İnternet Güvenliği Raporu’ndaki en son bulgular, siber saldırganların davranış kalıplarına nasıl girme eğiliminde olduklarını, belirli saldırı tekniklerinin dalgalar halinde yayıldığını ve moda hale geldiğini yansıtıyor.” ifadelerinde kullandı. “Güncel bulgularımız, güvenlik açıklarını gidermek ve siber saldırganların eski güvenlik açıklarından yararlanamamasını sağlamak için yazılım ve sistemleri rutin olarak güncellemenin ve onarmanın önemini de göstermektedir. Özel yönetilen hizmet sağlayıcısı tarafından etkin bir şekilde yürütülebilecek derinlemesine savunma yaklaşımının benimsenmesi, bu güvenlik sorunlarıyla başarılı bir şekilde mücadele etmek için hayati bir adımdır.” açıklamalarında bulundu.

WatchGuard’ın 2024 2. Çeyrek İnternet Güvenliği Raporu’nda yer alan önemli bulgular şunlar:

1. Kötü amaçlı yazılım tespitleri genel olarak %24 azaldı. Bu düşüş, imza tabanlı tespitlerdeki %35’lik azalmadan kaynaklanıyor. Bununla birlikte, siber saldırganlar odağını daha yanıltıcı kötü amaçlı yazılımlara kaydırıyor. Threat Lab’in fidye yazılımları, sıfırıncı gün tehditleri ve gelişen kötü amaçlı yazılım tehditlerini tespit eden gelişmiş davranış motoru, 2024’ün 2. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yanıltıcı kötü amaçlı yazılım tespitlerinde %168’lik bir artış tespit etti.

2. Ağ saldırıları 1. çeyrek 2024’e göre %33 arttı. Bölgeler arasında Asya Pasifik, tüm ağ saldırısı tespitlerinin %56’sını oluşturuyor ve bir önceki çeyreğe göre iki kattan fazla artış gösterdi.

 

3. İlk olarak 2019’da tespit edilen bir NGINX güvenlik açığı, hacim bakımından en büyük ağ saldırısı oldu. Önceki çeyreklerde Tehdit Laboratuvarı’nın En İyi 50 ağ saldırısı listesinde yer almamasına rağmen, 2024’ün 2. çeyreğinde toplam ağ saldırısı tespit hacminin %29’unu veya ABD, EMEA ve APAC genelinde yaklaşık 724.000 tespiti oluşturdu.

 

4. Fuzzbunch bilgisayar korsanlığı araç seti, hacim bakımından tespit edilen en yüksek ikinci uç nokta kötü amaçlı yazılım tehdidi olarak ortaya çıktı. Windows işletim sistemlerine saldırmak için kullanılabilecek açık kaynaklı bir çerçeve görevi gören araç seti, 2016 yılında The Shadow Brokers’ın bir NSA yüklenicisi olan Equation Group’a yaptığı saldırı sırasında çalındı.

 

5. Tarayıcı tarafından başlatılan tüm uç nokta kötü amaçlı yazılım saldırılarının yüzde yetmiş dördü, Google Chrome, Microsoft Edge ve Brave’i içeren Chromium tabanlı tarayıcıları hedef aldı.

 

6. Kötü amaçlı web içeriğini tespit eden bir imza olan trojan.html.hidden.1.gen, dördüncü en yaygın kötü amaçlı yazılım çeşidi olarak ortaya çıktı. Bu imzanın yakaladığı en yaygın tehdit kategorisi, kullanıcının tarayıcısından kimlik bilgilerini toplayan ve bu bilgileri saldırgan tarafından kontrol edilen bir sunucuya ileten kimlik avı kampanyalarını içeriyor. İlginç bir şekilde, Tehdit Laboratuvarı, Georgia’daki Valdosta Eyalet Üniversitesi’ndeki öğrencileri ve öğretim üyelerini hedef alan bu imzanın bir örneğini gözlemledi. 

 

WatchGuard’ın Unified Security Platform® yaklaşımı ve WatchGuard Threat Lab’in önceki üç aylık araştırma güncellemeleriyle tutarlı olarak, bu üç aylık raporda analiz edilen veriler, sahipleri WatchGuard’ın araştırma çabalarını doğrudan desteklemek için paylaşmayı tercih eden aktif WatchGuard ağ ve uç nokta ürünlerinden elde edilen anonimleştirilmiş, toplu tehdit istihbaratına dayanmaktadır.

 

Q2 2024 İnternet Güvenliği Raporu’nun tamamını buradan indirebilirsiniz: https://www.watchguard.com/wgrd-resource-center/security-report-q2-2024

Continue Reading

Genel

JAECOO, Türkiye’deki İlk Araçlarını Törenle Kullanıcılarına Teslim Etti!

Çinli sofistike off-road SUV markası JAECOO’nun ilk üst düzey off-road SUV modeli JAECOO 7, Türkiye’deki kullanıcılarına teslim edilmeye başlandı. Bu kapsamda JAECOO, ağustos ayında gerçekleştirdiği ürün lansmanının ardından ilk parti JAECOO 7 teslimatları için İstanbul’da bir devir teslim töreni düzenledi. Türkiye pazarında güçlü bir hareket oluşturan JAECOO 7, şimdiden Türkiye’deki arazi SUV pazarında önemli bir yere konumlanmayı başardı. Bununla birlikte JAECOO bayileri İstanbul ve Ankara gibi 17 büyük şehirde yaygın olarak faaliyet gösterirken, ülke genelinde güçlü bir hizmet ağı oluşturuyor. Her zaman “Türkiye’de, Türkiye için” felsefesine bağlı kalmaya devam edecek olan JAECOO, Türk kullanıcılar için çok yönlü bir off-road ekosistemi oluşturmak üzere daha fazla off-road SUV ürünü pazara sunmaya devam edecek. Ayrıca marka, kısa bir süre sonra Çin’in Wuhu kentindeki merkezinde 2024 Küresel Kullanıcı Zirvesi gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu zirvede JAECOO, Türk kullanıcıları daha heyecan verici “bir otomobilden daha fazlasını” yaşam deneyimi olarak sunmak üzere küresel kullanıcılarla bir araya getirecek.

JAECOO’nun ilk üst düzey Off-Road SUV modeli JAECOO 7, ağustos ayında Türkiye pazarına giriş yapmasının ardından, şimdi de bir başka kilometre taşına daha ulaştı. JAECOO markası, ilk JAECOO 7 teslimatları için İstanbul’da  bir devir teslim töreni düzenledi. JAECOO 7, tanıtımının üzerinden bir aydan kısa bir süre geçmesine rağmen Türkiye pazarında güçlü bir hareket oluşturdu. Bu da JAECOO 7’nin yerel pazarda hızlı bir şekilde kabul görerek olumlu karşılandığını ve Türkiye arazi SUV pazarında önemli bir yer edindiğini gösteriyor. Teslimat töreninde Türkiye’deki ilk JAECOO 7 kullanıcılarını sıcak bir şekilde karşılayan JAECOO Bayi Geliştirme Direktörü Ümit  Çelik, “Bugün JAECOO 7’nin bir rüyadan gerçeğe dönüşmesine tanıklık ediyoruz. ARDIS-Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile akıllı teknolojileri birleştiren bu başyapıt ile her yolculuk bilinmeyene bir keşif ve nihai arayış niteliğini taşıyor. Bu araç teslim töreni, JAECOO’nun Türk kullanıcılara yönelik yolculuğunda yeni bir dönemi simgeliyor. JAECOO 7 kullanıcılarına daha iyi bir deneyim ve daha kaliteli arazi yolculukları sunmak adına hizmet kanallarımızı optimize etmeye devam edeceğiz. Böylece JAECOO 7, keşfedilmemiş yerleri fethetmenizde vazgeçilmez ve sadık bir yoldaş olacak” dedi.

Yeni nesil şehirli seçkin kullanıcılar için geliştirildi!

JAECOO’nun ilk premium off-road SUV modeli olan JAECOO 7, markanın “Klasikten gelen, Klasiğin ötesine” felsefesini en iyi şekilde yorumlayan yeni nesil şehirli seçkin kullanıcılar için geliştirildi. Model, arazi performansı açısından, kum, çamur ve dağ yolları gibi çeşitli karmaşık yol koşullarında üstün sürüş özellikleri sergilemesini sağlayan, yedi sürüş moduna sahip ARDIS-Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile donatıldı.

Akıllı kabini ile üst düzey konfor ve lüks bir deneyim sunuyor!

JAECOO 7, akıllı kabiniyle kullanıcıların seyahatlerini daha konforlu, daha güvenli ve daha kaliteli bir hale getiriyor. JAECOO 7’de yer alan W-Hud Sanal Gösterge Paneli ve 540 derece Gelişmiş Görüş Sistemi sürücünün her zaman net bir görüş ve bilgiyle sürüşe odaklanmasını sağlarken 21 farklı ADAS gelişmiş sürüş destek sistemi sürüş güvenliğini destekliyor. 64 farklı renkte ritmik ortam aydınlatmasıyla desteklenen ve konser salonu seviyesinde bir müzik deneyimi sunan 8 hoparlörlü SONY surround ses sistemi, ısıtmalı ön ve arka koltuklar, 50 W kablosuz hızlı şarj ve iyi yalıtılmış sessiz iç mekanla birlikte üst düzey malzemeler sürüşü keyifli ve üst düzey konforlu lüks bir deneyime dönüştürüyor.

Türkiye’de 17 büyükşehirde satış ve satış sonrası ağıyla hizmet veriyor!

Türkiye pazarına derinlemesine nüfuz etmekte kararlı olan JAECOO, İstanbul ve Ankara da dahil olmak üzere ülke genelindeki 17 büyükşehirde, kullanıcılara satın alma ve satış sonrası hizmetler için uygun kanallar sağlayan kapsamlı bir bayi ve servis ağı kurdu. JAECOO aynı zamanda kapsamlı bir kullanıcı off-road test sürüşü etkinliği düzenleyerek, yüzlerce kullanıcının off-road alanında hızı ve tutkuyu hissederek JAECOO 7’nin üstün sürüş özelliklerini deneyimlemesini sağladı. JAECOO, kişiselleştirilmiş ‘kullanıcı odaklı’ bir marka olarak kullanıcılarla sağlam dostluklar kurmak ve daha farklı etkinlikler düzenlemek üzere JAECOO CLUB’ı kuracak. Ayrıca marka, kısa bir süre sonra Çin’in Wuhu kentindeki merkezinde 2024 Küresel Kullanıcı Zirvesi gerçekleşecek. Bu zirvede JAECOO, Türk kullanıcılarına heyecan verici bir otomobilden daha fazlasını  yaşam deneyimi olarak sunmak üzere küresel kullanıcılarla bir araya getirecek. JAECOO markası, gerçekleştirdiği pazarlama hamlesiyle Türkiye’de bir otomobilin seçilmesi, satın alınması ve kullanılmasına kadar geçen tüm yaşam döngüsünü kapsayan bir hizmet sistemi kurdu. JAECOO böylece benzersiz modellerinin pazardaki satışını teşvik edecek.

“Türkiye’de Türkiye için” felsefesiyle yeni ürünler sunmaya devam edecek!

JAECOO her zaman “Türkiye’de, Türkiye için” felsefesine bağlı kalmaya devam edecek. Marka, gelecekte Türk kullanıcıların off-road SUV’lara yönelik farklı gereksinimlerini karşılamak için teknolojik yeniliği dayanak noktası ve marka yeniliğini itici güç olarak kullanacak. Bunun yanında JAECOO Türk kullanıcılar için çok yönlü bir off-road ekosistemi oluşturmak üzere daha fazla off-road SUV ürünü pazara sunmaya devam edecek.

Continue Reading

Genel

Yeni eSprinter ve Sprinter, 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de

Bugüne kadarki en çok yönlü ve verimli tamamen elektrikli Mercedes-Benz eSprinter modelleri Avrupa’da satışa sunuldu. Yılın ikinci yarısından itibaren de Türkiye’de.

Çok sayıda yeni dijital ekstraya sahip eSprinter ve Sprinter, en güncel nesil MBUX dışında ek ve bazı durumlarda yeni ve daha da gelişmiş işlevlere sahip güvenlik ve destek sistemleriyle donatılıyor.

eSprinter 440 kilometreye (WLTP verisi) kadar menzil sağlıyor.

Hafif ticari araçların elektrikli ismi yeni Mercedes-Benz eSprinter yakında yollara çıkacak. Müşteriler için sağladığı katma değer, çok yönlülük ve esneklikle dikkat çeken, iki gövde tipi ve uzunluğu ile üç batarya boyutuna sahip yüksek taşıma kapasiteli yeni eSprinter farklı kullanım alanlarıyla öne çıkıyor. Daha fazla menzil ve daha fazla yük taşıma arasında tercih yapılabilen yeni eSprinter, 56 kWh veya 113 kWh kullanılabilir batarya kapasitesiyle Avrupa’da satışa sunuldu. 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de de satışa sunulacak yeni eSprinter’ın ürün gamına 81 kWh kapasiteli bir versiyon da eklenecek. Ayrıca ilerleyen dönemde ilk kez şasi kamyonet olarak da satışa sunulacak. Bu sayede de çok sayıda sektör için temel bir araç haline gelecek. Buna ek olarak, MBUX bilgi-eğlence sistemi, gelişmiş güvenlik ve destek sistemleri ve daha zengin bir donanım ile ilk kez akıllı, dijital bağlantı avantajı da sunuyor. Ayrıca eSprinter’da isteğe bağlı bir römork bağlantısı da olacak.

The new Mercedes-Benz eSprinter
The new Mercedes-Benz eSprinter

Çok yönlü ve verimli: Yeni Mercedes-Benz eSprinter

Verimlilik, menzil ve yük hacmi ile çok yönlü bir araç olarak öne çıkan yeni Mercedes-Benz eSprinter, çok sayıda teknik yenilik içermesinin yanında üç modülden oluşan yeni bir konsepti de esas alıyor. Böylece farklı uzunluk ve gövdelerle geliştirilme ve tasarlanma özgürlüğü sunuyor.

Tek tip bir gövde şeklinde tasarlanan ön modül, tüm yüksek voltajlı bileşenleri kapsıyor ve aks mesafesi ve batarya boyutundan bağımsız olarak değişiklik yapmadan tüm araç çeşitleriyle birleştirilebiliyor. Alandan tasarruf sağlayan entegre yüksek voltajlı batarya modülü gövdenin altında bulunuyor. Akslar arasındaki batarya konumu, sağlam batarya gövdesi ile yüksek voltajlı bataryanın en uygun şekilde yerleştirilmesini sağlıyor. Düşük ağırlık merkezi, yol tutuşu üzerinde olumlu bir etkiye sahip. Elektrik tahrikli arka aksa sahip arka modül de yeni eSprinter’ın tüm modellerinde kullanılıyor. Kompakt ve güçlü elektromotor da arka modüle entegre edilmiş durumda.

Mercedes-Benz eSprinter

Elektrikli güç-aktarma sistemleri ve yüksek voltajlı batarya

Yeni Mercedes-Benz eSprinter’daki elektrik tahrikli arka aks müşterilere; araç uzunlukları, maksimum brüt araç ağırlığı (4,25 tona kadar), çekme kapasiteleri (2 tona kadar) ve yük hacmi (maksimum 14 m³) açısından önemli avantajlar sağlıyor. Yeni eSprinter, her biri maksimum 100 ve 150 kW güç sağlayan verimli bir elektromotorla sunuluyor. Yeni sabit mıknatıslı senkron motor (PSM), özellikle yüksek verimliliğiyle öne çıkıyor. Müşteriler, menzil ve taşıma kapasitesi açısından kendi bireysel gereksinimlerine bağlı olarak yeni eSprinter için üç farklı batarya boyutu arasından seçim yapabiliyor (113 kWh, 81 kWh veya 56 kWh). WLTP döngüsüne dayalı bir simülasyonla hesaplanan elektrikli menzil 440 kilometreye kadar ulaşıyor (şehir içinde 500 kilometreye kadar). eSprinter’daki yeni DAUTO otomatik geri kazanım sistemi son derece verimli ve konforlu bir sürüş tarzı sağlıyor. Radardan, kameradan ve navigasyon verilerinden gelen bilgiler toplanarak işleniyor ve enerji geri-kazanım yoğunluğu gerçek zamanlı olarak sürüş koşullarına uyarlanıyor. Ayrıca ECO Assist işlevi ile, donanıma ve ülkeye bağlı olarak, önde bir aracın olup olmadığını, hız sınırının ne olduğunu veya ileride bir yokuşun olup olmadığını analiz ediyor ve ayağın gaz pedalından ne zaman çekilmesi gerektiğini gösterge panelinde belirtiyor. Ayrıca üç sürüş modu, maksimum konfor veya maksimum menzil arasında seçim yapma olanağı sağlıyor.

Mercedes-Benz hızlı sarj

Tüm Mercedes-Benz elektrikli van modelleri gibi yeni eSprinter da hem alternatif akım (AC) hem de doğru akım (DC) şarj olanağına sahip. Entegre şarj cihazı, hızlı şarj istasyonunda 115 kW’a kadar (isteğe bağlı) doğru akımla şarj olanağı sağlıyor. Böylece 56 kWh kapasiteli batarya, maksimum 115 kW ile yaklaşık 28 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e şarj oluyor. Kullanılabilir kapasitesi 113 kWh olan bataryanın şarj olması maksimum 115 kW ile yaklaşık 42 dakikaya sürüyor.

 

Geleneksel tahrikli yeni Mercedes-Benz Sprinter maksimum esneklik sunuyor

Yeni Mercedes-Benz Sprinter; arkadan itişli veya dört tekerlekten çekişli olmak üzere farklı güç aktarma türleriyle ve maksimum brüt araç ağırlığıyla (5,5 tona kadar) farklı sektörler ve kullanım alanlarının gereksinimlerini karşılıyor.

 

Yüksek verimlilik seviyesine sahip 2,0 litre hacimli dizel motorun (OM654) yanında seçilen modele ve güç aktarma tipine bağlı olarak 110 kW, 125 kW ve 140 kW olmak üzere dört farklı güç seçeneği bulunuyor. Güç aktarımını konforlu 9G-TRONIC otomatik şanzıman veya 6 vitesli manuel şanzıman sağlıyor.

Mercedes-Benz eSprinter

Mevcut MBUX nesli ve farklı dijital ekstralar

Hem eSprinter hem de Sprinter’da, 26 cm (10,25 inç) ekrana sahip, MBUX (Mercedes Benz Kullanıcı Deneyimi) bilgi-eğlence sisteminin en güncel nesli standart donanım olarak sunuluyor. Daha fazla konfor ve güvenliğe katkıda bulunan ek işlevlerle Sprinter ve eSprinter daha akıllı ve müşterilerin günlük yaşamlarını kolaylaştıran bir yapı sunuyor.

 

Yeni eSprinter, ayrıca MBUX sayesinde aktif menzil yönetimi ve bulut tabanlı hizmetler ve uygulamalarla akıllı navigasyonlu (elektrikli zekaya sahip navigasyon) elektromobil ekosistemine de entegre oluyor. Bu, şeffaflık ve mümkün olan en yüksek planlama güvenliği ile rahat bir yolculuk sağlıyor.

Mercedes-Benz eSprinter
Güvenlik ve destek sistemleri: Her durumda daha iyi destek

Yeni Sprinter ve eSprinter modellerinin güvenlik ve destek sistemleri, çoğu standart donanıma dahil olan ek ve bazı durumlarda yeni ve daha gelişmiş işlevlere sahip. Aktif Şerit Takip Asistanı, Kör Nokta Asistanı, ATTENTION ASSIST yorgunluk uyarısı, aracın üretim tarihinden itibaren yedi yıla kadar ücretsiz navigasyon verilerini içeren hız sabitleme özellikli Akıllı Hız Asistanı, panel vanlar ve minibüs için geri vites kamerası olmak üzere kapsamlı güvenlik ve destek işlevleriyle standart olarak donatılıyor. Ayrıca isteğe bağlı olarak, ilk kez, harekete geçerken aracın önündeki diğer yol kullanıcılarıyla çarpışmayı önleyen Harekete Geçme Bilgi Yardımcısı da sunuluyor. Bunun dışında N2 onaylı araçlar için standart, ancak diğer versiyonlarda opsiyonel olarak sunulan Yan Koruma Yardımcısı, yolcu tarafında tanımlı bir alanda yayaların ve bisikletlilerin daha iyi algılanmasına yardımcı oluyor. Rahat ve hızlı park etmek için park paketi kapsamında 360 derece kamera ve engellerin görünürlüğünü sağlayan yeni 3D ekran devreye giriyor. Bunun dışında opsiyonel dijital dikiz aynası, arka cam olmadığında veya araç uzun olduğunda bile arka tarafın rahat bir şekilde görülmesini sağlıyor.

 

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Trending

Copyright © 2017 Zox News Theme. Theme by MVP Themes, powered by WordPress.