Connect with us

Genel

Tamamen elektrikli Volvo EX30, İskandinav rüzgarı

Yeni, tam elektrikli Volvo EX30 güvenlik ve sürdürülebilirlik dışında, sunduğu en son teknolojiler ve İskandinav tasarımıyla kullanıcılarının hayatını daha rahat ve daha keyifli hale getirmeyi amaçlıyor.

Tamamen elektrikli Volvo EX30, buram buram İskandinav kokuyor

Sürdürülebilirlik anlayışıyla üretilen Volvo Cars’ın yeni küçük SUV’u EX30, şık bir iç mekân ve içerisinde özenle kullanılan malzemelerle birlikte etkileyici bir tasarım sunuyor. Sorumluluk anlayışıyla tasarlanan iç mekânda, çeşitli renk ve dokularda, kot, keten ve yün gibi geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir malzemeler kullanılıyor.

Volvo EX30, tek bir ekranda karmaşıklığı ortadan kaldırarak, kullanıcı odaklı ve keyifli sürüş deneyimi sağlıyor. Türünün ilk örneği olan gösterge panelini tamamen kaplayan bir soundbar ve bir dizi akıllı depolama alanı gibi özellikler, kullanıcılara ve yolculara sanki daha büyük bir otomobilde bulundukları hissini veriyor.

Volvo Cars İç Tasarım Başkanı Lisa Reeves, “Volvo EX30, İskandinav tasarımının en iyi unsurlarını bir araya getiriyor. Yeni malzemeler, yaratıcı dokular ve renkler, akıllı işlevsellik ve harika bir kullanıcı deneyimi, her otomobilimizde olduğu gibi EX30’da da kendini gösteriyor. Volvo EX30’da tüm bu unsurlar özenle kullanılmış ve küçük bir pakete akıllıca sığdırılmış diyebiliriz” dedi.

Birinci sınıf ses kalitesi

Volvo EX30’da yer alan, türünün ilk örneği Soundbar, ev ses sistemlerinden ilham alınarak tasarlandı. Soundbar’da tek bir ses çubuğu içerisinde birkaç hoparlör yer alıyor ve otomobilin kabininde premium bir ses olanağı sağlıyor. Donanımlar arasından Harman Kardon high-end ses sistemi de tercih edilirse, en sevilen müzikleri ve podcast’leri olağanüstü bir ses kalitesinde dinleme imkanı sunuyor.

Soundbar, hoparlörleri tek bir bileşen içinde kümeliyor, böylelikle kullanılan kablo ve malzeme miktarını azaltarak akıllı tasarımın harika bir örneğini oluşturuyor. Ön camın altına yerleştirilmiş ve kokpit tasarımına sorunsuz bir şekilde entegre edilmiş bu tasarım ilk başta fark edilemeyebiliyor. Ancak, bu tasarım sayesinde kapılarda hoparlör kullanımına ihtiyaç duymadan, bunun yerine araç içinde çok daha fazla depolama alanı sunuluyor.

Aynı şekilde cam açma kapama düğmeleri, hem sürücü hem yolcu için kolay ulaşılabilecek şekilde orta konsolda konumlandırılıyor. Torpido gözü ise orta ekranın altında yer alıyor. Böylelikle, düz zeminin sağladığı ekstra alan daha rahat kullanılabiliyor, hem sürücü hem de yolcu torpidoya kolaylıkla erişebiliyor. Tüm bu örnekler ve diğerleri, EX30’un tasarımının merkezileştirme ilkesine göre gerçekleştirildiğini gösteriyor.
Çok yönlü kullanım imkanı sunan orta konsol, bir kaydırma sistemi sayesinde ihtiyaca göre şekillendirilebiliyor. Bardak tutucunun üst kısmı, kahvenin veya akıllı telefonun sabitlenmesi için dışarı kaydırılabilme veya daha fazla depolama alanı sağlamak için içeriye itilebilme olanağı sunuyor. Alt tünelde, güneş gözlüğü veya kulaklık gibi küçük eşyalar için koruyucu bir saklama alanı yer alıyor.

Yukarıdaki geniş açık alana ise çanta yerleştirebiliyor. Rahatlık söz konusu olduğunda arkadaki yolcular da unutulmamış. Telefonlar için ön koltuk arkasında özel cepler yer alıyor. Orta konsolun altında arkadaki yolcular için düzgün bir saklama kutusu bulunuyor. Ayrıca bagaj kapağının içinde kullanışlı bir boyut kılavuzu eklenmiş. Böylelikle mobilya almaya gidildiğinde ya da alınan yeni bir masanın otomobile sığıp sığmayacağından emin olunmadığı zamanlarda bu kılavuz yol gösteriyor.

ex30-design-ux-teaser-2.jpg

Bir boşluk hissi yaratmak

EX30’un iç tasarımında yer alan merkezileştirme teması, gösterge panosunun ortasında yer alan 12,3 inçlik ekranda da kendini ortaya koyuyor. Ekran, bir sürücü olarak ihtiyaç duyulan tüm bilgileri içeriyor. Her şeyi tek bir ekrana sığdırmak, sürücünün etrafında bir ferahlık hissi yaratmanın yanı sıra malzemelerden tasarruf edildiği anlamına da geliyor.

Volvo Cars UX (Müşteri Deneyimi) Başkanı Tom Stovicek, “EX30’un içinde, bağlamsal ve odaklanmış arayüzler kullanma stratejimize devam ediyoruz .Tek bir ekranda, hız ve şarj seviyeleri gibi temel sürüş bilgileri üstte belirgin bir şekilde konumlandırılırken; aşağıda, navigasyon, medya ve diğer kontroller kolaylıkla görülebiliyor ve erişilebiliyor. Ayrıca, her an ihtiyaçlarınıza en uygun işlevleri sağlayan bağlamsal bir tuş da ekledik” dedi.
Orta ekran ayrıca, en önemli bilgiler dışında her şeyi ortadan kaldıran ‘ferah’ bir görünüm sunuyor. Bu özellik, hem ekstra odaklanma sağlıyor hem de uzun yolculuklar sırasında, özellikle gece kullanımlarında, gözlerinizin üzerindeki yükü azaltabiliyor.
Volvo EX30’da, en son teknolojiye sahip bilgi-eğlence sistemini sunma hedefi doğrultusunda, Google uygulaması yerleşik olarak yer alıyor. Bilgi-eğlence sisiteminde, Google Asistan, Google Haritalar ve Google Play’deki en sevdiğiniz diğer uygulamalar hands free özelliğiyle yer alıyor. EX30 aynı zamanda kablosuz Apple CarPlay işleviyle sunulan ilk Volvo otomobil olarak öne çıkıyor.

Bilgi-eğlence sistemi mevcut olduğu yerlerde 5G bağlantısı ile sunuluyor. ; Qualcomm Technologies, Inc.’in Snapdragon® Kokpit Platformları tarafından desteklenen bu birinci sınıf araç içi deneyim hız konusundaki beklentileri de karşılayacak.

Dört farklı ‘iç oda’ seçeneği

Yeni Volvo EX30’u seçerken, dört farklı iç ‘oda’ arasından seçim yapılabiliyor. Her oda, malzemelere sürdürülebilir bir yaklaşım getirirken her birinin teması farklı. Örneğin, kot kumaşının zamansız çekiciliğiyle tasarlanmış bir iç tasarımda kot geri dönüşümünden elde edilen atık ürünler kullanılıyor.
Sunulan diğer malzemeler arasında eski pencere çerçeveleri ve panjurlar gibi atık maddelerden yapılan geri dönüştürülmüş plastik; keten tohumu bitkilerinden elde edilen ve bir Volvo Cars Tech Fund yatırımı olan Bcomp tarafından sağlanan, yenilenebilir bir lif olan keten; yüzde 70 geri dönüştürülmüş polyester içeren bir yün karışımı; ve geri dönüştürülmüş plastik içeren yapılandırılmış örgü koltuk malzemeleri gibi materyaller yer alıyor.
Volvo EX30’da ayrıca, Nordico’nun kullanıldığı iç döşeme seçeneği de yer alıyor. Nordico, PET şişeler gibi geri dönüştürülebilir ürünlerden, İsveç ve Finlandiya’daki ormanlardan elde edilen biyolojik malzemelerden üretilen, yenilikçi ve teknik olarak gelişmiş bir malzemedir.

İskandinav tasarımının en iyi örneklerini içinde barındıran yeni Volvo EX30’un dünya prömiyeri 7 Haziran’da Milano’da yapılacak olup aynı tarihte seçili pazarlarda sipariş veya ön sipariş için hazır olacak.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Yeni eSprinter ve Sprinter, 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de

Bugüne kadarki en çok yönlü ve verimli tamamen elektrikli Mercedes-Benz eSprinter modelleri Avrupa’da satışa sunuldu. Yılın ikinci yarısından itibaren de Türkiye’de.

Çok sayıda yeni dijital ekstraya sahip eSprinter ve Sprinter, en güncel nesil MBUX dışında ek ve bazı durumlarda yeni ve daha da gelişmiş işlevlere sahip güvenlik ve destek sistemleriyle donatılıyor.

eSprinter 440 kilometreye (WLTP verisi) kadar menzil sağlıyor.

Hafif ticari araçların elektrikli ismi yeni Mercedes-Benz eSprinter yakında yollara çıkacak. Müşteriler için sağladığı katma değer, çok yönlülük ve esneklikle dikkat çeken, iki gövde tipi ve uzunluğu ile üç batarya boyutuna sahip yüksek taşıma kapasiteli yeni eSprinter farklı kullanım alanlarıyla öne çıkıyor. Daha fazla menzil ve daha fazla yük taşıma arasında tercih yapılabilen yeni eSprinter, 56 kWh veya 113 kWh kullanılabilir batarya kapasitesiyle Avrupa’da satışa sunuldu. 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de de satışa sunulacak yeni eSprinter’ın ürün gamına 81 kWh kapasiteli bir versiyon da eklenecek. Ayrıca ilerleyen dönemde ilk kez şasi kamyonet olarak da satışa sunulacak. Bu sayede de çok sayıda sektör için temel bir araç haline gelecek. Buna ek olarak, MBUX bilgi-eğlence sistemi, gelişmiş güvenlik ve destek sistemleri ve daha zengin bir donanım ile ilk kez akıllı, dijital bağlantı avantajı da sunuyor. Ayrıca eSprinter’da isteğe bağlı bir römork bağlantısı da olacak.

The new Mercedes-Benz eSprinter
The new Mercedes-Benz eSprinter

Çok yönlü ve verimli: Yeni Mercedes-Benz eSprinter

Verimlilik, menzil ve yük hacmi ile çok yönlü bir araç olarak öne çıkan yeni Mercedes-Benz eSprinter, çok sayıda teknik yenilik içermesinin yanında üç modülden oluşan yeni bir konsepti de esas alıyor. Böylece farklı uzunluk ve gövdelerle geliştirilme ve tasarlanma özgürlüğü sunuyor.

Tek tip bir gövde şeklinde tasarlanan ön modül, tüm yüksek voltajlı bileşenleri kapsıyor ve aks mesafesi ve batarya boyutundan bağımsız olarak değişiklik yapmadan tüm araç çeşitleriyle birleştirilebiliyor. Alandan tasarruf sağlayan entegre yüksek voltajlı batarya modülü gövdenin altında bulunuyor. Akslar arasındaki batarya konumu, sağlam batarya gövdesi ile yüksek voltajlı bataryanın en uygun şekilde yerleştirilmesini sağlıyor. Düşük ağırlık merkezi, yol tutuşu üzerinde olumlu bir etkiye sahip. Elektrik tahrikli arka aksa sahip arka modül de yeni eSprinter’ın tüm modellerinde kullanılıyor. Kompakt ve güçlü elektromotor da arka modüle entegre edilmiş durumda.

Mercedes-Benz eSprinter

Elektrikli güç-aktarma sistemleri ve yüksek voltajlı batarya

Yeni Mercedes-Benz eSprinter’daki elektrik tahrikli arka aks müşterilere; araç uzunlukları, maksimum brüt araç ağırlığı (4,25 tona kadar), çekme kapasiteleri (2 tona kadar) ve yük hacmi (maksimum 14 m³) açısından önemli avantajlar sağlıyor. Yeni eSprinter, her biri maksimum 100 ve 150 kW güç sağlayan verimli bir elektromotorla sunuluyor. Yeni sabit mıknatıslı senkron motor (PSM), özellikle yüksek verimliliğiyle öne çıkıyor. Müşteriler, menzil ve taşıma kapasitesi açısından kendi bireysel gereksinimlerine bağlı olarak yeni eSprinter için üç farklı batarya boyutu arasından seçim yapabiliyor (113 kWh, 81 kWh veya 56 kWh). WLTP döngüsüne dayalı bir simülasyonla hesaplanan elektrikli menzil 440 kilometreye kadar ulaşıyor (şehir içinde 500 kilometreye kadar). eSprinter’daki yeni DAUTO otomatik geri kazanım sistemi son derece verimli ve konforlu bir sürüş tarzı sağlıyor. Radardan, kameradan ve navigasyon verilerinden gelen bilgiler toplanarak işleniyor ve enerji geri-kazanım yoğunluğu gerçek zamanlı olarak sürüş koşullarına uyarlanıyor. Ayrıca ECO Assist işlevi ile, donanıma ve ülkeye bağlı olarak, önde bir aracın olup olmadığını, hız sınırının ne olduğunu veya ileride bir yokuşun olup olmadığını analiz ediyor ve ayağın gaz pedalından ne zaman çekilmesi gerektiğini gösterge panelinde belirtiyor. Ayrıca üç sürüş modu, maksimum konfor veya maksimum menzil arasında seçim yapma olanağı sağlıyor.

Mercedes-Benz hızlı sarj

Tüm Mercedes-Benz elektrikli van modelleri gibi yeni eSprinter da hem alternatif akım (AC) hem de doğru akım (DC) şarj olanağına sahip. Entegre şarj cihazı, hızlı şarj istasyonunda 115 kW’a kadar (isteğe bağlı) doğru akımla şarj olanağı sağlıyor. Böylece 56 kWh kapasiteli batarya, maksimum 115 kW ile yaklaşık 28 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e şarj oluyor. Kullanılabilir kapasitesi 113 kWh olan bataryanın şarj olması maksimum 115 kW ile yaklaşık 42 dakikaya sürüyor.

 

Geleneksel tahrikli yeni Mercedes-Benz Sprinter maksimum esneklik sunuyor

Yeni Mercedes-Benz Sprinter; arkadan itişli veya dört tekerlekten çekişli olmak üzere farklı güç aktarma türleriyle ve maksimum brüt araç ağırlığıyla (5,5 tona kadar) farklı sektörler ve kullanım alanlarının gereksinimlerini karşılıyor.

 

Yüksek verimlilik seviyesine sahip 2,0 litre hacimli dizel motorun (OM654) yanında seçilen modele ve güç aktarma tipine bağlı olarak 110 kW, 125 kW ve 140 kW olmak üzere dört farklı güç seçeneği bulunuyor. Güç aktarımını konforlu 9G-TRONIC otomatik şanzıman veya 6 vitesli manuel şanzıman sağlıyor.

Mercedes-Benz eSprinter

Mevcut MBUX nesli ve farklı dijital ekstralar

Hem eSprinter hem de Sprinter’da, 26 cm (10,25 inç) ekrana sahip, MBUX (Mercedes Benz Kullanıcı Deneyimi) bilgi-eğlence sisteminin en güncel nesli standart donanım olarak sunuluyor. Daha fazla konfor ve güvenliğe katkıda bulunan ek işlevlerle Sprinter ve eSprinter daha akıllı ve müşterilerin günlük yaşamlarını kolaylaştıran bir yapı sunuyor.

 

Yeni eSprinter, ayrıca MBUX sayesinde aktif menzil yönetimi ve bulut tabanlı hizmetler ve uygulamalarla akıllı navigasyonlu (elektrikli zekaya sahip navigasyon) elektromobil ekosistemine de entegre oluyor. Bu, şeffaflık ve mümkün olan en yüksek planlama güvenliği ile rahat bir yolculuk sağlıyor.

Mercedes-Benz eSprinter
Güvenlik ve destek sistemleri: Her durumda daha iyi destek

Yeni Sprinter ve eSprinter modellerinin güvenlik ve destek sistemleri, çoğu standart donanıma dahil olan ek ve bazı durumlarda yeni ve daha gelişmiş işlevlere sahip. Aktif Şerit Takip Asistanı, Kör Nokta Asistanı, ATTENTION ASSIST yorgunluk uyarısı, aracın üretim tarihinden itibaren yedi yıla kadar ücretsiz navigasyon verilerini içeren hız sabitleme özellikli Akıllı Hız Asistanı, panel vanlar ve minibüs için geri vites kamerası olmak üzere kapsamlı güvenlik ve destek işlevleriyle standart olarak donatılıyor. Ayrıca isteğe bağlı olarak, ilk kez, harekete geçerken aracın önündeki diğer yol kullanıcılarıyla çarpışmayı önleyen Harekete Geçme Bilgi Yardımcısı da sunuluyor. Bunun dışında N2 onaylı araçlar için standart, ancak diğer versiyonlarda opsiyonel olarak sunulan Yan Koruma Yardımcısı, yolcu tarafında tanımlı bir alanda yayaların ve bisikletlilerin daha iyi algılanmasına yardımcı oluyor. Rahat ve hızlı park etmek için park paketi kapsamında 360 derece kamera ve engellerin görünürlüğünü sağlayan yeni 3D ekran devreye giriyor. Bunun dışında opsiyonel dijital dikiz aynası, arka cam olmadığında veya araç uzun olduğunda bile arka tarafın rahat bir şekilde görülmesini sağlıyor.

 

Continue Reading

Genel

YENİ PEUGEOT 9X8, 2024 SEZONUNDA PERFORMANSINI ZİRVEYE TAŞIYACAK!

2024 PEUGEOT 9X8 tamamen yeni giydirmeye sahip yeni bir siluetle sahneye çıkıyor. Binlerce kilometrelik testi tamamlayan Team Peugeot TotalEnergies, 21 Nisan’da düzenlenecek olan 2024 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın ikinci turu 6 Saat Imola’da ilk kez yarışacak 2024 PEUGEOT 9X8 aracını tanıttı. PEUGEOT Sport ekibi, takımların önde 29 cm ve arkada 34 cm genişlikte daha etkili bir lastik kurulumu kullanmasına olanak tanıyan düzenleme değişikliğinden en iyi şekilde yararlanmak üzere PEUGEOT 9X8’in aerodinamiğini uyarladı ve PEUGEOT 9X8 artık bir arka spoylere sahip. Bununla birlikte aracın gövde yapısının yüzde 90’ı korundu. Peugeot Design ve PEUGEOT Sport, üst üste üç yıldır birlikte çalışarak Peugeot ekipleri tarafından özel olarak tasarlanan çok özel bir dış görünüme imza attı. Yeni görünümde markanın hız, esneklik ve gücünün simgesi Aslan logosu tasarımın merkezinde yer alıyor.

Team Peugeot TotalEnergies, yeni yarış otomobili 2024 PEUGEOT 9X8’i tanıttı. 2024 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın ikinci yarışı olan Imola’da ilk kez yarışacak olan PEUGEOT 9X8, yerini aldığı modele göre çeşitli geliştirmelerle bayrağı devralıyor. Geçtiğimiz sezon boyunca yarışan 2023 PEUGEOT 9X8, Le Mans’ta son derece iddialı bir performans elde etmişti.  Monza’da üçüncülükle ilk podyumuna çıkan 2023 PEUGEOT 9X8, FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonasında geçirdiği ilk tam sezonun ardından 2024 sezonunun açılış yarışı olan Losail’i de büyük oranda önde tamamladı. Şimdi ise ekip, 9 üretici ve 19 prototipin kıyasıya yarıştığı Hypercar sınıfının en iddialı otomobillerinden biri olarak görülen PEUGEOT 9X8’i çok sayıda önemli güncellemeyle optimize etti.

PEUGEOT 9X8’in ilk versiyonu, 2020/2021 sezonundaki teknik düzenlemeleri karşılayacak şekilde tasarlandı. Ancak otomobilin tasarım aşaması ile 2022 yazındaki tanıtım arasında kurallar değişti. Bu durum da belirli alanlardaki performans iyileştirmelerini beraberinde getirdi. Buna bağlı olarak otomobilin potansiyelini en üst düzeye çıkarmak ve Team Peugeot TotalEnergies tarafından belirlenen iddialı hedeflere ulaşmak adına bazı tasarım ayrıntıları revize edildi.

“Çok sayıda güncelleme ve iyileştirme içeriyor”

2024 PEUGEOT 9X8’in optimizasyonları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan PEUGEOT Sport Teknik Müdürü Olivier Jansonnie, ”Artık geçerli olmayan seçimler yapmıştık. Oluşan performans farkını 2023 yılındaki Performans Dengesi (BOP) yeterince dengelemedi. Aslında ana fikir, rakiplerimizin otomobil tasarımına benzer bir tasarıma dönmek ve böylece BOP açısından buna eşdeğer karşılık görmekti. Bu nedenle 31/31cm ile tüm tekerleklerde aynı lastik genişliğini kullanmayı bıraktık. Bunun yerine önde 29 cm ve arkada 34 cm lastik tercih ettik. Açık konuşmak gerekirse, aynı şasiye sahip ve yeni bir otomobil değil. Ancak çok sayıda güncelleme ve iyileştirme içeriyor. Lastiklerin etkili bir şekilde çalışabilmesi için PEUGEOT 9X8’in ağırlık merkezini değiştirmek zorunda kaldık. Bu da bazı bileşenlerin hareket etmesi ve diğerlerinin daha hafif hale getirilmesi anlamına geliyordu. Daha iyi bir aerodinamik dengeye sahip olmak için aerodinamik yükleri yeniden dağıtmamız gerekti. Bu da üstyapı bileşenlerinin yaklaşık yüze 90’ını yeniden tasarlamamızı gerektirdi ve en önemlisi de arka kanadı ekledik. Ayrıca yeni homologasyon ile bazı güvenlik ve performans iyileştirmelerini hayata geçirdik” dedi

Mart 2023’te, 2024 sezonu için araçta bazı radikal iyileştirmeler yapma kararı alındı. PEUGEOT Sport ekibi, 2023 WEC sezonuna katılırken aracı yeniden tasarlamak için yorulmadan çalıştı. Proje içinde proje olmasının ekibin iş yükünü oldukça artırdığını dile getiren Olivier Jansonnie, “Team Peugeot TotalEnergies’in bağlılığına ve çabasına güvendik. Bu çabanın sonucunu göstermek için heyecanlıyız. Hedefimiz ön sıralarda yer almak, podyum için ve galibiyet için mücadele etmek” dedi.

Bu güncellemeler aynı zamanda Peugeot Sport ile dört yıl önce başlayan iş birliğini sürdürme fırsatı da sağladı.  PEUGEOT Tasarım Müdürü Matthias Hossann, “Peugeot’nun 2022 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nda dönüşünü simgeleyen zarif ve sade bir tasarımla başladık. Sonrasında görsel sanatçı Demsky tarafından hem 24 Saat Le Mans yarışının yüzüncü yılını, hem de PEUGEOT’nun Le Mans’taki üçlü zaferinin 30. yıldönümünü kutlayan 2023 dış tasarımın ardından bu sefer Aslan Başını farklı ölçeklerde kullandığımız bir tasarımla ortaya çıktık. Bir aslan sürüsünü simgeleyen bu grafik tasarım, dayanıklılık yarışlarının değerlerini mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Takım ruhunu ve takımdaki yetenek zenginliğini öne çıkarmak istedik. Tasarım, siyah, gri, beyaz ve kriptonit olmak üzere PEUGEOT Sport renk kartelasından alınan farklı boyutlarda renklerden oluşuyor. Bu tema, PEUGEOT’nun grafik tasarım ekibi tarafından geliştirilen yaşam tarzı ürünlerinde de aynı şekilde kullanılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Team Peugeot TotalEnergies’in kaydettiği gelişmeyi gözler önüne seren 2024 PEUGEOT 9X8’in 2023 versiyonu, FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın açılış yarışı Katar 1812 km’de son kez sahneye çıktı ve 21 Nisan tarihinde FIA WEC sezonunun ikinci turu olan 6 Saat Imola yarışında yerini 2024 versiyonuna bırakmaya hazırlanıyor. PEUGEOT 2011 yılında Imola’daki Autodromo Enzo e Dino Ferrari yarışında nefes kesen çifte zaferle hafızalarda yer etmişti.

PEUGEOT CEO’su Linda Jackson, “Team Peugeot TotalEnergies’in FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nda yarıştığı ilk yıl olan 2023, tüm zorluklara rağmen takımın şekillenmesi ve tutkusunu göstermesi açısından herkes için önemli bir deneyim oldu. 2024 yılı için de hedefimiz aynı; yarış kazanmak. Bu yıl zorlu bir rekabet ortamı olacak. Bunu biliyoruz. Ancak ekibimiz, PEUGEOT 9X8’in markanın değerlerini mükemmel şekilde yansıtan 2024 versiyonunu geliştirmek için çok çalıştı. Team Peugeot TotalEnergies, enerjisi ve çabasıyla göz doldurdu. Dayanıklılık yarışlarındaki bu yeni dönemin parçası olmaktan gurur duyuyoruz ve motor sporlarında iz bırakmak istiyoruz” sözleriyle görüşlerini aktardı.

Yeni PEUGEOT 9X8’i değerlendiren Stellantis Motorsport Kıdemli Başkan Yardımcısı Jean-Marc Finot, “Öncelikle tüm PEUGEOT Sport ekibine çalışmalarından dolayı tebrik ve teşekkür ediyorum. 2023 sezonunda yarışırken, rekor sürede aracın bir kısmını yeniden tasarlamak gerçekten de küçümsenecek bir başarı değil. PEUGEOT 9X8, aslında LMH’de önde ve arkada eşit boyutta lastiklerin zorunlu olduğu 2020/2021 düzenlemelerini karşılamak üzere tasarlandı. Ancak bu arada kurallar değişti. Böylece rakiplerimizden bazıları arkada daha büyük lastikler kullanabildi. Aslında BoP’nin yapısal tasarımımızı dengelemek için yeterli olacağını düşünmüştük, ancak durum böyle olmadı. Bu nedenle otomobilin bir kısmını yeni lastik boyutlarına uyum sağlayacak şekilde yeniden tasarlamamız gerekti. Böylece aracın ağırlık merkezini kaydırdık, aerodinamik yüklerin dağılımını değiştirdik, bir arka kanat ekledik, daha hafif parçalar ürettik. Simülasyonlarımız ve ilk pist testlerimiz aracın daha fazla performansa sahip olduğunu gösterdi. Bu nedenle, minimum ağırlık ve maksimum güçle BoP sınırına yaklaşmadan ön sıralarda yer almayı umuyoruz” dedi.

 

Continue Reading

Genel

  Hollandalı Carver Türkiye’de Satışa Çıkıyor!  

Mikromobilite çözümleri konusunda Avrupa’nın önde gelen markalarından Carver, Türkiye’de GRS Automobility güvencesiyle satışa çıkıyor. Test sürüşleri ve ön sipariş süreci başlayan Hollandalı marka iki farklı model ve iki farklı alt donanım seviyesiyle Nisan ayında yollarla buluşacak. 1+1 oturma düzeni, yüzde yüz elektrikli yapısı ve kompakt boyutlarıyla şehir içindeki mobilite ihtiyaçlarını keyfe çevirecek Carver, Dinamik Araç Kontrol (DVC) sistemi sayesinde tıpkı motosikletlerdeki gibi 45 derece açıda yana yatabiliyor. Carver Cargo ise filolar ve KOBİ sahipleri için üst düzey bir alternatif haline gelecek.

Kayak’taki dönüş tekniği “carving” kelimesinden ilham alarak Hollanda’da 1994 yılında serüvenine başlayan ve geçen sene “En İyi Mikromobilite Elektrikli Aracı” seçilen Carver markası, ülkemizde de trafikte seyir keyfi verecek yeni bir yol arkadaşı olmaya aday olacak gibi görünüyor. Test sürüşleri ve ön sipariş süreci başlayan iki farklı donanım seviyesi ile gelen Carver S+ Carver R+ ve lojistiğe yönelik Carver Cargo modelleri, şehir içinde yolculukları pratik hale getirecek.

Yalnızca 98cm genişliği, 1+1 oturma düzeni, 75 litrelik bagaj hacmiyle eğlenceli, akıllı ve ekonomik seyahat çözümler sunan yüzde yüz elektrikli Carver’ın S+ modeli, 80 km/s son hız, 100 km menzil ve 3 saatte yüzde 80 şarj özellikleriyle öne çıkıyor. Carver R+ modeli ise 45 km/s son hızıyla 130 km menzil ile şehir içi ulaşımda çok ciddi bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Tüm modelleri B sınıfını ehliyet ile kullanılabilirken dileyenler Carver R+ modelini B motosiklet ehliyetiyle de kullanabilecekler. Carver’ı rakiplerinden ayıran en büyük unsur ise “Dinamik Araç Kontrol” sistemi sayesinde tıpkı motosikletlerde olduğu gibi virajlarda 40 derece açıda yana yatabilmesi. Böylelikle çok daha güvenli ve stabil bir sürüş deneyimi sağlıyor. Kapalı yapısı ve yüksek dayanımlı şasisi sayesinde motosikletlerden daha güvenli ve konforlu yolculuk vaat eden Carver açılabilir tavan ve müzik sistemi de sunuyor.

Carver Cargo ise 500 litrelik bagaj alanıyla filolar, kargo şirketleri ve KOBİ sahipleri için üst düzey alternatif haline gelecek gibi görünüyor. Her üç model Nisan ayında Türkiye yollarıyla buluşmayı bekliyor. Test sürüşü ve ön sipariş için İstanbul Kâğıthane’deki GRS Automobility Showroomu, 444 77 48 iletişim numarası veya carverturkiye.com web adresi üzerinden erişim sağlanabiliyor.

 

Continue Reading

Trending

Copyright © 2017 Zox News Theme. Theme by MVP Themes, powered by WordPress.