Connect with us

Elektrikli Otomobiller

PEUGEOT’DAN TAMAMEN ELEKTRİKLEŞME YOLUNDA E-LION PROJESİ!

PEUGEOT, E-LION Projesi kapsamında gerçekleştirdiği E-LION Günü’nde markanın elektrikliye geçiş yolundaki iddialı hedeflerini ve stratejilerini açıkladı. 2023 yılında PEUGEOT ürün gamındaki her model elektrik destekli olacakken, 2025 yılında markanın tüm modellerinde tamamen elektrikli bir ürün seçeneği olacak. 2030 yılına gelindiğindeyse Avrupa’da satılan PEUGEOT modellerinin tamamının tamamen elektrikli olması planlanıyor. PEUGEOT, E-LION Projesi kapsamında sadece araçların elektrikli olması değil, tüm satış, pazarlama ve sürdürülebilirlik konularında markanın ilerleyeceği yola dair planlar da paylaşıldı. PEUGEOT CEO’su Linda Jackson; “E-LION Projesi, bir elektrikli araç markası olarak PEUGEOT’nun stratejisini tanımlayacak ve marka değerlerimize uygun ulaşımı sağlamak üzere toplumun nabzını tutmamızı sağlayacak” dedi.  

PEUGEOT’nun elektrikliye geçiş yaklaşımı, E-LION Projesi adıyla tanıtıldı. Değişen dünyanın ihtiyaçlarına iyi araştırılmış bir yanıt niteliğinde olan PEUGEOT E-LION Projesi, gelecek nesil PEUGEOT modellerinde bu ihtiyaçları karşılamak için yol gösterici olacak. E-LION Projesi sadece elektrikliye geçişten ibaret değil, 5 temele dayalı, 360 derece bütünsel bir proje yaklaşımı.

PEUGEOT E-LION Projesi’nin 5 temel unsuru:

  • Ekosistem: STLA hedeflerine uygun ürün ve hizmet ekosistemi.
  • Deneyim: Şarjdan bağlantıya kadar uçtan uca eksiksiz müşteri deneyimi.
  • Elektrik: 2025 yılına kadar tamamen batarya elektrikli ürün gamına sahip olma taahhüdü.
  • Verimlilik: Performansı en üst seviyeye çıkarma ve kilo watt tüketimini en aza indirme hedefi (E-208 için 12,5 kWsa/100 km).
  • Çevre: 2038 yılına kadar net 0 karbon olma hedefi. 

PEUGEOT 2 yıl içinde 5 yeni elektrikli araç pazara sunacak 

Önümüzdeki 2 yıl boyunca 5 yeni PEUGEOT modelinin lansmanı gerçekleştirilecek. e-308 ile beraber Avrupa’nın ilk elektrikli station modeli e-308 SW, e-408, e-3008 ve e-5008, bu 5 modeli oluşturacak. Elektrikli 308 ve 308 SW, 115 kW (156 hp) güç üreten ve 400 km’nin üzerinde menzile (WLTP döngüsü) sahip yeni bir elektromotorla yollara çıkacak. Bu model, ortalama 12,7 kWsa enerji tüketimi ve segmentin en iyi verimlilik seviyesi ile çok iddialı bir seçenek olarak öne çıkıyor.

Yeni hibrit teknolojisi

PEUGEOT, MHEV 48V ile yeni hibrit teknolojisini de tanıtıyor. Marka bu yıl, 208, 2008, 308, 3008, 5008 ve 408 modelleri ile bu alana iddialı bir giriş yapacak. PEUGEOT Hybrid 48V sistem; yeni nesil 100 hp veya 136 hp PureTech benzinli motor, elektromotor (21 kW) ve benzersiz 6 vitesli elektrikli çift kavramalı şanzımandan (E-DCS6) oluşuyor. Sürüş sırasında şarj olan bir batarya sayesinde, bu teknoloji daha yüksek alt devir torku ve yakıt tüketiminde %15 azalma sağlıyor (3008 modelinde 126 gr CO2/km itibariyle). Böylece hibrit sistemle donatılan bir C segmenti SUV, şehir içi sürüşlerinde zamanın %50’sinden fazlasını sıfır emisyonlu, tamamen elektrik modunda geçirebiliyor. Aynı zamanda şehir içi sürüşlerinde sıfır emisyon modunda sürüş yapma olanağı da sağlanıyor.

Yeni nesil C-SUV

PEUGEOT e-3008, 2023’ün ikinci yarısında tanıtılacak, çift motor dahil olmak üzere 3 elektrikli güç-aktarma sistemiyle menzili 700 km’ye kadar ulaşacak. e-3008, ileri teknoloji ürünü STLA Orta Boy platformuyla pazara sunulan ilk otomobil olacak. Modelin hemen ardından e-5008 de tanıtılacak.

PEUGEOT’nun yeni BEV-by-design serisi 

PEUGEOT E-LION Projesi’ndeki ürün tasarımı ve teknolojik yenilikler, 2038 yılına kadar net 0 karbon olma hedefinde çok önemli bir rol oynayacak. PEUGEOT’nun yeni BEV-by-design serisi, Stellantis teknoloji platformları tarafından desteklenecek ve gelecekteki tasarımların geliştirilmesi için heyecan verici bir temel sağlayacak. Yeni gövde orantıları aracın genel oranlarını yeniden tasarlamak için daha fazla esneklik ve özgürlük sağlayacak. Tamamen yeni bir tasarım diliyle yeni açılar yakalanacak. İç mekan ve işlevleri yeniden yorumlanarak yeni hacimler oluşturulacak. Araç kontrollerinde “Yeni Jestler” kullanılarak yeni dönemde yenilikler hayatımıza girecek. Örneğin; elektronik direksiyon, aracı kontrol etmenin tamamen yeni yollarını sağlayacak. Hypersquare ve 2026’dan itibaren pazara sunulacak olan tamamen yeni bir HMI ile yeni nesil akıllı i-COCKPIT tasarımına olanak sağlanacak.

STLA teknoloji çözümleri de kabin içi deneyimi kolaylaştırıyor. Otomobilin sinir merkezi STLA-BRAIN’in merkezi zekası, havadan (OTA) yüklenebilecek. STLA-SMARTCOCKPIT, kabin içinde ve kabin dışında dijital yaşamınızı tamamlayacak. STLA-AUTODRIVE, otonom sürüşün geleceğini adlandıracak. Amazon ve Foxconn gibi dünyanın önde gelen oyuncularıyla yapılan iş birlikleri, yeni teknolojinin her zaman harika bir deneyim olarak sunulmasını sağlıyor.

PEUGEOT Ürün Müdürü Jerome Micheron; “Müşterilerimiz elektrikli bir PEUGEOT kullandığında, yine de her şeyden önce bir PEUGEOT kullanmış olurlar. Bu benzersiz deneyim her zaman önceliğimiz olacak” dedi.

PEUGEOT, GWP’yi (Küresel Isınma Potansiyeli), gelecek 2 araç nesli ile 4’e bölüyor

Devam eden girişimler, kaynak bulma ve tedarik zinciri stratejilerinden otomobilin genel bileşimine ve yapısına, kullanılan malzemelere kadar uzanıyor. Örneğin siyah ve kromun yerini ışık ve cam alıyor, hafif koltuklar, alaşım jantlar da dahil olmak üzere geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımına odaklanılıyor, küresel yaşam döngüsü stratejisi ile yeni nesil ürünler tasarlanıyor.

Küresel Yaşam Döngüsü: Gelecekte, bir batarya elektrikli otomobilin ömrü 20 ila 25 yıl olacak. Bugün ise bir içten yanmalı otomobilin ömrü yaklaşık 15 yıl. Bu uzatılmış yaşam döngüsü, tasarımcılar için yaşam süresi boyunca ürünlerle yeni etkileşimler hayal etmek için harika bir fırsat. “Yaşam Döngüsü Tasarımı” yaklaşımının 4 aşaması bulunuyor:

  • Kullanım ömrü: Stellantis platformu ve uygulamaları temel alınarak 25 yıl dayanacak şekilde tasarlanmış mimari.
  • Yenileme: Geri dönüştürülmüş parçaların kullanımı dahil önemli parçaları yenileme ve geri dönüştürme.
  • Güncelleme: Araç her el değiştirdiğinde yeni gibi görünmesini sağlamak için, aracın önemli, döşeme ve trim gibi “aşınan” parçalarını, INCEPTION Concept örneğinde olduğu gibi yenileme.
  • Talebe bağlı olarak: Otomobilin çekiciliğini korumak için HMI, aydınlatma ve diğer yazılımla çalışan bileşenlerin akıllı telefonlardaki gibi düzenli aralıklarla kablosuz olarak yenilenmesi.

PEUGEOT Tasarım Müdürü Matthias Hossann; “Artık ikinci el otomobil olmadığını hayal edin. Bunun yerine, ihtiyaçlarınıza göre, istediğiniz zaman güncelleyebileceğiniz veya yükseltebileceğiniz, yeni ve kişiselleştirilmiş otomobiller olacak. Ömrü boyunca değerini koruyan, her zaman güncel kalan bir ürün” değerlendirmesine bulundu.

Ağırlığı, atıkları ve üretim sürecini en aza indirmeye odaklanmak, sürdürülebilirliğin 4 temel prensibine sahip PEUGEOT INCEPTION CONCEPT örneğinde olduğu gibi yenilikçi teknikleri beraberinde getiriyor:

  • Ağırlık azaltma (Daha ince koltuklar, havalı kapitone kumaşlar…)
  • Atık azaltma (Kalıplanmış kumaşlar)
  • Kaynakları azaltma (Hammadde iyileştirmesi, alaşım ve krom olmayan…)
  • Enerji kullanımı azaltma (Elektrik verimliliği)

PEUGEOT Ürün Müdürü Jerome Micheron; “Bu gelişmeler, çevreye daha saygılı yeni bir çağın habercisi ve müşterilerimize PEUGEOT olarak ‘Göz Alıcılığın Gücü’nü gösteren benzersiz yenilikler sunmamızı sağlıyor” dedi.

Konu kullanıcı deneyimi olduğunda, PEUGEOT, müşterilerine “İlham Veren”, “Basit” ve “Erişilebilir” ürünler sunmaya devam edecek

İlham Verici: PEUGEOT otomobillerin ötesinde, “Göz Alıcılığın Gücü” ile tüm sahip olma deneyimi en üst seviyeye taşıyor. Her elektrikli araç deneyimi, PEUGEOT’nun üç değeriyle uyum hale getiriliyor:

  • Kedi duruşu ve 3 pençeli ışık imzası ile “Göz Alıcı” tasarım, PEUGEOT tasarımının ayırt edici özelliği.
  • Elektrikliye geçiş ve i-Cockpit’in üstün kullanım özellikleriyle sezgisel sürüş keyfi “Duygu”su daha da güçleniyor.
  • Elektrikli araç ürün gamında kalite, verimlilik ve teknoloji ile “Mükemmellik”.

Sürüş öncesinde, sürüş esnasında ve sonrasında gelişmiş müşteri deneyimi için her şey yalın hale getiriliyor

  • Kolay satın alma: PEUGEOT, yeni 408’i PHEV First Edition versiyonuyla pazara sundu. Birkaç basit tıklamayla, çevrimiçi olarak sipariş edilebilen, şarj dahil tüm seçenekleri kapsayan yalın bir paket.
  • Kolay şarj: Free2Move e-Solutions ve uçtan uca hizmet çözümü ile evde şarj, ev tipi Wallbox ile çözümleniyor. e-Solutions kartı aracılığıyla Avrupa’nın en geniş şarj ağına (350.000 istasyon) erişim sayesinde yolda da şarj edilebiliyor. “Dokun ve git” RFID kartı, birden fazla enerji dağıtıcısını kapsıyor ve hatta kullanıma hazır kredi ile ön yükleme de yapılabiliyor.
  • Kolay planlama: “PEUGEOT Trip Planner” uygulaması, yolculuk boyunca şarj edilecek en iyi yerin planlanmasına yardımcı oluyor. Geleceğe yönelik çözümler, müşterilerin şarj esnasında geçirdikleri süreyi optimize etmek için şarj noktalarının yakınında özel yiyecek, alışveriş ve aktivite alanlarını içeriyor.

PEUGEOT, ulaşılabilirlik hedefi ile artan yaşam maliyeti ve enflasyonla birlikte, elektrikli araç deneyimini erişilebilir kılmaya odaklanıyor

PEUGEOT Pazarlama ve İletişim Müdürü Phil York; “Elektrikli araca sahip olma ile ilgili yaklaşım, elektrikli araçların genel ilkelerinin ötesine ve kişisel lojistiğe dönüşüyor. Müşterilerimizin gereksinimlerini ilham verici, basit ve erişilebilir çözümlerle karşıladığımızı görmek beni heyecanlandırıyor. PEUGEOT olarak ilgili beklentilere tam olarak cevap veriyoruz” dedi.

Net 0 karbon hedefleri için topyekûn planlama

PEUGEOT, 2038 yılına kadar net 0 karbon olma hedefini yerine getirme yolunda ilerliyor. Küresel ısınma potansiyelini 2030 yılına kadar dünya genelinde %60 ve Avrupa’da da %70 oranında azaltmayı öngörüyor. Net 0 karbon planı, aşağıdaki yaklaşımlarla tamamen elektrikli olmanın ötesine geçiyor:

  • Ürün tasarımı ve imalatında kullanılan malzemeler
  • Kullanılan enerji
  • Ürünleri döngüsel ekonomi yaklaşımına dahil etme

Toplumdaki Döngüsel Ekonomi, malzemeler ve mallar için “al, yap, at” yaklaşımından döngüsel bir yaklaşıma geçmeli. Stellantis, “Döngüsel Ekonomi”yi; araçları daha uzun süre dayanacak şekilde tasarlamaktan, geri dönüştürülmüş malzeme kullanım yoğunluğuna ve ayrıca otomobilleri ve parçaları tamir etme, yeniden üretme, yeniden kullanma ve geri dönüştürme (4R stratejisi) olarak ele alıyor. Buna ek olarak, araçları ve parçaları yenileme ve araçları batarya elektrikliye dönüştürmek için “retrofit” programları ile ömrünü uzatmak ve tasarlamak üzere 6R stratejisi ile yaklaşıyor. Stellantis yetkili servileri, parça kataloglarında “yeniden üretilen” parçaları görebiliyor ve bunları müşterilere uygun fiyatlı sürdürülebilir parça olarak sunabiliyor. Hem ticari hem de bireysel müşteriler, Stellantis’in B-Parts adındaki e-ticaret platformunda (Şu anda 155 ülkede 5,2 milyon parçayla mevcut) “yeniden kullanım” sürecini görebiliyor. Bunun dışında müşteriler CE fabrikalarında SUSTAINera etiketi görülmeye başlanacak. Bu etiket, parça kutularında zaten kullanılıyor ve araçlarda da uygulanacak. Müşteriler bu etiketi gördüklerinde, o parçanın üretiminde geri dönüştürülmüş içerik içermeyen eşdeğer parçaya kıyasla %80’e kadar daha az hammadde ve %50’ye kadar daha az enerji kullanıldığından emin olabiliyor.

PEUGEOT CEO’su Linda Jackson; “Net 0 karbon sadece üç kelimelik bir ifade değil. Bir zihniyet ve bir yaklaşım meselesi. Organizasyonlar kadar bireyler olarak hepimizin benimsemesi gereken bir yaklaşım. Aynı şekilde E-LION Projesi de bir strateji ve sunum destesi değil. Bu proje, gerek bizler, gerekse de gelecek nesiller kritik öneme sahip. Bu nedenle gerçekleştirmeye kendimizi adamış durumdayız” dedi.

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elektrikli Otomobiller

Kia, İstanbul’da düzenlediği lansmanda merakla beklenen modeli EV3 ve Yeni EV6’yı tanıttı. 

Ödüllü EV6 ve EV9’un üstün teknolojilerini geniş iç mekanıyla bir araya getiren Kia EV3772 km’ye kadar segment lideri şehir içi sürüş menziliyle elektrikli SUV pazarına iddialı bir giriş yaptı.

Yeni EV6 ise stil sahibi tasarımını güncelleyerek, rekabetçi bir fiyatla meraklılarıyla buluşuyor. Yeni EV6, sadece 18 dakikada* %10’dan %80 seviyesine şarj edilebilmesini sağlayan 800V ultra yüksek hızlı şarj altyapısıyla kullanıcılarına sıra dışı bir elektrikli araç deneyimi sunuyor.

Kia EV3 ve Yeni EV6’nın tanıtıldığı lansmanda konuşan Kia Türkiye Genel Müdürü Can Ağyel, “Sürdürülebilir bir dünya için elektrifikasyon konusunda sektörümüze liderlik eden markaların başında geliyoruz. Bunu hem küresel hem de ulusal ölçekte yapıyoruz. 2020 yılının sonunda açıkladığımız Plan S stratejisi kapsamında 2030 yılına kadar 14 elektrikli model geliştireceğimizi duyurmuştuk. EV6 ve EV9 bu strateji kapsamında geliştirilen ilk araçlar. EV3 ile tam elektrikli model sayımızı dörde yükselttik. Yaklaşık dört yıldır devam ettiğimiz dönüşüm yolculuğumuzu bugün EV3 ile taçlandırıyoruz” dedi.

Kia’nın elektrifikasyon sürecinde lider markalardan biri olduğunu söyleyen Ağyel, “Küresel ölçekteki sıfır emisyon hedefleri için otomotiv sektörüne büyük sorumluluk düşüyor. Gezegenimizi korumak ve çocuklarımıza yaşanabilir bir gelecek bırakmak için elektrifikasyonun gücüne inanıyoruz. Kia, 2030 yılında küresel ölçekte 4,3 milyon adet araç satmayı ve toplam satışlarının yüzde 40’ını elektrikli araçlardan elde etmeyi hedefliyor. Kia Türkiye olarak bizler de, 2024 yılında toplam satışlarımızın yüzde 11’ini tam elektrikli araçlarımızdan elde ettik. Gelecek yıl ise toplam satışlarımızın yüzde 45’inin tam elektrikli modellerimizden sağlanacağını öngörüyoruz. Diğer bir deyişle, küresel hedefi beş yıl öncesinden yakalayacağız” ifadelerini kullandı.

Heyecan verici bir sürüş deneyimi

EV3’ün 604 km WLTP menzili, şehir içi sürüş koşullarında kullanıldığında 772 km’ye kadar çıkıyor. i-Pedal teknolojisi ile direksiyon arkasındaki kulakçıklardan rejeneratif frenleme seviyesini ayarlayarak sürücüye fren pedalı kullanmadan sürüş esnekliği sunuluyor.

EV3’ün sadece 0,263 sürtünme katsayısına sahip aerodinamik tasarımı, verimliliği ve performansı üst düzeyde sunuyor. 400V hızlı şarj teknolojisi, EV3’ün 58,3 kWh batarya kapasitesine sahip versiyonu için 29 dakikada ve 81,4 kWh versiyonu için 31 dakikada %10’dan %80 seviyesine kadar bataryaları şarj etmeyi sağlıyor.

Yüksek verimli ısı pompasına sahip EV3 bu sayede menzilden ödün vermeden tüm hava koşullarında maksimum konfor ve optimum güç kullanımı sağlıyor.

Kia  mühendisleri, şehir hayatının dinamiklerine odaklanarak direksiyonda hassasiyet ve sürüş hakimiyetine öncelik verdi. Böylece, EV3 hem dar sokaklarda çeviklik sağlarken hem de otoyollarda ve virajlarda üstün performans vadediyor.

Teknoloji ve rahatlık

EV3’ün geniş iç mekânı, pratikliği en üst düzeye çıkaran özellikleriyle kullanıcısına maksimum konfor sunuyor. Sadelik ve ergonomiyi ön planda tutan tasarımda, sürücünün tüm bilgilere kolayca ulaşabilmesi için 12,3 inçlik gösterge bilgi ve 12,3 inçlik multimedya ekranı ile klima kontrolüne özel 5,3 inçlik bir ekran bir araya getirilerek 3 modüllü ultra geniş panoramik bir ekran bulunuyor.

Sürdürülebilir bir gelecek

Okyanuslarda ve nehirlerde biriken plastiği temizlemeye odaklanan sivil toplum kuruluşu The Ocean Cleanup ile yapılan iş birliği kapsamında, Pasifik Okyanusu’ndan toplanan atıklar geri dönüştürülerek EV3’ün iç mekan tasarımında kullanıldı. EV3, toplamda 28,5 kg geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı ile üretimde çevreci yaklaşıma da yeni bir soluk getiriyor.

Yenilikçi çözümler bulmayı ve daha temiz bir gezegene ulaşmayı amaçlayan 7 yıllık ortaklık, Büyük Pasifik Çöp Alanı’ndan yaklaşık yarım milyon kilogram plastiğin çıkarılmasını hedefliyor.  

Türkiye’de Satışta 

Kia EV3, 58,3 kWh bataryaya sahip standart menzil ve 81,4 kWh bataryaya sahip uzun menzil seçenekleriyle 1.490.500 TL ve 1.920.500 TL arasında değişen fiyat etiketiyle satışa sunuldu.

 

Yeni EV6 ise, 63 kWh bataryaya sahip Elegance versiyonuyla, lansmana özel 1.920.500 TL fiyat etiketiyle satışa sunuldu.

 

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

Hyundai’den Cep Herkülü Elektrikli: Hyundai INSTER Cross

Hyundai, geçtiğimiz aylarda tanıttığı INSTER’ın yeni bir versiyonu olan INSTER Cross’u da gün yüzüne çıkardı. Yeni crossover model, çok yakında satışa sunulurken aynı zamanda hem outdoor hem de şehir içi kullanımda çok yönlü bir kullanım imkanına sahip olacak.

A ve B segmenti modelleri arasında konumlanan INSTER, geniş iç mekanı ve cömert bagaj kapasitesiyle dikkat çekerken aynı zamanda gelişmiş manevra kabiliyeti, pratiklik ve esneklik sunuyor. INSTER Cross ise normal versiyondan daha belirgin dış ve iç tasarım öğelerine sahip olacak.

INSTER Cross, maceracı karakterini vurgulamak için geniş, dikdörtgen ön ve arka tamponlarla ve ayrıca kabartmalı siyah kaplamalarla fark yaratıyor. Ön ve arka koruma kaplamalar, tamamlayıcı 17 inç alaşım jantlarla birleşerek üstün bir crossover görüntüsü sunuyor. Tavan rayları ise açık hava gezileri veya kamp etkinlikleri için standart olarak sunuluyor. Crossover versiyon, özel bir dış renk olan Mat Amazon Yeşil ve INSTER için sunulan standart beş renk (opsiyonel siyah tavan) seçeneğiyle sunulacak.

INSTER Cross’un iç mekanı da son derece iddialı. INSTER ile benzer şekilde bir düzen sunan otomobil, kendinden daha üst segmentlerdeki modellerde yaygın olarak karşımıza çıkan özellikleri de sunacak. INSTER Cross, 360 kilometreye varan bir menzilin yanı sıra, yaklaşık 30 dakikada yüzde 10 ila yüzde 80 oranında şarj edilebiliyor. INSTER Cross ayrıca, Otoyol Sürüş Asistanı, Akıllı Hız Kontrolü ve İleri Çarpışma Önleme Asistanı 1.5 dahil olmak üzere segment lideri güvenlik donanımlarına da sahip. INSTER Cross’un üretimine bu yılın sonlarına doğru Hyundai’nin Kore’deki üretim tesisinde başlaması planlanıyor.

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

Hep Daha Fazlası için Hyundai Yeni SANTA FE

Hyundai, gelişmiş teknolojisi ve şık tasarımıyla öne çıkan SANTA FE modelini Türkiye’de satışa sundu. Kentsel işlevselliği ve açık hava keyfini vurgulayan dört çeker model, konfor özellikleriyle öne çıkıyor. Türkiye’de 1.6 litrelik benzinli Turbo Hybrid seçenekle satışa sunulan model, birinci sınıf bir D-SUV.

Hyundai’nin bundan 24 yıl önce satışa sunduğu SANTA FE modeli, 2023 yılında beşinci nesliyle tekrar SUV dünyasında tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Birinci jenerasyondan son haline kadar çok fazla değişim ve gelişim gösteren SANTA FE, aynı zamanda markanın global olarak en çok satılan ve en çok beğenilen SUV modellerinden biri oldu. Adını Amerika’daki Santa Fe şehrinden alan model, bölgenin zorlu yapısını ve açık hava temasını en iyi şekilde karakterize ederek günlük bir otomobil olarak karşımıza çıkıyor.

Dış ve iç tasarımda radikal bir dönüşüm sergileyen SANTA FE, bagaj kapasitesini artırarak yaşam tarzına dayalı işlevselliğe öncelik veriyor. Şık görselliğini üstün bir iç mekan ile kombinleyen yeni model, aynı zamanda teknolojik donanımlar ve güvenlik asistanlarıyla da bir SUV otomobildeki beklentileri fazlasıyla karşılıyor. Ayrıca, Yeni SANTA FE’nin sınırsız açık hava ve şehir içi kullanımını birlikte sunabilen cesur ve güçlü kimliği, SUV pazarında modelin farkındalık yaratmasına yardımcı olacak.

Satışa sundukları yeni modelle ilgili görüşlerini dile getiren Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel, “Bundan 24 yıl önce satışa sunduğumuz SANTA FE, dünya çapında 6 milyondan fazla satarak kendi segmentinde büyük bir başarı gösterdi. Tamamen yenilenen beşinci nesil Yeni SANTA FE’yi ülkemizde de satışa sunmaktan büyük bir heyecan duyuyoruz. Yeni SANTA FE, lüks ve premium SUV modelleri tercih eden kullanıcılar için yüksek kalitesi, geliştirilmiş sürüş dinamikleri, verimli hibrit motoru ve artırılmış iç mekan konforuyla güçlü bir tercih sebebi olacak. Yeni SANTA FE, markamızın SUV segmentindeki performansıyla birlikte aynı zamanda marka imajına ve gelecek modellerimize de ışık tutacak” dedi.

Baştan sona gelişen tasarım

SANTA FE, yeni modelle birlikte tasarımda zirveye doğru yol alıyor ve boyutlar arasında üstün bir denge sağlayarak gerekli olan tüm görkemli estetiği sunuyor. Genel olarak SANTA FE’nin tasarımı, kare şeklindeki oranlarıyla karakterize edilen rafine ve sağlam bir tasarım olarak tanımlanabilir.

Yeni otomobilin dış görünümü, daha uzun dingil mesafesi ve daha geniş bagaj kapağı alanı sayesinde sınıfının sınırlarını aşmış durumda. Güçlü tasarım yalnızca dinamik ruhunu tamamlamakla kalmıyor, aynı zamanda şehir içi veya açık alan kullanımına uygun premium bir SUV modasını da başlatıyor.

Aracın iddialı ön kısmı, genel olarak tasarımda baskın bir şekilde öne çıkıyor. H şeklindeki tasarım öğeleri, krom radyatör ızgarası deseni ve geniş bir görüntü yansıtan yatay bir düzen ile harmanlanıyor. Benzersiz ön profil, H şeklindeki ışıklarıyla ve ayırt edici motife katkıda bulunan bir süslemeyle destekleniyor. Yüksek kaput çizgisi ve keskin çamurluklar, SANTA FE’nin muhteşem tasarım detaylarından bir diğeri. Geleceğe yönelik aydınlatmanın bir örneği olan H-light LED lambalar, birleşik bir çizgide birleşirken aynı zamanda aracın özenle tamamlanmış krom radyatör ızgarasıyla uyum sağlıyor.

En az ön kadar dikkat çekici olan yan profil de temiz ve güçlü bir hacim hissini sağlam gövde oranlarıyla birleştirerek benzersiz ve büyüleyici bir stil ortaya çıkarıyor. Arttırılmış uzunluk ve yükseklik, daha uzun dingil mesafesi ve kısaltılmış ön çıkıntı gibi ferah unsurlarla yeniden tanımlanan SANTA FE’nin benzersiz stili, tamamlayıcı bir tavan ve kemer çizgisiyle daha da güçlendiriliyor. Buna ek olarak; 20 inçlik alaşım jant tasarımı, genel olarak sofistike ve aynı zamanda şık görünüme katkıda bulunuyor. Köprü tipi bir tavan rayına yer verilirken off road kullanımı da vurgulanmış oluyor. Bununla beraber A sütunundan başlayarak bagaj kapağına kadar uzanan camlar da iç mekandaki ferahlığı ve özgürlüğü artırıyor.

Arka tasarım ise uzatılmış bagaj kapağını tamamlayacak şekilde hazırlanmış. Sade estetiği sağlam bir stille harmanlayan arka taraf, temiz ve rafine bir profil oluşturuyor. Ön ve yan elemanlarla kontrast oluşturarak ölçülü güzelliği vurgulayan bu bölüm, benzersiz bir aydınlatma imzasıyla dikkat çekiyor. Ön taraf ile aynı H-ışık konseptini içeren arka, burada da yatay bir şekilde uzatılmış ve ayırt edici lambalarla öne çıkıyor. Arka stop lambalarında da H şekline yer verilerek tasarımda bütünlük sağlanıyor. Gizli tip arka silecekle desteklenen arka bagaj kapağı, tamamen açıldığında da üstün bir yükleme alanı sunuyor.

Arka tampondaki sinyaller ve geri vites lambalarını birleştirerek rafine bir sofistike görüntü sunan otomobil, gri renkli logo ve yeni SANTA FE yazısıyla da lüks dokuyu destekliyor. Kısacası, SANTA Fe’nin arka tasarımı, Hyundai’nin yenilikçiliğini ve tasarımdaki farkındalığını temsil ediyor. Bu arada SANTA FE, Türkiye’de 7 farklı gövde rengiyle satışa sunuluyor.

Geniş ve yenilikçi iç mekan

Yeni SANTA FE, dört farklı renk seçeneğine sahip geniş iç mekanında yenilikçiliği ve konforu harmanlıyor. Detaylara dikkat edilerek tasarlanan model, iç mekanında çok sayıda depolama ve saklama gözü seçeneği sunarak yolcu rahatlığını ön planda tutuyor. Birinci sıradan üçüncü sıraya kadar yolcular, stil ve işlevsellik arasında uyumlu bir denge sağlayan, özenle hazırlanmış bir ortamla ağırlanıyor. Stratejik olarak entegre edilmiş çok sayıda depolama alanı, tüm yolcular için konforlu ve kullanıcı dostu bir sürüş keyfi sağlıyor. Ayrıca, SANTA FE’nin iç mekan mükemmelliği, kendi segmentinde de yeni bir standart belirliyor.

SANTA FE’nin sürücü bölümünde tasarım ve son teknoloji hissi öne çıkıyor. Kapılar açılır açılmaz artan kalite hissiyatını sergilemeye başlayan SANTA FE, H şeklindeki gizli ambiyans ışıklarıyla şovunu yapmaya başlıyor. Gösterge panelinden başlayarak ön ve arka kapılara kadar sorunsuz bir şekilde uzanan bu aydınlatma, kabine şık ve benzersiz bir duygu katıyor. Kokpitte yer alan 12,3 inçlik çift panoramik kavisli ekran ise olağanüstü bir işlevsellik sunuyor. Bu ekrandan sürüş parametreleri, navigasyon ve multimedya gibi fonksiyonlara yer veriliyor. Kokpitin altına doğru yerleştirilen 6,6 inçlik klima kontrolü de kendine özel bir dijital ekrana sahip. Büyüleyici animasyon efektlerine sahip büyük bir dokunmatik ekran aracılığıyla çeşitli iklim işlevlerini ön plana çıkarıyor. Bu arada kokpitin dört bir yanı deri döşeme ile kaplanarak kalite vurgusu ön planda tutuluyor.

Direksiyon koluna entegre elektronik vites kolu yani shift by wire ise sürüş sırasında sezgisel ve hızlı vites değiştirme olanağı sağlıyor. Rahatlığı artıran çift yönlü orta konsol, ikinci sıra koltuklarda bile paylaşımlı depolama alanını kolaylaştırıyor ve maksimum alan kullanımı için kullanıcısına yardımcı oluyor. Aşırı ısınmayı önlemek için dahili bir soğutma fanıyla donatılmış çift kablosuz akıllı telefon şarj pedi, iki akıllı telefonun aynı anda şarj edilmesini sağlıyor.

Ayrıca, orta konsoldaki bardak tutucular, maksimum 105 milimetre çapındaki büyük kapasiteli bardaklara yer sağlıyor. Hem stil hem de işlevselliği ön planda tutan detaylarla hazırlanan SANTA FE’nin kabinindeki orta kol dayama ise hem öne hem de arkaya doğru açılarak hem sürücüye hem de arkadaki yolculara anında depolama alanı sağlıyor. Dijital Dikiz Aynası (DCM) ise bir kamera sensörü aracılığıyla gerçek zamanlı arka görüntüleri aynaya yansıtarak görüşü optimize ediyor. Bu gelişmiş dikiz aynası, altındaki bir buton ile dilendiği zaman geleneksel cam ayna şeklinde de kullanılabiliyor. SANTA FE, 12 inçlik Head-Up Display (HUD) yani sanal gösterge paneliyle de güvenlik ve rahatlık sunmaya devam ediyor. Bu özellik, temel araç bilgilerini doğrudan ön camda görüntüleyerek sürücünün bakış hareketini en aza indiriyor.

Yedi kişilik oturma kapasitesine sahip SANTA FE, yeniden tasarlanan koltuk sisteminde benzersiz bir konfor sunuyor. Ergonomiye odaklanılarak tasarlanan koltuk sistemi, en yüksek yolcu konforu seviyelerine hitap ediyor. Entegre Hafızalı Koltuk (IMS) özelliği, sürücü için öne arkaya kaydırma ve sırt yatırma dahil olmak üzere bireysel koltuk konumlandırma ayarlarını ezberleyerek kişiselleştirmeyi bir üst seviyeye taşıyor. Bel destekli sürücü koltuğu, ağırlıksız bir pozisyonu ve vücut basınç dağılımını optimize ederek optimum dinlenme duruşunu garanti ediyor. Böylece konfor seviyesini iki katına çıkarıyor. Elektrikli ön koltuklarda hem ısıtma hem de soğutma özelliği bulunuyor. Bireysel yatırma yeteneklerine sahip lüks ve ferah arka koltuklar da tek bir tuşla anında katlanabiliyor ve böylece bagaja kolay bir erişim sağlıyor. Bu arada, üçüncü sıra koltuğun ayarlanabilir yatırma özelliği de rahat oturma pozisyonu sağlıyor ve ISOFIX’in dahil edilmesiyle ekstra bir güvenlik katmanı elde ediliyor. Bu donanım, özellikle çocuk oto koltukları için güvenli bir sabitleme sağlamış oluyor. Ayrıca, Arka Yolcu Uyarısı (ROA) sistemi de var. Bu sistem, araçtan inerken herhangi bir yolcu, eşya ve evcil hayvan unutulmaması için sürücüyü görsel ve işitsel olarak uyarıyor.

Geniş bir D segmenti SUV olarak tasarımda ve konforda öne çıkan SANTA FE, normal konumda 628 litre bagaj hacmi sağlıyor. Arka sıra koltuklar yatırıldığında da tam üç bisikleti aynı anda sığdırabilecek dikey bir depolama alanı, yani 2.253 litrelik bir hacim sunuyor. Kolay eşya yükleme ve boşaltma için standart yüksekliği ayarlanabilir akıllı elektrikli bagaj kapağıyla gelen SANTA FE, arka bölümde 220V güç çıkışı ve USB-C modülü gibi kullanışlı özelliklere sahip. Bu arada ikinci sıra koltuklarda havalandırma menfezi, en arkadaki koltuklardaysa klima kontrol ünitesi bulunuyor.

Müzik sisteminde de oldukça iddialı olan Yeni SANTA FE, BOSE Premium ses teknolojisini kullanıyor. Subwoofer da dahil olmak üzere 12 adet yüksek performanslı hoparlörle üstün bir müzik keyfi sunan BOSE Premium ses sistemi, gerçek anlamda sürükleyici bir ses deneyimi sağlıyor.

Gelişmiş güvenlik donanımlarıyla üstün bir koruma

Geliştirilmiş çarpışma sistemiyle listeye başlayan Yeni SANTA FE, üst düzey özellikleriyle güvenliğe öncelik veriyor. Yüksek mukavemetli çelikle üretilen gövde, güçlendirilmiş bağlantı noktaları ve gelişmiş ADAS adaptif sürüş sistemleriyle dikkat çekiyor. Sürücü sırası, merkez ve yan hava yastıkları dahil olmak üzere toplam 10 hava yastığı içeren güvenlik paketi, her yönden çarpışmalara karşı optimum koruma sağlıyor.

“Hyundai Smart Sense” güvenlik donanımları, çeşitli sürüş ve park senaryolarında da artırılmış güvenlik ve rahatlık için bir dizi gelişmiş sürücü destek sistemi sunarak SANTA FE’yi diğerlerinden farklı kılıyor. Bu özellikler, Hyundai’nin son teknoloji güvenlik sistemlerine yaptığı yatırımları da perçinlemiş oluyor.

Sürüş güvenliği özellikleri arasında yer alan FCA yani Ön Çarpışma Önleme Sistemi, SANTA FE’de ikinci jenerasyon olarak karşımıza çıkıyor. Sistem, çarpışmaları uyarmakla kalmayıp aynı zamanda otomatik olarak frenlemeye yardımcı olan ileri bir seviye güvenlik donanımı olarak listede yer alıyor. Sistem ayrıca, Kavşak Dönüşü, Kavşak Geçişi, Yaklaşan Şerit Değiştirme, Doğrudan Yaklaşan ve Şerit Değiştirme Tarafı gibi çeşitli senaryoları da yönetmek için “Şerit Takip ve Şeritte Kalma Asistanları” ile birlikte çalışıyor.

Kör Nokta Çarpışma Önleme Asistanı (BCA) ise şerit değiştirme veya ileri sürüş sırasında kör noktadaki araçlarla çarpışma riski algılandığında otomatik olarak frenlemeyi devreye alıyor.

Şeritte Kalma Asistanı (LKA), istem dışı şeritten çıkmaları önlemek için uyarılar ve otomatik direksiyon yardımı sağlarken, Güvenli Çıkış Asistanı (SEA) ise araç hareketsizken yaklaşan araçlarla çarpışma riski algıladığında kapıları kilitli tutuyor ve yolcuları uyarıyor. Böylece araçtan daha güvenli çıkışlar sağlanıyor. Akıllı Hız Sınırı Asistanı (ISLA) da ön görüş kamerası veya navigasyon bilgilerini kullanarak hız konusunda uyarı yapıyor. Sürücü Dikkat Uyarısı (DAW) sistemi de sürücünün dikkat seviyesini analiz ederek düşük dikkat seviyeleri için uyarı veriyor ve gerektiğinde sürücüye mola öneriyor. Ayrıca, öndeki araç hareket ettiğinde de sürücüyü uyarıyor. Kör Nokta Görüntüleme (BVM) ise sağ veya sol sinyal etkinleştirildiğinde yolun müsaitliğine göre uyarı veriyor.

Üstün bir sürüş deneyimi

Yeni SANTA FE, benzersiz bir sürüş deneyimi için konfor ve dengeyi bir arada sunuyor. Şasi performansı, üst düzey konfor için birinci sınıf bir his sağlıyor. Aynı zamanda dengeli bir sürüş için hassas bir şekilde ayarlanmış. Bu performansa katkıda bulunan özelliklerden biri ise Frekans Duyarlı Kontrol (FSC) amortisörler. Sistem, gövde kontrolünü daha yüksek bir seviyede tutarken aynı zamanda sürüş konforunu da artırıyor. Bu sürüş konforuna olan bağlılık, ön ve arka alt şasilerde hidrolik burçların uygulanmasıyla devam ediyor. Bu burçlar, yol gürültüsünü etkili bir şekilde azaltıyor ve genel sürüş konforunu iyileştiriyor.

SANTA FE, ön ve arka tekerleklerin sürüş gücünü akıllıca kontrol eden ve kar, yağmur ve keskin virajlar gibi çeşitli sürüş koşullarına uyum sağlayan gelişmiş bir Sürüş Çekiş Sistemi ile donatılmış. Bu sistemin bir parçası olan Arazi Modu, sürücülerin kar, çamur ve kum için belirli ayarları seçmesine olanak tanıyor. Bu seçim, gösterge panelinden anlık olarak takip edilebiliyor.

Aerodinamizm, SANTA FE’nin genel performansında önemli bir rol oynuyor. Hyundai, ön tampona aktif hava kapakları ekleyerek soğutma direncini iyileştirmeye öncelik vermiş durumda. Dış tasarım buna bağlı olarak sürüş sırasında gövdeyi çevreleyen hava akışını optimize ediyor. Hem estetiğe hem de işlevselliğe katkıda bulunan hava akışı, özellikle alt gövdeye doğru uzatılmış.

Türk tüketicisine yepyeni bir hibrit alternatifi

Yeni SANTA FE, Türkiye’de farklı kullanım tarzlarına da olanak sağlayan güçlü bir benzinli turbo hibrit motor seçeneğiyle sunuluyor. Verimli bir performansa ve aynı şekilde düşük yakıt tüketimine sahip 1.6 litrelik turbo beslemeli motor, 1.49 kWh’lık bataryaya sahip elektrik motoruyla kombine ediliyor. Böylelikle tam 215 beygir güç üreten hibrit otomobilin maksimum torku ise 367 Nm. Yeni SANTA FE, 0’dan 100 kilometre hıza 9.8 saniyede çıkarken ortalama olarak da 7.3 lt yakıt tüketiyor. Hyundai’nin üstün dört tekerden çekiş teknolojisi, Yeni SANTA FE modelinde de kullanılıyor. Akıllı dört çeker sistem, yol ve sürüş şartlarına göre tekerleklere iletilen gücü sensörler sayesinde otomatik olarak gerçekleştiriyor. Eğim kontrolüyle de özellikle dik ve engebeli arazi koşullarında otomatik olarak fren uygulayarak güvenli bir iniş sağlıyor. Bu arada Hyundai SANTA FE, ülkemizdeki az sayıda satışa sunulan 1.6 litrelik dört çeker modellerden biri.

Akıllı Rejeneratif Frenleme 

Tork konvertörlü 6 ileri otomatik şanzımanla desteklenen 1.6 litrelik motor, Hyundai’nin hibrit teknolojisine olan bağlılığını da kanıtlamış oluyor. Hibrit Marş Jeneratörü (HSG), genel performansı artırmak için yeni bir soğutma tasarımı ve yüksek verimli kalıcı mıknatıs içeriyor. Çekiş motoru, verimliliği ve performansı en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmış olup pürüzsüz bir sürüş deneyimi sağlıyor.

Türkiye’de “Progressive” donanım seviyesi ile satışa sunulan SANTA FE 1.6 Hibrit, “ECO” veya “SMART” modu seçildiğinde sürücülerin direksiyon arkasına yerleştirilen vites kulakçıklarıyla rejeneratif frenleme yapmasına da olanak sağlıyor. EV modellerde olduğu gibi üç adımda ayarlama imkanı tanıyan Rejeneratif Denge Kontrolü (RSC), tekerleklerin zeminde kayma olasılığında bile rejeneratif frenlemenin sürdürülmesini sağlıyor. Akıllı Rejeneratif Frenleme özelliği, seyir halindeyken ileri trafik akışına ve navigasyon haritası bilgilerine göre rejeneratif frenleme aşamasını otomatik olarak ayarlayarak verimliliği ve rahatlığı bir üst seviyeye taşıyor. Kısacası, tamamen elektrikli modellerde olduğu gibi hibrit sistemi için gerekli olan enerjinin geri kazanımı daha çabuk ve daha fazla oluyor.

 

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Trending

Copyright © 2017 Zox News Theme. Theme by MVP Themes, powered by WordPress.