Connect with us

Genel

Stellantis, Orta Vadede Sürdürülebilir Çift Haneli Faaliyet Geliri Marjı Hedeflerken Elektrikliye Geçişi Yoğunlaştırıyor

 

2025 yılına kadar elektrikliye geçişe ve yazılıma 30 milyar Euro’nun üzerinde yatırım yaparken, sektör ortalamasından yüzde 30 daha iyi yatırım verimliliği ile otomotiv verimliliğinde öncü olmaya devam etmeyi planlıyor.

  • 2030 yılına kadar Avrupa’daki satışlarının yüzde 70’inden fazlasını ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki satışların yüzde 40’ından fazlasını Düşük Emisyonlu Araçların oluşturmasını hedefliyor.
  • 14 markanın tamamı, sınıfının en iyisi olarak tamamen elektrikli çözümler sunmaya kendini adadı.
  • 500-800 km menzil ve dakikada 32 km ile sınıf lideri hızlı şarj özelliğiyle, müşterilerin taleplerini karşılayan Batarya Elektrikli Araçlar sunmayı hedefliyor.
  • Dört esnek Batarya Elektrikli Araç tasarım platformu, ölçeklenebilir üç elektrikli sürüş modülü ailesi ve tüm markaları ve segmentleri kapsayacak standartlaştırılmış batarya paketleri sunuyor.
  • Yazılım ve donanım iyileştirilmeleriyle uzun ömür için tasarlanmış platformlar mevcut.
  • Avrupa ve Kuzey Amerika arasındaki beş “devasa fabrika” ile desteklenen, 2030 yılına kadar 260 GWsa’in üzerinde küresel Elektrikli Araç batarya tedarik stratejisi açıklandı.
  • 2024 yılına kadar yüksek enerji yoğunluğu seçeneği ve nikel kobalt içermeyen bir alternatif ile planlar çift batarya kimyasını kapsıyor.
  • 2026 için katı batarya teknolojisinin tanıtımı planlanıyor

 

Stellantis N.V. (NYSE / MTA / Euronext Paris: STLA), şirketin ikonik markaları için heyecan verici, sınıfının lideri araçlar sunarken, ileri teknolojiyi ulaşılabilir fiyatlarla sunmak için kurum içi uzmanlık, ortaklıklar ve ortak girişimlerden yararlanan kapsamlı bir elektrifikasyon stratejisi sundu. Bu strateji, Şirket’in orta vadede sürdürülebilir, çift haneli Faaliyet Geliri marjlarını hedeflemesini sağlayacak.

 

Stellantis CEO’su Carlos Tavares: “Müşterilerimiz her zaman Stellantis’in kalbinde yer alıyor. 30 milyar Euro’luk yatırım planımızdaki taahhüdümüz de müşterilerimizin günlük yaşamlarına kusursuz bir şekilde uyan performanslı, yetenekli, konforlu ve elektrikli menzile sahip ikonik araçlar sunmaktır” diyerek konuyla ilgili düşüncelerini belirtti. “Bugün ortaya koyduğumuz strateji, pazara doğru zamanda ulaşmak için doğru teknolojiye doğru oranda yatırım yaparak Stellantis’in hareket özgürlüğünü en verimli, uygun maliyetli ve sürdürülebilir şekilde güçlendirmesini sağlamaktadır.”

Finansal Performans

Stellantis, önümüzdeki yıllarda karlılığı artırmayı planlıyor. Bu, sabit durumda yıllık 5 milyar euro üzerindeki nakit sinerjisi tahmini, batarya maliyetinin düşürülmesini amaçlayan yol haritası ve dağıtım ile üretim maliyetlerinin sürekli optimizasyonu ve özellikle bağlantılı hizmetlerden ve gelecekteki yazılım iş modellerinden yeni gelir akışlarının sağlanmasıyla birlikte Stellantis’in düzeninden kaynaklanan sinerji fırsatlarının yürütülmesiyle desteklenecek.

Stellantis sonuç olarak orta vadede (yaklaşık olarak 2026 yılında) sürdürülebilir, çift haneli Faaliyet Geliri marjları elde etmeyi hedefliyor ve bu da Şirket’i, müşterilere küresel bazda elektrikli mobilite sağlamada karlılık açısından bir referans noktası haline getiriyor.

Stellantis, düşük emisyonlu araçlarda (LEV) pazar lideri olmayı hedefliyor. 2030 yılına kadar, Stellantis’in Avrupa’daki düşük emisyonlu binek otomobil ürün gamının istikrarlı bir şekilde yüzde 70’i (genel pazar miksi için mevcut sektör varsayımlarının yüzde 10 üzerinde) aşması hedefleniyor. ABD’de ise Stellantis’in, binek otomobiller ve kamyonetler için düşük emisyonlu (binek otomobil miksinin 2030 yılına kadar yüzde 40’ı aşması bekleniyor.

Bu stratejiyi yürütmek için Stellantis, faaliyetlerini finanse etmek üzere ortak girişimlere yapılan öz sermaye yatırımları da dahil olmak üzere, elektrifikasyon ve yazılım geliştirmeye 2025 yılına kadar 30 milyar Euro’dan fazla yatırım yapmayı planlıyor.  Tüm bu yatırımla birlikte, toplam sermaye harcaması ve Ar-Ge harcamaları, gelirler açısından sektör genelinden yüzde 30 daha verimli olmaya devam etmeyi hedefliyor.

Stellantis, Avrupa’daki ticari araç liderliğini büyütme ve Kuzey Amerika’daki konumunu güçlendirme taahhüdünü devam ettirirken, e-Ticari Otomobillerde de dünya lideri olmayı hedefliyor. Bilgi birikiminden faydalanan ve sinerjiden beslenen ticari araç elektrifikasyonu, 2021’in sonuna kadar hidrojen yakıt hücreli kamyonetlerin teslimatı da dahil olmak üzere önümüzdeki üç yıl boyunca tüm ürünlere ve tüm bölgelere uzanacak.

Stellantis elektrifikasyon yol haritası, değer zincirini tamamıyla kapsıyor. Şirketin EV (Elektrikli Araç) batarya tedarik stratejisi, 2025 yılına kadar 130 gigawatt saat (GWh) üzerinde ve 2030 yılına kadar da 260 GWh üzerinde kapasiteyi güvence altına almaktır. EV batarya ve parça ihtiyaçları, toplam talebi desteklemek için ek tedarik sözleşmeleri ve ortaklıklarla kurulan toplam beş “büyük fabrika” ile karşılanacak.

Stellantis, kullanılabilirlik açısından en kritik batarya hammaddesi olarak tanımlanan lityumun sürdürülebilir tedarikini sağlamak ve uygun olduğunda lityumu tedarik zincirine entegre etme olanağına sahip olmak adına Kuzey Amerika ve Avrupa’da iki jeotermal tuzlu sulardan lityum kazanımı sağlayan süreç ortağıyla Mutabakat Anlaşması imzaladı.

 

Kaynak bulma stratejilerine ek olarak Stellantis’in teknik uzmanlığı ve üretim sinerjileri, batarya maliyetlerini azaltacak. Elektrikli araç batarya paketi maliyetlerinin, 2020’den 2024’e kadar yüzde 40’ın üzerinde bir oranda ve 2030’a kadar da yüzde 20’nin üzerinde düşürülmesi hedefleniyor. Tüm batarya paketini optimize etmek, modüllerin biçimini basitleştirmek, batarya hücrelerinin boyutunu artırmak ve batarya kimyasını yükseltmek dahil olmak üzere tüm yönleriyle batarya paketi maliyetleri düşürmede önemli rol oynar.

Stellantis, onarım, yeniden üretim, ikinci kullanım ve geri dönüşüm yoluyla batarya ömrü döngüsünün tüm değerini en üst düzeye çıkarmanın yanı sıra müşteri ihtiyaçlarını ve çevresel kaygıları ön planda tutan sürdürülebilir bir sistem sağlamayı amaçlamaktadır.

Müşteri Odaklı

2026 yılına kadar elektrikli araçların toplam sahip olma maliyetinin, içten yanmalı motorlu araçlara eşdeğer olmasını hedefleyen Stellantis’te satın alınabilir olmak bir önceliktir.

Elektrikliye geçiş Stellantis’te sadece “her şeye uygun tek kalıp” bir plandan ibaret değildir. Şirket’in 14 ikonik markasının her biri, sınıfının en iyisi ve tamamen elektrikli çözümler sunmayı ve bunu her markanın DNA’sını geliştirecek şekilde yapmayı taahhüt ediyor. Stellantis, markaların her birinin elektrifikasyon yaklaşımlarını belirten aşağıdaki ifadeleri ortaya koydu:

  • Abarth – “İnsanları Isıtıyor ama Gezegeni Değil”
  • Alfa Romeo – “2024’ten itibaren Alfa Romeo, Alfa e-Romeo Oluyor”
  • Chrysler – “Yeni Nesil Aileler için Temiz Teknoloji”
  • Citroën – “Citroën Electric: Herkes için Esenlik!”
  • Dodge – “Yolları Parçala… Gezegeni Değil”
  • DS Automobiles – “Seyahat Sanatı Artık Daha Muhteşem”
  • Fiat – “Yeşil, Herkes için Olduğunda Yeşildir”
  • Jeep® – “Sıfır Emisyon Özgürlüğü”
  • Lancia – “Gezegeni Korumanın En Zarif Yolu”
  • Maserati – ” Lüks Performansının En İyisi ve Elektrikli”
  • Opel/Vauxhall – “Yeni Moda: Yeşil”
  • Peugeot – “Sürdürülebilir Mobiliteyi Kaliteli Zamana Dönüştürme”
  • Ram – “Sürdürülebilir bir Gezegen için Tasarlandı”
  • Ticari Araçlar – “Elektrikli Ticari Araçlarda Dünya Lideri”

Sürüş menzili ve hızlı şarj, Batarya Elektrikli Araçların tüketiciler tarafından yaygın olarak kabul görmesindeki kilit noktalardır. Stellantis, 500-800 km arasında menzil sunacak Batarya Elektrikli Araçlarıyla ve dakikada 32 km ile sınıfında lider hızlı şarj kapasitesiyle bu zorluğun üstesinden geliyor.

 

Stellantis, perakende, ticari ve filo müşterileri için sahip olma yolculuğunu basitleştirmeye yardımcı olan eksiksiz bir çözüm paketi sunacak. Yeşil enerji kaynaklarını kullanarak günlük akıllı şarj teklifleri sunmak, şarj seçeneklerini genişletmek için mevcut ortaklıklardan yararlanmak ve akıllı şebeke kullanımını hızlandırmak üzere çalışmalar yapılacak.

Şirket, Free2Move eSolutions ile Engie EPS arasında imzalanan bir mutabakat anlaşması sayesinde Avrupa genelinde hızlı şarj ağlarının gelişimini destekleyerek çeşitli müşterilerinin taleplerini karşılamayı amaçlıyor. Free2Move eSolutions’ın benzer bir iş modelini Kuzey Amerika pazarında da uygulamayı amaçlıyor.

Akıllı Teknoloji Sağlayıcıları

BEV merkezli dört platform, Stellantis markalarının elektrikli araçlarının belkemiğini oluşturuyor. Yüksek düzeyde esneklik (uzunluk ve genişlik) ve parça paylaşımıyla tasarlanan platformlar, her bir platformun yılda iki milyon adede kadar üretimi destekleyebilmesi sayesinde ölçek ekonomileri sunuyor.

Bu dört platform şunlardır:

  • 500 km’ye/ varan menzile sahip olan STLA Small
  • 700 km’ye varan menzile sahip olan STLA Medium
  • 800 km’ye varan menzile sahip olan STLA Large
  • 800 km’ye varan menzile sahip olan STLA Frame

 

Tahrik sisteminde, motor, şanzıman ve dönüştürücüyü birleştiren üç elektrikli tahrik modülünden (EDM) oluşan bir aile yer alıyor. Bu EDM’ler kompakt ve esnek olmasının yanı sıra kolayca ölçeklendirilebilir. EDM’ler önden çekişli, arkadan çekişli, dört çeker ve 4xe için yapılandırılabiliyor.

Platformların, EDM’lerin ve yüksek enerji yoğunluklu batarya paketlerinin kombinasyonu, verimlilik, menzil ve sınıfının en iyi şarj performansına sahip araçlar sunacak.

Donanım güncelleme programı ve kablosuz yazılım güncellemeleri, platformların ömrünü önümüzdeki on yıla kadar uzatacak. Stellantis, her markaya özgü nitelikleri korumak için şirket içinde yazılım ve kontrol noktaları geliştirecek.

Batarya paketleri, daha küçük şehir otomobillerinden, performans otomobilleri ve kamyonlar için enerji yoğun paketlere kadar çeşitli araçlar için özel olarak tasarlanacak. 2024 yılına kadar farklı kullanıcı gereksinimlerini karşılamak için iki farklı batarya kimyasının kullanılması planlanıyor: yüksek enerji yoğunluğu seçeneği ve nikel kobalt içermeyen bir alternatif. 2026 yılına kadar ilk katı batarya teknolojisinin pazara sunulması hedefleniyor.

Stellantis şu anda e-güç aktarma organları ve e-şanzıman operasyonlarından batarya hücresi kimyasına ve üretimine, dijital kokpit ve kişiselleştirilmiş bağlantılı hizmetlere kadar çeşitli kilit teknoloji ortak girişimlerine sahiptir veya bu girişimleri tamamlayan bir rol üstlenmektedir. Bu ortaklıklar, Stellantis’e pazardaki rekabet gücünü daha da artırmak için sermaye tahsis edilmesini optimize ederken, yeni teknoloji ve çözümleri pazara daha hızlı getirmek için yalnızca şirket içi yetkinliklerden değil, ortakların uzmanlıklarından da yararlanma fırsatı sunuyor.

Carlos Tavares, “Kuruluşundan sadece altı ay sonra Stellantis’in geleceğini gözler önüne sermeye başladığımız bu zamanda, elektrifikasyon yolculuğumuz muhtemelen buradaki en önemli unsur ve şimdi Şirket bütünüyle, her müşterinin beklentisini karşılamak ve dünyanın hareket etme şeklini yeniden tanımlamadaki rolümüzü hızlandırmak adına tam çalışma moduna geçmiş durumda” ifadeleriyle durumu özetliyor. “Çift haneli Faaliyet Geliri marjlarına ulaşmak için gereken ölçeğe, yetkinliklere, ruha ve sürdürülebilirliğe sahibiz. Sektöre kıyaslama verimlilikleriyle öncülük ediyoruz ve tutkuyu ateşleyen elektrikli araçlar sunuyoruz” dedi.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

WatchGuard 2024 2. Çeyrek  İnternet Güvenliği Raporu’nu Yayınladı  

Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard® TechnologiesWatchGuard Tehdit Laboratuvarı araştırmacıları tarafından üç aylık bir araştırma sonucunda hazırlanan 2024 yılının 2. çeyreğinde kötü amaçlı yazılım, ağ ve uç nokta güvenlik tehditlerini detaylandıran İnternet Güvenliği Rapor’u yayınladı. Veriler, 10 kötü amaçlı yazılım tehtidinin 7’sinin bu çeyrekte yeni olduğunu ve siber saldırganların bu tekniklere yöneldiğini gösteriyor. 

Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard® Technologies, WatchGuard Tehdit Laboratuvarı araştırmacıları tarafından analiz edilen en önemli kötü amaçlı yazılım trendleri ile ağ ve uç nokta güvenliği tehditlerinin ele alındığı en son İnternet Güvenliği Raporu’nu açıkladı. Verilerden elde edilen önemli bulgular, 2024 yılının 2. çeyreğinde on kötü amaçlı yazılım tehdidinden yedisinin bu çeyrekte yeni olduğunu, siber saldırganların da bu tekniklere yöneldiğini gösteriyor.  Bu yeni tehditler arasında, ele geçirilmiş sistemlerden hassas verileri çalmak için tasarlanmış bir yazılım olan Lumma Stealer, akıllı cihazlara bulaşan ve siber saldırganların bunları uzaktan kontrol edilen botlara dönüştürmesini sağlayan bir Mirai Botnet varyantı ve Windows Android cihazlarını hedef alarak kimlik bilgilerini çalmayı amaçlayan LokiBot kötü amaçlı yazılımlar yer alıyor. Tehdit Laboratuvarı ayrıca, Binance Akıllı Sözleşmeleri gibi blok zincirlerine kötü amaçlı PowerShell komut dosyaları yerleştirme yöntemi olan “EtherHiding” kullanan yeni siber saldırganların varlığını gözlemledi. Bu durumlarda, ele geçirilmiş web sitelerinde kötü amaçlı komut dosyasına bağlanan sahte bir hata mesajı beliriyor ve kurbanlardan “tarayıcılarını güncellemeleri” isteniyor. Blok zincirlerindeki kötü amaçlı kodlar uzun vadeli bir tehdit oluşturuyor çünkü blok zincirleri değiştirilemez, dolayısıyla bir blok zinciri kötü amaçlı içeriğin değişmez bir ana bilgisayarı haline gelebiliyor.

 ‘’En Son Bulgularımız, Güvenlik Açıklarını Gidermek ve Siber Saldırganların Güvenlik Açıklarından Yararlanmamasını Sağlamamak’’

WatchGuard Technologies Baş Güvenlik Sorumlusu Corey Nachreiner, “2024 2. Çeyrek İnternet Güvenliği Raporu’ndaki en son bulgular, siber saldırganların davranış kalıplarına nasıl girme eğiliminde olduklarını, belirli saldırı tekniklerinin dalgalar halinde yayıldığını ve moda hale geldiğini yansıtıyor.” ifadelerinde kullandı. “Güncel bulgularımız, güvenlik açıklarını gidermek ve siber saldırganların eski güvenlik açıklarından yararlanamamasını sağlamak için yazılım ve sistemleri rutin olarak güncellemenin ve onarmanın önemini de göstermektedir. Özel yönetilen hizmet sağlayıcısı tarafından etkin bir şekilde yürütülebilecek derinlemesine savunma yaklaşımının benimsenmesi, bu güvenlik sorunlarıyla başarılı bir şekilde mücadele etmek için hayati bir adımdır.” açıklamalarında bulundu.

WatchGuard’ın 2024 2. Çeyrek İnternet Güvenliği Raporu’nda yer alan önemli bulgular şunlar:

1. Kötü amaçlı yazılım tespitleri genel olarak %24 azaldı. Bu düşüş, imza tabanlı tespitlerdeki %35’lik azalmadan kaynaklanıyor. Bununla birlikte, siber saldırganlar odağını daha yanıltıcı kötü amaçlı yazılımlara kaydırıyor. Threat Lab’in fidye yazılımları, sıfırıncı gün tehditleri ve gelişen kötü amaçlı yazılım tehditlerini tespit eden gelişmiş davranış motoru, 2024’ün 2. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yanıltıcı kötü amaçlı yazılım tespitlerinde %168’lik bir artış tespit etti.

2. Ağ saldırıları 1. çeyrek 2024’e göre %33 arttı. Bölgeler arasında Asya Pasifik, tüm ağ saldırısı tespitlerinin %56’sını oluşturuyor ve bir önceki çeyreğe göre iki kattan fazla artış gösterdi.

 

3. İlk olarak 2019’da tespit edilen bir NGINX güvenlik açığı, hacim bakımından en büyük ağ saldırısı oldu. Önceki çeyreklerde Tehdit Laboratuvarı’nın En İyi 50 ağ saldırısı listesinde yer almamasına rağmen, 2024’ün 2. çeyreğinde toplam ağ saldırısı tespit hacminin %29’unu veya ABD, EMEA ve APAC genelinde yaklaşık 724.000 tespiti oluşturdu.

 

4. Fuzzbunch bilgisayar korsanlığı araç seti, hacim bakımından tespit edilen en yüksek ikinci uç nokta kötü amaçlı yazılım tehdidi olarak ortaya çıktı. Windows işletim sistemlerine saldırmak için kullanılabilecek açık kaynaklı bir çerçeve görevi gören araç seti, 2016 yılında The Shadow Brokers’ın bir NSA yüklenicisi olan Equation Group’a yaptığı saldırı sırasında çalındı.

 

5. Tarayıcı tarafından başlatılan tüm uç nokta kötü amaçlı yazılım saldırılarının yüzde yetmiş dördü, Google Chrome, Microsoft Edge ve Brave’i içeren Chromium tabanlı tarayıcıları hedef aldı.

 

6. Kötü amaçlı web içeriğini tespit eden bir imza olan trojan.html.hidden.1.gen, dördüncü en yaygın kötü amaçlı yazılım çeşidi olarak ortaya çıktı. Bu imzanın yakaladığı en yaygın tehdit kategorisi, kullanıcının tarayıcısından kimlik bilgilerini toplayan ve bu bilgileri saldırgan tarafından kontrol edilen bir sunucuya ileten kimlik avı kampanyalarını içeriyor. İlginç bir şekilde, Tehdit Laboratuvarı, Georgia’daki Valdosta Eyalet Üniversitesi’ndeki öğrencileri ve öğretim üyelerini hedef alan bu imzanın bir örneğini gözlemledi. 

 

WatchGuard’ın Unified Security Platform® yaklaşımı ve WatchGuard Threat Lab’in önceki üç aylık araştırma güncellemeleriyle tutarlı olarak, bu üç aylık raporda analiz edilen veriler, sahipleri WatchGuard’ın araştırma çabalarını doğrudan desteklemek için paylaşmayı tercih eden aktif WatchGuard ağ ve uç nokta ürünlerinden elde edilen anonimleştirilmiş, toplu tehdit istihbaratına dayanmaktadır.

 

Q2 2024 İnternet Güvenliği Raporu’nun tamamını buradan indirebilirsiniz: https://www.watchguard.com/wgrd-resource-center/security-report-q2-2024

Continue Reading

Genel

JAECOO, Türkiye’deki İlk Araçlarını Törenle Kullanıcılarına Teslim Etti!

Çinli sofistike off-road SUV markası JAECOO’nun ilk üst düzey off-road SUV modeli JAECOO 7, Türkiye’deki kullanıcılarına teslim edilmeye başlandı. Bu kapsamda JAECOO, ağustos ayında gerçekleştirdiği ürün lansmanının ardından ilk parti JAECOO 7 teslimatları için İstanbul’da bir devir teslim töreni düzenledi. Türkiye pazarında güçlü bir hareket oluşturan JAECOO 7, şimdiden Türkiye’deki arazi SUV pazarında önemli bir yere konumlanmayı başardı. Bununla birlikte JAECOO bayileri İstanbul ve Ankara gibi 17 büyük şehirde yaygın olarak faaliyet gösterirken, ülke genelinde güçlü bir hizmet ağı oluşturuyor. Her zaman “Türkiye’de, Türkiye için” felsefesine bağlı kalmaya devam edecek olan JAECOO, Türk kullanıcılar için çok yönlü bir off-road ekosistemi oluşturmak üzere daha fazla off-road SUV ürünü pazara sunmaya devam edecek. Ayrıca marka, kısa bir süre sonra Çin’in Wuhu kentindeki merkezinde 2024 Küresel Kullanıcı Zirvesi gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu zirvede JAECOO, Türk kullanıcıları daha heyecan verici “bir otomobilden daha fazlasını” yaşam deneyimi olarak sunmak üzere küresel kullanıcılarla bir araya getirecek.

JAECOO’nun ilk üst düzey Off-Road SUV modeli JAECOO 7, ağustos ayında Türkiye pazarına giriş yapmasının ardından, şimdi de bir başka kilometre taşına daha ulaştı. JAECOO markası, ilk JAECOO 7 teslimatları için İstanbul’da  bir devir teslim töreni düzenledi. JAECOO 7, tanıtımının üzerinden bir aydan kısa bir süre geçmesine rağmen Türkiye pazarında güçlü bir hareket oluşturdu. Bu da JAECOO 7’nin yerel pazarda hızlı bir şekilde kabul görerek olumlu karşılandığını ve Türkiye arazi SUV pazarında önemli bir yer edindiğini gösteriyor. Teslimat töreninde Türkiye’deki ilk JAECOO 7 kullanıcılarını sıcak bir şekilde karşılayan JAECOO Bayi Geliştirme Direktörü Ümit  Çelik, “Bugün JAECOO 7’nin bir rüyadan gerçeğe dönüşmesine tanıklık ediyoruz. ARDIS-Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile akıllı teknolojileri birleştiren bu başyapıt ile her yolculuk bilinmeyene bir keşif ve nihai arayış niteliğini taşıyor. Bu araç teslim töreni, JAECOO’nun Türk kullanıcılara yönelik yolculuğunda yeni bir dönemi simgeliyor. JAECOO 7 kullanıcılarına daha iyi bir deneyim ve daha kaliteli arazi yolculukları sunmak adına hizmet kanallarımızı optimize etmeye devam edeceğiz. Böylece JAECOO 7, keşfedilmemiş yerleri fethetmenizde vazgeçilmez ve sadık bir yoldaş olacak” dedi.

Yeni nesil şehirli seçkin kullanıcılar için geliştirildi!

JAECOO’nun ilk premium off-road SUV modeli olan JAECOO 7, markanın “Klasikten gelen, Klasiğin ötesine” felsefesini en iyi şekilde yorumlayan yeni nesil şehirli seçkin kullanıcılar için geliştirildi. Model, arazi performansı açısından, kum, çamur ve dağ yolları gibi çeşitli karmaşık yol koşullarında üstün sürüş özellikleri sergilemesini sağlayan, yedi sürüş moduna sahip ARDIS-Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile donatıldı.

Akıllı kabini ile üst düzey konfor ve lüks bir deneyim sunuyor!

JAECOO 7, akıllı kabiniyle kullanıcıların seyahatlerini daha konforlu, daha güvenli ve daha kaliteli bir hale getiriyor. JAECOO 7’de yer alan W-Hud Sanal Gösterge Paneli ve 540 derece Gelişmiş Görüş Sistemi sürücünün her zaman net bir görüş ve bilgiyle sürüşe odaklanmasını sağlarken 21 farklı ADAS gelişmiş sürüş destek sistemi sürüş güvenliğini destekliyor. 64 farklı renkte ritmik ortam aydınlatmasıyla desteklenen ve konser salonu seviyesinde bir müzik deneyimi sunan 8 hoparlörlü SONY surround ses sistemi, ısıtmalı ön ve arka koltuklar, 50 W kablosuz hızlı şarj ve iyi yalıtılmış sessiz iç mekanla birlikte üst düzey malzemeler sürüşü keyifli ve üst düzey konforlu lüks bir deneyime dönüştürüyor.

Türkiye’de 17 büyükşehirde satış ve satış sonrası ağıyla hizmet veriyor!

Türkiye pazarına derinlemesine nüfuz etmekte kararlı olan JAECOO, İstanbul ve Ankara da dahil olmak üzere ülke genelindeki 17 büyükşehirde, kullanıcılara satın alma ve satış sonrası hizmetler için uygun kanallar sağlayan kapsamlı bir bayi ve servis ağı kurdu. JAECOO aynı zamanda kapsamlı bir kullanıcı off-road test sürüşü etkinliği düzenleyerek, yüzlerce kullanıcının off-road alanında hızı ve tutkuyu hissederek JAECOO 7’nin üstün sürüş özelliklerini deneyimlemesini sağladı. JAECOO, kişiselleştirilmiş ‘kullanıcı odaklı’ bir marka olarak kullanıcılarla sağlam dostluklar kurmak ve daha farklı etkinlikler düzenlemek üzere JAECOO CLUB’ı kuracak. Ayrıca marka, kısa bir süre sonra Çin’in Wuhu kentindeki merkezinde 2024 Küresel Kullanıcı Zirvesi gerçekleşecek. Bu zirvede JAECOO, Türk kullanıcılarına heyecan verici bir otomobilden daha fazlasını  yaşam deneyimi olarak sunmak üzere küresel kullanıcılarla bir araya getirecek. JAECOO markası, gerçekleştirdiği pazarlama hamlesiyle Türkiye’de bir otomobilin seçilmesi, satın alınması ve kullanılmasına kadar geçen tüm yaşam döngüsünü kapsayan bir hizmet sistemi kurdu. JAECOO böylece benzersiz modellerinin pazardaki satışını teşvik edecek.

“Türkiye’de Türkiye için” felsefesiyle yeni ürünler sunmaya devam edecek!

JAECOO her zaman “Türkiye’de, Türkiye için” felsefesine bağlı kalmaya devam edecek. Marka, gelecekte Türk kullanıcıların off-road SUV’lara yönelik farklı gereksinimlerini karşılamak için teknolojik yeniliği dayanak noktası ve marka yeniliğini itici güç olarak kullanacak. Bunun yanında JAECOO Türk kullanıcılar için çok yönlü bir off-road ekosistemi oluşturmak üzere daha fazla off-road SUV ürünü pazara sunmaya devam edecek.

Continue Reading

Genel

Yeni eSprinter ve Sprinter, 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de

Bugüne kadarki en çok yönlü ve verimli tamamen elektrikli Mercedes-Benz eSprinter modelleri Avrupa’da satışa sunuldu. Yılın ikinci yarısından itibaren de Türkiye’de.

Çok sayıda yeni dijital ekstraya sahip eSprinter ve Sprinter, en güncel nesil MBUX dışında ek ve bazı durumlarda yeni ve daha da gelişmiş işlevlere sahip güvenlik ve destek sistemleriyle donatılıyor.

eSprinter 440 kilometreye (WLTP verisi) kadar menzil sağlıyor.

Hafif ticari araçların elektrikli ismi yeni Mercedes-Benz eSprinter yakında yollara çıkacak. Müşteriler için sağladığı katma değer, çok yönlülük ve esneklikle dikkat çeken, iki gövde tipi ve uzunluğu ile üç batarya boyutuna sahip yüksek taşıma kapasiteli yeni eSprinter farklı kullanım alanlarıyla öne çıkıyor. Daha fazla menzil ve daha fazla yük taşıma arasında tercih yapılabilen yeni eSprinter, 56 kWh veya 113 kWh kullanılabilir batarya kapasitesiyle Avrupa’da satışa sunuldu. 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de de satışa sunulacak yeni eSprinter’ın ürün gamına 81 kWh kapasiteli bir versiyon da eklenecek. Ayrıca ilerleyen dönemde ilk kez şasi kamyonet olarak da satışa sunulacak. Bu sayede de çok sayıda sektör için temel bir araç haline gelecek. Buna ek olarak, MBUX bilgi-eğlence sistemi, gelişmiş güvenlik ve destek sistemleri ve daha zengin bir donanım ile ilk kez akıllı, dijital bağlantı avantajı da sunuyor. Ayrıca eSprinter’da isteğe bağlı bir römork bağlantısı da olacak.

The new Mercedes-Benz eSprinter
The new Mercedes-Benz eSprinter

Çok yönlü ve verimli: Yeni Mercedes-Benz eSprinter

Verimlilik, menzil ve yük hacmi ile çok yönlü bir araç olarak öne çıkan yeni Mercedes-Benz eSprinter, çok sayıda teknik yenilik içermesinin yanında üç modülden oluşan yeni bir konsepti de esas alıyor. Böylece farklı uzunluk ve gövdelerle geliştirilme ve tasarlanma özgürlüğü sunuyor.

Tek tip bir gövde şeklinde tasarlanan ön modül, tüm yüksek voltajlı bileşenleri kapsıyor ve aks mesafesi ve batarya boyutundan bağımsız olarak değişiklik yapmadan tüm araç çeşitleriyle birleştirilebiliyor. Alandan tasarruf sağlayan entegre yüksek voltajlı batarya modülü gövdenin altında bulunuyor. Akslar arasındaki batarya konumu, sağlam batarya gövdesi ile yüksek voltajlı bataryanın en uygun şekilde yerleştirilmesini sağlıyor. Düşük ağırlık merkezi, yol tutuşu üzerinde olumlu bir etkiye sahip. Elektrik tahrikli arka aksa sahip arka modül de yeni eSprinter’ın tüm modellerinde kullanılıyor. Kompakt ve güçlü elektromotor da arka modüle entegre edilmiş durumda.

Mercedes-Benz eSprinter

Elektrikli güç-aktarma sistemleri ve yüksek voltajlı batarya

Yeni Mercedes-Benz eSprinter’daki elektrik tahrikli arka aks müşterilere; araç uzunlukları, maksimum brüt araç ağırlığı (4,25 tona kadar), çekme kapasiteleri (2 tona kadar) ve yük hacmi (maksimum 14 m³) açısından önemli avantajlar sağlıyor. Yeni eSprinter, her biri maksimum 100 ve 150 kW güç sağlayan verimli bir elektromotorla sunuluyor. Yeni sabit mıknatıslı senkron motor (PSM), özellikle yüksek verimliliğiyle öne çıkıyor. Müşteriler, menzil ve taşıma kapasitesi açısından kendi bireysel gereksinimlerine bağlı olarak yeni eSprinter için üç farklı batarya boyutu arasından seçim yapabiliyor (113 kWh, 81 kWh veya 56 kWh). WLTP döngüsüne dayalı bir simülasyonla hesaplanan elektrikli menzil 440 kilometreye kadar ulaşıyor (şehir içinde 500 kilometreye kadar). eSprinter’daki yeni DAUTO otomatik geri kazanım sistemi son derece verimli ve konforlu bir sürüş tarzı sağlıyor. Radardan, kameradan ve navigasyon verilerinden gelen bilgiler toplanarak işleniyor ve enerji geri-kazanım yoğunluğu gerçek zamanlı olarak sürüş koşullarına uyarlanıyor. Ayrıca ECO Assist işlevi ile, donanıma ve ülkeye bağlı olarak, önde bir aracın olup olmadığını, hız sınırının ne olduğunu veya ileride bir yokuşun olup olmadığını analiz ediyor ve ayağın gaz pedalından ne zaman çekilmesi gerektiğini gösterge panelinde belirtiyor. Ayrıca üç sürüş modu, maksimum konfor veya maksimum menzil arasında seçim yapma olanağı sağlıyor.

Mercedes-Benz hızlı sarj

Tüm Mercedes-Benz elektrikli van modelleri gibi yeni eSprinter da hem alternatif akım (AC) hem de doğru akım (DC) şarj olanağına sahip. Entegre şarj cihazı, hızlı şarj istasyonunda 115 kW’a kadar (isteğe bağlı) doğru akımla şarj olanağı sağlıyor. Böylece 56 kWh kapasiteli batarya, maksimum 115 kW ile yaklaşık 28 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e şarj oluyor. Kullanılabilir kapasitesi 113 kWh olan bataryanın şarj olması maksimum 115 kW ile yaklaşık 42 dakikaya sürüyor.

 

Geleneksel tahrikli yeni Mercedes-Benz Sprinter maksimum esneklik sunuyor

Yeni Mercedes-Benz Sprinter; arkadan itişli veya dört tekerlekten çekişli olmak üzere farklı güç aktarma türleriyle ve maksimum brüt araç ağırlığıyla (5,5 tona kadar) farklı sektörler ve kullanım alanlarının gereksinimlerini karşılıyor.

 

Yüksek verimlilik seviyesine sahip 2,0 litre hacimli dizel motorun (OM654) yanında seçilen modele ve güç aktarma tipine bağlı olarak 110 kW, 125 kW ve 140 kW olmak üzere dört farklı güç seçeneği bulunuyor. Güç aktarımını konforlu 9G-TRONIC otomatik şanzıman veya 6 vitesli manuel şanzıman sağlıyor.

Mercedes-Benz eSprinter

Mevcut MBUX nesli ve farklı dijital ekstralar

Hem eSprinter hem de Sprinter’da, 26 cm (10,25 inç) ekrana sahip, MBUX (Mercedes Benz Kullanıcı Deneyimi) bilgi-eğlence sisteminin en güncel nesli standart donanım olarak sunuluyor. Daha fazla konfor ve güvenliğe katkıda bulunan ek işlevlerle Sprinter ve eSprinter daha akıllı ve müşterilerin günlük yaşamlarını kolaylaştıran bir yapı sunuyor.

 

Yeni eSprinter, ayrıca MBUX sayesinde aktif menzil yönetimi ve bulut tabanlı hizmetler ve uygulamalarla akıllı navigasyonlu (elektrikli zekaya sahip navigasyon) elektromobil ekosistemine de entegre oluyor. Bu, şeffaflık ve mümkün olan en yüksek planlama güvenliği ile rahat bir yolculuk sağlıyor.

Mercedes-Benz eSprinter
Güvenlik ve destek sistemleri: Her durumda daha iyi destek

Yeni Sprinter ve eSprinter modellerinin güvenlik ve destek sistemleri, çoğu standart donanıma dahil olan ek ve bazı durumlarda yeni ve daha gelişmiş işlevlere sahip. Aktif Şerit Takip Asistanı, Kör Nokta Asistanı, ATTENTION ASSIST yorgunluk uyarısı, aracın üretim tarihinden itibaren yedi yıla kadar ücretsiz navigasyon verilerini içeren hız sabitleme özellikli Akıllı Hız Asistanı, panel vanlar ve minibüs için geri vites kamerası olmak üzere kapsamlı güvenlik ve destek işlevleriyle standart olarak donatılıyor. Ayrıca isteğe bağlı olarak, ilk kez, harekete geçerken aracın önündeki diğer yol kullanıcılarıyla çarpışmayı önleyen Harekete Geçme Bilgi Yardımcısı da sunuluyor. Bunun dışında N2 onaylı araçlar için standart, ancak diğer versiyonlarda opsiyonel olarak sunulan Yan Koruma Yardımcısı, yolcu tarafında tanımlı bir alanda yayaların ve bisikletlilerin daha iyi algılanmasına yardımcı oluyor. Rahat ve hızlı park etmek için park paketi kapsamında 360 derece kamera ve engellerin görünürlüğünü sağlayan yeni 3D ekran devreye giriyor. Bunun dışında opsiyonel dijital dikiz aynası, arka cam olmadığında veya araç uzun olduğunda bile arka tarafın rahat bir şekilde görülmesini sağlıyor.

 

Continue Reading

Trending

Copyright © 2017 Zox News Theme. Theme by MVP Themes, powered by WordPress.