Genel
Türkiye’nin Otomobili TOGG Projesinin Yerli İş Ortaklığına TAYSAD Desteği!
Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), 2021 yılı için devreye aldığı “Ar-Ge Yetkinlik Gelişim Programı” altındaki ilk etkinliğini Türkiye’nin Otomobil Girişim Grubu (TOGG) ile gerçekleştirdi.
TAYSAD üyelerinin, yakın geleceğin elektrikli araçlar dünyasıyla daha sağlıklı entegrasyonu için hedeflenen çalışmalar kapsamında düzenlenen online etkinlikte, “Küresel ve Türkiye Mobilite Ekosistemi Geleceği” konusu ele alındı. TOGG CEO’su Gürcan Karakaş ve TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı’nın sunumları eşliğinde gerçekleşen online buluşmada, ilk olarak dünyada ve Türkiye’de elektrikli araçların geldiği mevcut durum ve yakın gelecek öngörüleri masaya yatırıldı.
TOGG CEO’su Gürcan Karakaş, Türkiye’de mobilite sisteminin çekirdeğini oluşturmayı istediklerini ve meydana getirdikleri iş ortaklığı altyapısında çoğunlukla TAYSAD üyelerinin yer aldığını belirterek; “İş ortaklarımızın yüzde 75 oranı TAYSAD üyelerinden oluşan kuruluşlar, yüzde 25 oranında ise yurtdışı kaynaklı kuruluşlarla tedarik altyapımızı sağladık. 2022 sonunda ilk seri üretim aracın banttan inmesiyle başlangıçta yüzde 51 yerlilik oranında olacağız. Bu oranı, 2025’in sonunda yüzde 68’e yükselteceğimize inanıyoruz” dedi.
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı ise elektrikli araçların artışıyla birlikte tedarik sanayi içerisinde elektrikli ve otonom araçlara özgü parçaların üretiminin, giderek daha önemli hale geleceğini belirterek, “Bugün konvansiyonel araçlar için üretilen parçaların toplam üretilen parçalara oranı yüzde 85 seviyelerindeyken bu oran 2030 yılına gelindiğinde yüzde 40-45’e düşecektir. Yani Tedarik Sanayi eğer değişemezse iş kaybedecek ve belki kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Tedarik sanayi olarak, yeni teknolojilere; lisans veya ortaklık yoluyla teknoloji transferi yaparak veya yerli Ar-Ge çalışmalarıyla sahip olabiliriz ve her iki yolu da aynı anda denemeliyiz” dedi. Yazıcı sunumunda TAYSAD’ın Teknoloji Yol Haritası’nı da açıkladı.
TAYSAD, otomotiv ve tedarik sanayinin gündeminde olan ve elektrikli araçlar dünyasıyla ilgili verilerin masaya yatırıldığı önemli bir etkinliğe imza attı. “Küresel ve Türkiye Mobilite Ekosistemi Geleceği” konulu online buluşmada TOGG CEO’su Gürcan Karakaş ve TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı, gerçekleştirdikleri sunumlarla mobilite sektörünün geldiği noktayı ele aldılar. Üst düzey yönetici ve Ar-Ge bölüm yöneticilerinden oluşan 300 kişinin online takip ettiği etkinlikte, TOGG projesinin geldiği nokta ile TAYSAD’ın Yeni Teknolojiler Yol Haritası açıklandı.
Sunumunda ilk olarak tüm dünyada oyunun kurallarının değiştiğini ve otomobilin hem hızlı hem de akıllı bir cihaza dönüştüğünü belirten Karakaş, otomotivin geleceğini rakamsal ifadelerle özetleyerek; “Klasik anlamda bugünkü üretilen otomobillerin karlılığı ve ölçek ekonomi içerisindeki adetleri de düşüyor. Özellikle yeni teknoloji ve mobiliteden kaynaklanan gelirlerin, çift basamaklı karlılık getirdiğini ve hızla büyümekte olduğunu görüyoruz. Gerek 150 sene önce yolculuğa çıkmış olsun gerek yeni çıkmış olsun tüm üreticilerin, bu karlı alanlara yönelmeleri gerektiğini görüyoruz. Bu yeni alandaki faaliyetler çok boyutlu olarak bir şirketin tek başına kontrol edeceği çerçevenin dışındadır. Bu durum, artık işbirliğine daha açık ve kullanıcı odaklı organizasyonların başarılı olacağını bize gösteriyor. Gelecekte büyük ve çok parası olanlar değil, çevik olabilenlerin başarılı olacağını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Türkiye mobilite sisteminin çekirdeğini oluşturmak istiyoruz”
Sunumunda Türkiye’nin otomobili projesine de değinen TOGG CEO’su Karakaş, “Her şeyden önce iki hedefimiz var. Fikri ve sınai mülkiyet hakları tamamen ülkemize ait, küresel bir marka ortaya çıkarmak istiyoruz. Temel bileşenlerinde yeni nesil teknolojinin olması, bir dönüştürmeden ziyade tamamen doğuştan elektrikli ve akıllı bir cihaz olarak tasarlanması, küresel rekabet edebilir olması hedefimiz. Otomobil dünyası tüketici elektroniğinden sonra en yüksek küresel rekabeti olan sektör. Planlarımız doğrultusunda Avrupa’da klasik üretici olmayan, bizim gibi yeni nesil kurulmuş şirketlerden ortaya çıkan ilk SUV üreticisi olacağız. İkinci olarak da Türkiye mobilite sisteminin çekirdeğini oluşturmak istiyoruz. Klasik otomobil dünyası, üretim konseptiyle başlar ve satışla son bulur. Bizim de burada başlıyor fakat akıllı, empatik, bağlantılı, otonom ve paylaşımlı olmasını başardığımız takdirde yeni dünyalara kapılar aralanıyor. Kullanıcı odaklı mobilite yaklaşımı bizim felsefemizdir” ifadelerini kullandı.
TOGG’un yerli iş ortaklarının yüzde 75’i TAYSAD üyesi!
Konuşmasında TAYSAD ile olan işbirliği çalışmalarına da değinen Karakaş, “İş ortaklarımızın yüzde 75’i Türkiye’den ve çoğunluğu TAYSAD üyelerinden oluşan kuruluşlar, yüzde 25 oranında ise yurtdışı kaynaklı kuruluşlarla tedarik altyapımızı sağladık. 2022 sonunda ilk seri üretim aracın banttan inmesiyle başlangıçta yüzde 51 yerlilik oranında olacağız. Bunu 2025’in sonunda yüzde 68’e yükselteceğimize inanıyoruz. Bu rakamın, diğer binek araçlarda yüzde 30 ile 62 arasında olduğunu görüyoruz. TAYSAD üyelerinin takipçi değil, öncü olarak, yazılımla, elektronik dünyasıyla, alanındaki start up’larla ve diğer üyelerle hızlı bir şekilde yeni iş birlikleri organize etmeleri gerekiyor. Üründen ziyade fikir ve çözüm üretmeyi ileriki dönemde gerçekleştirmemiz lazım” dedi.
TAYSAD’ın Yeni Teknolojiler Yol Haritası
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı ise, otomotiv tedarik endüstrisini bekleyen süreçleri aktararak, “2050’de karbon nötr bir dünya hedefleniyor ve bu konuda elektrifikasyon önem arz ediyor. İçten yanmalı motorların oranının 2030 yılında yüzde 50 seviyesine ve 2035’te ise yüzde 40’ların da altına ineceğini söyleyebiliriz. Otonom seviye 3 ve 4 araçların oranı 2030 yılında yüzde 15’lere varacak. Otonom sürüş için gerekli yazılımlara tedarik sanayi olarak hazır olmamız gerekiyor. Bugün konvansiyonel araçlar için üretilen parçaların toplam üretilen parçalara oranı yüzde 85 seviyelerindeyken bu oran 2030 yılına gelindiğinde yüzde 40-45’e düşecektir. Yani tedarik sanayi eğer değişemezse iş kaybedecek ve belki kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Tedarik sanayi olarak, yeni teknolojilere; lisans veya ortaklık yoluyla teknoloji transferi yaparak veya yerli Ar-Ge çalışmalarıyla sahip olabiliriz ve her iki yolu da aynı anda denemeliyiz” dedi. Sunumunda TAYSAD Yeni Teknolojiler Yol Haritası’na da değinen Yazıcı, “2030 vizyonumuz kapsamında; Türk otomotiv tedarik sanayini küresel otomotiv pazarında tasarım, teknoloji ve tedarik gücüyle, küresel üretimde ilk 10’a taşımayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda “Yeni Teknolojiler”, “İhracat Artışı”, “Rekabetçi Tedarik Sanayi” ve “Güçlü Dernek” olmak kaydıyla 4 ana başlık belirledik. 2021 için bu başlıklar altında detay planlar hazırladık” şeklinde konuştu.
2021 yılı planları ve “Ar-Ge Yetkinlik Gelişim Programı”
Detay planlar kapsamında, TAYSAD’ın 2021 Yeni Teknoloji Planı ve Ar-Ge Yetkinlik Gelişim Programı’ndan da bahseden Yazıcı; “İlk olarak OEM beklentilerini anlamak üzere TOGG CEO’su Gürcan Karakaş ile bir araya geldik. Bu etkinliği diğer OEM CEO’ları ve yöneticileriyle de tekrarlamak istiyoruz. İş birliği ve teşvik mekanizması konusunda da teknolojiye nasıl ulaşacağımıza dair yeni parça ve sistemler için hükumet tarafında ilgili bakanlıklarla konuşmak istiyoruz. Ar-Ge Yetkinlik Gelişim Programı altında eğitimler, teknoloji sunumları ve teknoloji ziyaretleri gerçekleştireceğiz. Bu kapsamda teknoloji yol haritası nedir, nasıl olur? İnovasyon kültürü nedir? 2050 karbon hedefiyle ilişkili önümüzde ihracata engel olarak karşımıza çıkan konulara karşı nasıl hazırlık yapacağız? Bu soruların cevaplarıyla birlikte Ar-Ge, proje yönetimi, Ar-Ge altyapıları, elektrik ve otonom araçlara yönelik sistemler gibi konuları ele alıyoruz. Alanında uzman kişileri yıl içerisinde üyelerimizle bir araya getirmek, start-up’larla üyelerimizi buluşturmak, OEM’ler için teknoloji günleri yaparak onlara kabiliyetlerimizi hem mali hem teknolojik açıdan endirekt sunmayı hedefliyoruz. Yine bu yıl içerisinde Ar-Ge stratejilerinden inovasyon yönetimine, parça tasarımlarından sanal-fiziksel test yorumlamalarına kadar birçok konuyu kapsayan 19 günlük bir eğitim programı düzenleyeceğiz” açıklamalarında bulundu.
Genel
JAECOO, Türkiye’deki İlk Araçlarını Törenle Kullanıcılarına Teslim Etti!
Çinli sofistike off-road SUV markası JAECOO’nun ilk üst düzey off-road SUV modeli JAECOO 7, Türkiye’deki kullanıcılarına teslim edilmeye başlandı. Bu kapsamda JAECOO, ağustos ayında gerçekleştirdiği ürün lansmanının ardından ilk parti JAECOO 7 teslimatları için İstanbul’da bir devir teslim töreni düzenledi. Türkiye pazarında güçlü bir hareket oluşturan JAECOO 7, şimdiden Türkiye’deki arazi SUV pazarında önemli bir yere konumlanmayı başardı. Bununla birlikte JAECOO bayileri İstanbul ve Ankara gibi 17 büyük şehirde yaygın olarak faaliyet gösterirken, ülke genelinde güçlü bir hizmet ağı oluşturuyor. Her zaman “Türkiye’de, Türkiye için” felsefesine bağlı kalmaya devam edecek olan JAECOO, Türk kullanıcılar için çok yönlü bir off-road ekosistemi oluşturmak üzere daha fazla off-road SUV ürünü pazara sunmaya devam edecek. Ayrıca marka, kısa bir süre sonra Çin’in Wuhu kentindeki merkezinde 2024 Küresel Kullanıcı Zirvesi gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu zirvede JAECOO, Türk kullanıcıları daha heyecan verici “bir otomobilden daha fazlasını” yaşam deneyimi olarak sunmak üzere küresel kullanıcılarla bir araya getirecek.
JAECOO’nun ilk üst düzey Off-Road SUV modeli JAECOO 7, ağustos ayında Türkiye pazarına giriş yapmasının ardından, şimdi de bir başka kilometre taşına daha ulaştı. JAECOO markası, ilk JAECOO 7 teslimatları için İstanbul’da bir devir teslim töreni düzenledi. JAECOO 7, tanıtımının üzerinden bir aydan kısa bir süre geçmesine rağmen Türkiye pazarında güçlü bir hareket oluşturdu. Bu da JAECOO 7’nin yerel pazarda hızlı bir şekilde kabul görerek olumlu karşılandığını ve Türkiye arazi SUV pazarında önemli bir yer edindiğini gösteriyor. Teslimat töreninde Türkiye’deki ilk JAECOO 7 kullanıcılarını sıcak bir şekilde karşılayan JAECOO Bayi Geliştirme Direktörü Ümit Çelik, “Bugün JAECOO 7’nin bir rüyadan gerçeğe dönüşmesine tanıklık ediyoruz. ARDIS-Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile akıllı teknolojileri birleştiren bu başyapıt ile her yolculuk bilinmeyene bir keşif ve nihai arayış niteliğini taşıyor. Bu araç teslim töreni, JAECOO’nun Türk kullanıcılara yönelik yolculuğunda yeni bir dönemi simgeliyor. JAECOO 7 kullanıcılarına daha iyi bir deneyim ve daha kaliteli arazi yolculukları sunmak adına hizmet kanallarımızı optimize etmeye devam edeceğiz. Böylece JAECOO 7, keşfedilmemiş yerleri fethetmenizde vazgeçilmez ve sadık bir yoldaş olacak” dedi.
Yeni nesil şehirli seçkin kullanıcılar için geliştirildi!
JAECOO’nun ilk premium off-road SUV modeli olan JAECOO 7, markanın “Klasikten gelen, Klasiğin ötesine” felsefesini en iyi şekilde yorumlayan yeni nesil şehirli seçkin kullanıcılar için geliştirildi. Model, arazi performansı açısından, kum, çamur ve dağ yolları gibi çeşitli karmaşık yol koşullarında üstün sürüş özellikleri sergilemesini sağlayan, yedi sürüş moduna sahip ARDIS-Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile donatıldı.
Akıllı kabini ile üst düzey konfor ve lüks bir deneyim sunuyor!
JAECOO 7, akıllı kabiniyle kullanıcıların seyahatlerini daha konforlu, daha güvenli ve daha kaliteli bir hale getiriyor. JAECOO 7’de yer alan W-Hud Sanal Gösterge Paneli ve 540 derece Gelişmiş Görüş Sistemi sürücünün her zaman net bir görüş ve bilgiyle sürüşe odaklanmasını sağlarken 21 farklı ADAS gelişmiş sürüş destek sistemi sürüş güvenliğini destekliyor. 64 farklı renkte ritmik ortam aydınlatmasıyla desteklenen ve konser salonu seviyesinde bir müzik deneyimi sunan 8 hoparlörlü SONY surround ses sistemi, ısıtmalı ön ve arka koltuklar, 50 W kablosuz hızlı şarj ve iyi yalıtılmış sessiz iç mekanla birlikte üst düzey malzemeler sürüşü keyifli ve üst düzey konforlu lüks bir deneyime dönüştürüyor.
Türkiye’de 17 büyükşehirde satış ve satış sonrası ağıyla hizmet veriyor!
Türkiye pazarına derinlemesine nüfuz etmekte kararlı olan JAECOO, İstanbul ve Ankara da dahil olmak üzere ülke genelindeki 17 büyükşehirde, kullanıcılara satın alma ve satış sonrası hizmetler için uygun kanallar sağlayan kapsamlı bir bayi ve servis ağı kurdu. JAECOO aynı zamanda kapsamlı bir kullanıcı off-road test sürüşü etkinliği düzenleyerek, yüzlerce kullanıcının off-road alanında hızı ve tutkuyu hissederek JAECOO 7’nin üstün sürüş özelliklerini deneyimlemesini sağladı. JAECOO, kişiselleştirilmiş ‘kullanıcı odaklı’ bir marka olarak kullanıcılarla sağlam dostluklar kurmak ve daha farklı etkinlikler düzenlemek üzere JAECOO CLUB’ı kuracak. Ayrıca marka, kısa bir süre sonra Çin’in Wuhu kentindeki merkezinde 2024 Küresel Kullanıcı Zirvesi gerçekleşecek. Bu zirvede JAECOO, Türk kullanıcılarına heyecan verici bir otomobilden daha fazlasını yaşam deneyimi olarak sunmak üzere küresel kullanıcılarla bir araya getirecek. JAECOO markası, gerçekleştirdiği pazarlama hamlesiyle Türkiye’de bir otomobilin seçilmesi, satın alınması ve kullanılmasına kadar geçen tüm yaşam döngüsünü kapsayan bir hizmet sistemi kurdu. JAECOO böylece benzersiz modellerinin pazardaki satışını teşvik edecek.
“Türkiye’de Türkiye için” felsefesiyle yeni ürünler sunmaya devam edecek!
JAECOO her zaman “Türkiye’de, Türkiye için” felsefesine bağlı kalmaya devam edecek. Marka, gelecekte Türk kullanıcıların off-road SUV’lara yönelik farklı gereksinimlerini karşılamak için teknolojik yeniliği dayanak noktası ve marka yeniliğini itici güç olarak kullanacak. Bunun yanında JAECOO Türk kullanıcılar için çok yönlü bir off-road ekosistemi oluşturmak üzere daha fazla off-road SUV ürünü pazara sunmaya devam edecek.
Genel
Yeni eSprinter ve Sprinter, 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de
Bugüne kadarki en çok yönlü ve verimli tamamen elektrikli Mercedes-Benz eSprinter modelleri Avrupa’da satışa sunuldu. Yılın ikinci yarısından itibaren de Türkiye’de.
Çok sayıda yeni dijital ekstraya sahip eSprinter ve Sprinter, en güncel nesil MBUX dışında ek ve bazı durumlarda yeni ve daha da gelişmiş işlevlere sahip güvenlik ve destek sistemleriyle donatılıyor.
eSprinter 440 kilometreye (WLTP verisi) kadar menzil sağlıyor.
Hafif ticari araçların elektrikli ismi yeni Mercedes-Benz eSprinter yakında yollara çıkacak. Müşteriler için sağladığı katma değer, çok yönlülük ve esneklikle dikkat çeken, iki gövde tipi ve uzunluğu ile üç batarya boyutuna sahip yüksek taşıma kapasiteli yeni eSprinter farklı kullanım alanlarıyla öne çıkıyor. Daha fazla menzil ve daha fazla yük taşıma arasında tercih yapılabilen yeni eSprinter, 56 kWh veya 113 kWh kullanılabilir batarya kapasitesiyle Avrupa’da satışa sunuldu. 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de de satışa sunulacak yeni eSprinter’ın ürün gamına 81 kWh kapasiteli bir versiyon da eklenecek. Ayrıca ilerleyen dönemde ilk kez şasi kamyonet olarak da satışa sunulacak. Bu sayede de çok sayıda sektör için temel bir araç haline gelecek. Buna ek olarak, MBUX bilgi-eğlence sistemi, gelişmiş güvenlik ve destek sistemleri ve daha zengin bir donanım ile ilk kez akıllı, dijital bağlantı avantajı da sunuyor. Ayrıca eSprinter’da isteğe bağlı bir römork bağlantısı da olacak.
Çok yönlü ve verimli: Yeni Mercedes-Benz eSprinter
Verimlilik, menzil ve yük hacmi ile çok yönlü bir araç olarak öne çıkan yeni Mercedes-Benz eSprinter, çok sayıda teknik yenilik içermesinin yanında üç modülden oluşan yeni bir konsepti de esas alıyor. Böylece farklı uzunluk ve gövdelerle geliştirilme ve tasarlanma özgürlüğü sunuyor.
Tek tip bir gövde şeklinde tasarlanan ön modül, tüm yüksek voltajlı bileşenleri kapsıyor ve aks mesafesi ve batarya boyutundan bağımsız olarak değişiklik yapmadan tüm araç çeşitleriyle birleştirilebiliyor. Alandan tasarruf sağlayan entegre yüksek voltajlı batarya modülü gövdenin altında bulunuyor. Akslar arasındaki batarya konumu, sağlam batarya gövdesi ile yüksek voltajlı bataryanın en uygun şekilde yerleştirilmesini sağlıyor. Düşük ağırlık merkezi, yol tutuşu üzerinde olumlu bir etkiye sahip. Elektrik tahrikli arka aksa sahip arka modül de yeni eSprinter’ın tüm modellerinde kullanılıyor. Kompakt ve güçlü elektromotor da arka modüle entegre edilmiş durumda.
Elektrikli güç-aktarma sistemleri ve yüksek voltajlı batarya
Yeni Mercedes-Benz eSprinter’daki elektrik tahrikli arka aks müşterilere; araç uzunlukları, maksimum brüt araç ağırlığı (4,25 tona kadar), çekme kapasiteleri (2 tona kadar) ve yük hacmi (maksimum 14 m³) açısından önemli avantajlar sağlıyor. Yeni eSprinter, her biri maksimum 100 ve 150 kW güç sağlayan verimli bir elektromotorla sunuluyor. Yeni sabit mıknatıslı senkron motor (PSM), özellikle yüksek verimliliğiyle öne çıkıyor. Müşteriler, menzil ve taşıma kapasitesi açısından kendi bireysel gereksinimlerine bağlı olarak yeni eSprinter için üç farklı batarya boyutu arasından seçim yapabiliyor (113 kWh, 81 kWh veya 56 kWh). WLTP döngüsüne dayalı bir simülasyonla hesaplanan elektrikli menzil 440 kilometreye kadar ulaşıyor (şehir içinde 500 kilometreye kadar). eSprinter’daki yeni DAUTO otomatik geri kazanım sistemi son derece verimli ve konforlu bir sürüş tarzı sağlıyor. Radardan, kameradan ve navigasyon verilerinden gelen bilgiler toplanarak işleniyor ve enerji geri-kazanım yoğunluğu gerçek zamanlı olarak sürüş koşullarına uyarlanıyor. Ayrıca ECO Assist işlevi ile, donanıma ve ülkeye bağlı olarak, önde bir aracın olup olmadığını, hız sınırının ne olduğunu veya ileride bir yokuşun olup olmadığını analiz ediyor ve ayağın gaz pedalından ne zaman çekilmesi gerektiğini gösterge panelinde belirtiyor. Ayrıca üç sürüş modu, maksimum konfor veya maksimum menzil arasında seçim yapma olanağı sağlıyor.
Mercedes-Benz hızlı sarj
Tüm Mercedes-Benz elektrikli van modelleri gibi yeni eSprinter da hem alternatif akım (AC) hem de doğru akım (DC) şarj olanağına sahip. Entegre şarj cihazı, hızlı şarj istasyonunda 115 kW’a kadar (isteğe bağlı) doğru akımla şarj olanağı sağlıyor. Böylece 56 kWh kapasiteli batarya, maksimum 115 kW ile yaklaşık 28 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e şarj oluyor. Kullanılabilir kapasitesi 113 kWh olan bataryanın şarj olması maksimum 115 kW ile yaklaşık 42 dakikaya sürüyor.
Geleneksel tahrikli yeni Mercedes-Benz Sprinter maksimum esneklik sunuyor
Yeni Mercedes-Benz Sprinter; arkadan itişli veya dört tekerlekten çekişli olmak üzere farklı güç aktarma türleriyle ve maksimum brüt araç ağırlığıyla (5,5 tona kadar) farklı sektörler ve kullanım alanlarının gereksinimlerini karşılıyor.
Yüksek verimlilik seviyesine sahip 2,0 litre hacimli dizel motorun (OM654) yanında seçilen modele ve güç aktarma tipine bağlı olarak 110 kW, 125 kW ve 140 kW olmak üzere dört farklı güç seçeneği bulunuyor. Güç aktarımını konforlu 9G-TRONIC otomatik şanzıman veya 6 vitesli manuel şanzıman sağlıyor.
Mevcut MBUX nesli ve farklı dijital ekstralar
Hem eSprinter hem de Sprinter’da, 26 cm (10,25 inç) ekrana sahip, MBUX (Mercedes Benz Kullanıcı Deneyimi) bilgi-eğlence sisteminin en güncel nesli standart donanım olarak sunuluyor. Daha fazla konfor ve güvenliğe katkıda bulunan ek işlevlerle Sprinter ve eSprinter daha akıllı ve müşterilerin günlük yaşamlarını kolaylaştıran bir yapı sunuyor.
Yeni eSprinter, ayrıca MBUX sayesinde aktif menzil yönetimi ve bulut tabanlı hizmetler ve uygulamalarla akıllı navigasyonlu (elektrikli zekaya sahip navigasyon) elektromobil ekosistemine de entegre oluyor. Bu, şeffaflık ve mümkün olan en yüksek planlama güvenliği ile rahat bir yolculuk sağlıyor.
Yeni Sprinter ve eSprinter modellerinin güvenlik ve destek sistemleri, çoğu standart donanıma dahil olan ek ve bazı durumlarda yeni ve daha gelişmiş işlevlere sahip. Aktif Şerit Takip Asistanı, Kör Nokta Asistanı, ATTENTION ASSIST yorgunluk uyarısı, aracın üretim tarihinden itibaren yedi yıla kadar ücretsiz navigasyon verilerini içeren hız sabitleme özellikli Akıllı Hız Asistanı, panel vanlar ve minibüs için geri vites kamerası olmak üzere kapsamlı güvenlik ve destek işlevleriyle standart olarak donatılıyor. Ayrıca isteğe bağlı olarak, ilk kez, harekete geçerken aracın önündeki diğer yol kullanıcılarıyla çarpışmayı önleyen Harekete Geçme Bilgi Yardımcısı da sunuluyor. Bunun dışında N2 onaylı araçlar için standart, ancak diğer versiyonlarda opsiyonel olarak sunulan Yan Koruma Yardımcısı, yolcu tarafında tanımlı bir alanda yayaların ve bisikletlilerin daha iyi algılanmasına yardımcı oluyor. Rahat ve hızlı park etmek için park paketi kapsamında 360 derece kamera ve engellerin görünürlüğünü sağlayan yeni 3D ekran devreye giriyor. Bunun dışında opsiyonel dijital dikiz aynası, arka cam olmadığında veya araç uzun olduğunda bile arka tarafın rahat bir şekilde görülmesini sağlıyor.
Genel
YENİ PEUGEOT 9X8, 2024 SEZONUNDA PERFORMANSINI ZİRVEYE TAŞIYACAK!
2024 PEUGEOT 9X8 tamamen yeni giydirmeye sahip yeni bir siluetle sahneye çıkıyor. Binlerce kilometrelik testi tamamlayan Team Peugeot TotalEnergies, 21 Nisan’da düzenlenecek olan 2024 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın ikinci turu 6 Saat Imola’da ilk kez yarışacak 2024 PEUGEOT 9X8 aracını tanıttı. PEUGEOT Sport ekibi, takımların önde 29 cm ve arkada 34 cm genişlikte daha etkili bir lastik kurulumu kullanmasına olanak tanıyan düzenleme değişikliğinden en iyi şekilde yararlanmak üzere PEUGEOT 9X8’in aerodinamiğini uyarladı ve PEUGEOT 9X8 artık bir arka spoylere sahip. Bununla birlikte aracın gövde yapısının yüzde 90’ı korundu. Peugeot Design ve PEUGEOT Sport, üst üste üç yıldır birlikte çalışarak Peugeot ekipleri tarafından özel olarak tasarlanan çok özel bir dış görünüme imza attı. Yeni görünümde markanın hız, esneklik ve gücünün simgesi Aslan logosu tasarımın merkezinde yer alıyor.
Team Peugeot TotalEnergies, yeni yarış otomobili 2024 PEUGEOT 9X8’i tanıttı. 2024 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın ikinci yarışı olan Imola’da ilk kez yarışacak olan PEUGEOT 9X8, yerini aldığı modele göre çeşitli geliştirmelerle bayrağı devralıyor. Geçtiğimiz sezon boyunca yarışan 2023 PEUGEOT 9X8, Le Mans’ta son derece iddialı bir performans elde etmişti. Monza’da üçüncülükle ilk podyumuna çıkan 2023 PEUGEOT 9X8, FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonasında geçirdiği ilk tam sezonun ardından 2024 sezonunun açılış yarışı olan Losail’i de büyük oranda önde tamamladı. Şimdi ise ekip, 9 üretici ve 19 prototipin kıyasıya yarıştığı Hypercar sınıfının en iddialı otomobillerinden biri olarak görülen PEUGEOT 9X8’i çok sayıda önemli güncellemeyle optimize etti.
PEUGEOT 9X8’in ilk versiyonu, 2020/2021 sezonundaki teknik düzenlemeleri karşılayacak şekilde tasarlandı. Ancak otomobilin tasarım aşaması ile 2022 yazındaki tanıtım arasında kurallar değişti. Bu durum da belirli alanlardaki performans iyileştirmelerini beraberinde getirdi. Buna bağlı olarak otomobilin potansiyelini en üst düzeye çıkarmak ve Team Peugeot TotalEnergies tarafından belirlenen iddialı hedeflere ulaşmak adına bazı tasarım ayrıntıları revize edildi.
“Çok sayıda güncelleme ve iyileştirme içeriyor”
2024 PEUGEOT 9X8’in optimizasyonları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan PEUGEOT Sport Teknik Müdürü Olivier Jansonnie, ”Artık geçerli olmayan seçimler yapmıştık. Oluşan performans farkını 2023 yılındaki Performans Dengesi (BOP) yeterince dengelemedi. Aslında ana fikir, rakiplerimizin otomobil tasarımına benzer bir tasarıma dönmek ve böylece BOP açısından buna eşdeğer karşılık görmekti. Bu nedenle 31/31cm ile tüm tekerleklerde aynı lastik genişliğini kullanmayı bıraktık. Bunun yerine önde 29 cm ve arkada 34 cm lastik tercih ettik. Açık konuşmak gerekirse, aynı şasiye sahip ve yeni bir otomobil değil. Ancak çok sayıda güncelleme ve iyileştirme içeriyor. Lastiklerin etkili bir şekilde çalışabilmesi için PEUGEOT 9X8’in ağırlık merkezini değiştirmek zorunda kaldık. Bu da bazı bileşenlerin hareket etmesi ve diğerlerinin daha hafif hale getirilmesi anlamına geliyordu. Daha iyi bir aerodinamik dengeye sahip olmak için aerodinamik yükleri yeniden dağıtmamız gerekti. Bu da üstyapı bileşenlerinin yaklaşık yüze 90’ını yeniden tasarlamamızı gerektirdi ve en önemlisi de arka kanadı ekledik. Ayrıca yeni homologasyon ile bazı güvenlik ve performans iyileştirmelerini hayata geçirdik” dedi
Mart 2023’te, 2024 sezonu için araçta bazı radikal iyileştirmeler yapma kararı alındı. PEUGEOT Sport ekibi, 2023 WEC sezonuna katılırken aracı yeniden tasarlamak için yorulmadan çalıştı. Proje içinde proje olmasının ekibin iş yükünü oldukça artırdığını dile getiren Olivier Jansonnie, “Team Peugeot TotalEnergies’in bağlılığına ve çabasına güvendik. Bu çabanın sonucunu göstermek için heyecanlıyız. Hedefimiz ön sıralarda yer almak, podyum için ve galibiyet için mücadele etmek” dedi.
Bu güncellemeler aynı zamanda Peugeot Sport ile dört yıl önce başlayan iş birliğini sürdürme fırsatı da sağladı. PEUGEOT Tasarım Müdürü Matthias Hossann, “Peugeot’nun 2022 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nda dönüşünü simgeleyen zarif ve sade bir tasarımla başladık. Sonrasında görsel sanatçı Demsky tarafından hem 24 Saat Le Mans yarışının yüzüncü yılını, hem de PEUGEOT’nun Le Mans’taki üçlü zaferinin 30. yıldönümünü kutlayan 2023 dış tasarımın ardından bu sefer Aslan Başını farklı ölçeklerde kullandığımız bir tasarımla ortaya çıktık. Bir aslan sürüsünü simgeleyen bu grafik tasarım, dayanıklılık yarışlarının değerlerini mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Takım ruhunu ve takımdaki yetenek zenginliğini öne çıkarmak istedik. Tasarım, siyah, gri, beyaz ve kriptonit olmak üzere PEUGEOT Sport renk kartelasından alınan farklı boyutlarda renklerden oluşuyor. Bu tema, PEUGEOT’nun grafik tasarım ekibi tarafından geliştirilen yaşam tarzı ürünlerinde de aynı şekilde kullanılıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Team Peugeot TotalEnergies’in kaydettiği gelişmeyi gözler önüne seren 2024 PEUGEOT 9X8’in 2023 versiyonu, FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın açılış yarışı Katar 1812 km’de son kez sahneye çıktı ve 21 Nisan tarihinde FIA WEC sezonunun ikinci turu olan 6 Saat Imola yarışında yerini 2024 versiyonuna bırakmaya hazırlanıyor. PEUGEOT 2011 yılında Imola’daki Autodromo Enzo e Dino Ferrari yarışında nefes kesen çifte zaferle hafızalarda yer etmişti.
PEUGEOT CEO’su Linda Jackson, “Team Peugeot TotalEnergies’in FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nda yarıştığı ilk yıl olan 2023, tüm zorluklara rağmen takımın şekillenmesi ve tutkusunu göstermesi açısından herkes için önemli bir deneyim oldu. 2024 yılı için de hedefimiz aynı; yarış kazanmak. Bu yıl zorlu bir rekabet ortamı olacak. Bunu biliyoruz. Ancak ekibimiz, PEUGEOT 9X8’in markanın değerlerini mükemmel şekilde yansıtan 2024 versiyonunu geliştirmek için çok çalıştı. Team Peugeot TotalEnergies, enerjisi ve çabasıyla göz doldurdu. Dayanıklılık yarışlarındaki bu yeni dönemin parçası olmaktan gurur duyuyoruz ve motor sporlarında iz bırakmak istiyoruz” sözleriyle görüşlerini aktardı.
Yeni PEUGEOT 9X8’i değerlendiren Stellantis Motorsport Kıdemli Başkan Yardımcısı Jean-Marc Finot, “Öncelikle tüm PEUGEOT Sport ekibine çalışmalarından dolayı tebrik ve teşekkür ediyorum. 2023 sezonunda yarışırken, rekor sürede aracın bir kısmını yeniden tasarlamak gerçekten de küçümsenecek bir başarı değil. PEUGEOT 9X8, aslında LMH’de önde ve arkada eşit boyutta lastiklerin zorunlu olduğu 2020/2021 düzenlemelerini karşılamak üzere tasarlandı. Ancak bu arada kurallar değişti. Böylece rakiplerimizden bazıları arkada daha büyük lastikler kullanabildi. Aslında BoP’nin yapısal tasarımımızı dengelemek için yeterli olacağını düşünmüştük, ancak durum böyle olmadı. Bu nedenle otomobilin bir kısmını yeni lastik boyutlarına uyum sağlayacak şekilde yeniden tasarlamamız gerekti. Böylece aracın ağırlık merkezini kaydırdık, aerodinamik yüklerin dağılımını değiştirdik, bir arka kanat ekledik, daha hafif parçalar ürettik. Simülasyonlarımız ve ilk pist testlerimiz aracın daha fazla performansa sahip olduğunu gösterdi. Bu nedenle, minimum ağırlık ve maksimum güçle BoP sınırına yaklaşmadan ön sıralarda yer almayı umuyoruz” dedi.
-
Genel5 yıl önce
Toyota Corolla Hatchback Tanıtıldı, İŞTE FİYAT LİSTESİ!!
-
Genel6 yıl önce
İletişim
-
Genel6 yıl önce
Biz Kimiz?
-
Genel6 yıl önce
Reklam ve Sponsorluk
-
Genel6 yıl önce
Gizlilik politikası
-
Genel5 yıl önce
Bu Tarihi Not Edin! “30-31 Mayıs 2020”
-
Genel4 yıl önce
Renault’dan Kaçırılmayacak Kampanya: “Şimdi Al Eylül’de 750TL Taksitle Ödemeye Başla”
-
Genel4 yıl önce
Yaz tatili öncesi lastiklerinizi kontrol etmeyi ihmal etmeyin