Teknoloji
Siber Güvenlikte Yeni Odak Noktası: Baskı Altyapılarının Güçlenmesi


Canon Avrupa EMEA Ürün, Bilgi Güvenliği ve Küresel Olay Müdahale Kıdemli Direktörü Quentyn Taylor, baskı altyapısının siber güvenlikteki kritik rolünü ele alıyor; yazıcıların işletmeler için potansiyel bir zayıf halka haline gelmemesi adına yapay zekâ destekli, katmanlı ve entegre güvenlik çözümlerinin önemini vurguluyor.
İşletmelerin dijital çevresi, çalışma biçimleri ve davranışlarıyla uyum içinde genişlemeye ve sürekli gelişmeye devam ediyor. Çalışanlar artık iş sistemlerine her zamankinden daha esnek biçimlerde erişiyor; bu da verilerin geleneksel güvenlik sınırlarının ötesine geçip farklı kişisel cihazlara yayıldıkça görünürlüğünü kritik bir konu hâline getiriyor. Sonuç olarak, veriler artık her zamankinden daha fazla risk altında bulunuyor.
Bu dinamik ortam, bir işletmenin altyapısındaki her noktada güvenliğin güçlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bir tehdit gibi görünmeyen baskı altyapısı ise, bu resimde çoğu zaman göz ardı ediliyor. Oysa geçtiğimiz yıl işletmelerin yüzde 56’sı, yazıcılar üzerinden en az bir veri kaybı yaşadığını bildirdi.
Siber güvenlik her geçen gün daha sofistike hâle gelirken, saldırganların tüm sisteme erişmesi için hâlâ tek bir zayıf halka yeterli oluyor. İşte bu nedenle, baskının bu zincirde zayıf halka olmamasını sağlamak için işletmelerin donanım ve yazılımı sezgisel biçimde bir arada çalıştıran çözümlere öncelik vermesi gerekiyor. Ancak bu sayede kuruluşlar, BT güvenlik ekiplerine ihtiyaç duydukları anda gelişmiş görünürlük, kontrol ve en önemlisi iç huzuru sağlayabiliyor.
Saldırganlara açık bir kapı
Yazıcılar, bir işletmedeki bilgi akışının merkezinde yer alıyor ve bu konumlarıyla kötü niyetli kişiler için potansiyel giriş noktaları oluşturuyor. Baskı altyapısını güvence altına almamak, işletmenin arka kapısını açık bırakmakla eşdeğer bir güvenlik zafiyeti yaratıyor.
Üstelik günümüzde giderek daha fazla sayıda yazıcı internete bağlanabiliyor. Buna rağmen araştırmalar, işletmelerin yüzde 28’inin uzaktan baskı ortamını güvence altına almayı hâlâ en büyük güvenlik zorluğu olarak gördüğünü ortaya koyuyor. BT karar vericilerinin yalnızca yüzde 37’si sıfır güven mimarisini uyguladığını bildiriyor. Bu da baskı altyapısının güvenliği konusunda yapılması gereken çok şey olduğunu gösteriyor.
Yazıcılar, aynı zamanda fiziksel ve dijital dünyanın tam ortasında yer almasıyla da benzersiz bir konuma sahip. Bilgiler bir ortamdan diğerine geçtiğinde olası müdahale noktaları artıyor; dolayısıyla güvenlik riskleri de büyüyor. Bu nedenle yazıcıların, sistem erişimini koruyan ve bütünsel bilgi güvenliğini sağlayan güçlü bir savunma hattı gibi davranarak veriler için bir kale işlevi görmesi gerekiyor.
Çevreyi gözlem altında tutma
Çevre güvenliği ise kuruluşların karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri olmaya devam ediyor. Verilerin sistemler arasında nasıl hareket ettiğini etkili biçimde izleyemeyen işletmeler, doğru güvenlik önlemlerini uygulamakta ve kaynak kullanımını optimize etmekte zorlanıyor. Görünürlük sağlanmadığı sürece güvenlik stratejileri eksik kalıyor.
İzlenmesi gereken uç noktaların artması ve verilerin ağlar ile cihazlar arasında daha kolay hareket etmesi, güvenlik görünürlüğünü azaltıyor ve daha proaktif önlemler gerektiriyor. AB’nin Siber Dayanıklılık Yasası (Cyber Resilience Act) gibi yeni düzenlemeler, işletmelerin raporlama yükümlülüklerini artırdıkça güvenlik ekiplerinin hedeflerini de sürekli değiştiriyor. Sonuç olarak, kurumlar giderek daha fazla zamanı görünürlük sorunlarını çözmeye ayırıyor.
Bu noktada yapay zekâ, güvenlik yönetiminde yeni bir dönemi başlatıyor. BT ekiplerinin her noktayı manuel olarak izlemesi yerine yapay zekâ ve makine öğrenimi, yazıcının bağlı olduğu ağı sürekli değerlendiriyor ve baskı altyapısı genelinde en uygun ayarları yapılandırıyor. Bu yaklaşım, sistem izlemeyi sadeleştiriyor; güvenlik zafiyetlerinin hızla tespit edilmesini ve giderilmesini kolaylaştırıyor. Aynı zamanda sistemlerin geleceğe uyumlu ve genişlemeye hazır kalmasını güvence altına alıyor.
Yeni ve gelişen tehditlerin arttığı bu ortamda güvenlik ekipleri, baskı altyapısının engel değil destek unsuru hâline gelmesini istiyor. Yapay zekâ, proaktif ve güçlü bir çevre güvenliği sağlayarak bu süreci kolaylaştırıyor; ekiplerin odağını tehditleri öngörmeye ve riskleri önlemeye yönlendiriyor.
Katmanlı bir savunma benimseme
Dayanıklı bir güvenlik stratejisi, katmanlı bir yapıyı gerektiriyor. Sistemi bir bütün olarak ele alıp donanım ve yazılımın işletme genelinde nasıl uyumla çalıştığı değerlendirildiğinde çok katmanlı bir savunma mekanizması kurulabiliyor.
Örneğin baskı ortamında kartlı erişim doğrulaması, verilerin yalnızca doğru kişiler tarafından görülmesini sağlamada temel bir unsur olarak öne çıkıyor. Ancak bu tek başına yeterli olmuyor. Potansiyel riskleri başarıyla tanımlamak için sistem oturum açma etkinlikleriyle verilerin çapraz kontrol edilmesi gerekiyor. Bu sayede çalışanın belirtilen zamanda gerçekten o konumdaki yazıcıyı kullandığı teyit ediliyor.
Konum verilerinin bu doğrulamada kullanılması, çok faktörlü kimlik doğrulamasını (MFA) daha akıllı hâle getiriyor ve ele geçirilmiş kimlik bilgilerine karşı ek bir koruma katmanı oluşturuyor. Böylece kullanıcılar için kolaylık sağlayan yazıcı kimlik doğrulama araçları, işletmenin genel çevre güvenliğini güçlendiren daha geniş bir güvenlik önlemine dönüşüyor.
Akıllı biçimde daha geniş işletme verilerini kullanan entegre bir baskı güvenliği yapısı, yalnızca yetkili kişilerin hassas bilgilere erişmesini sağlayarak kurumun genel güvenliğini daha da güçlendiriyor.
Güvenliğini baskıyla güçlendirme
Sonuç olarak baskı, siber güvenlik zincirinin kritik bir halkasını oluşturuyor; dijital ve fiziksel dünyanın tam kesişim noktasında yer alıyor. Uç noktaların çoğaldığı ve tehditlerin sürekli evrildiği günümüzde işletmeler, kör noktalara yer bırakmıyor.
Baskı güvenliğini göz ardı etmek, siber suçlulara sistemdeki en zayıf halkayı sunmak anlamına geliyor. Bu nedenle işletmeler, baskıyı çevre stratejilerinin temel bir unsuru haline getirerek saldırganların uzun süredir kullandığı bu açık kapıyı kapatıyor. Çünkü baskı güvenliğini güçlendirmek, aslında işletme güvenliğini güçlendiriyor.
Cep Telefonu
Samsung teknolojileriyle gastronomi deneyimi Seoul Kitchen’da


Teknoloji devi Samsung, benzersiz bir gastronomi deneyimi yaşatıyor. Kore mutfağının özgün tatlarını modern bir bakış açısıyla sunan Seoul Kitchen, Samsung’un yenilikçi teknolojileriyle müşterilerine menü ve sipariş süreçlerinde uçtan uca dijital olarak hizmet veriyor. Restoranda, ikonik katlanabilir tasarımıyla öne çıkan Galaxy Z Fold7 cihazlar dijital menüye dönüşüyor, karaoke alanında ise eğlencenin keyfi Samsung’un 2025 OLED TV’lerle artıyor.
Samsung yenilikçi teknolojileriyle gastronomi dünyasına da ilham veriyor. Kore kültürünü lezzet, müzik ve tasarım ekseninde sunarak İstanbullularla buluşturan Seoul Kitchen, Samsung teknolojileriyle misafirlerine çok yönlü bir lezzet deneyimi vadediyor. Türkiye’de tamamen dijital servis altyapısına sahip ilk restoran olan Seoul Kitchen, misafirlere teknolojiyle iç içe bir gastronomi deneyimi sunuyor. Ayrıca restoran içerisinde kurulan özel deneyim alanında da misafirler Samsung’un en yeni teknoloji ürünlerini deneyimleyebiliyor.
Siparişler, katlanabilir formuyla öne çıkan Galaxy Z Fold7 ile veriliyor
Restoranın menü ve sipariş süreçleri tamamen dijital olarak yürütülüyor; misafirler tüm süreçleri Samsung teknolojisiyle donatılmış inovatif ekranlarla yönetiyor. Dijital menüler Samsung’un yapay zekâ destekli yeni amiral gemisi Galaxy Z Fold7 cihazlarla destekleniyor. Ultra akıllı telefonlardaki üstün performansı ve deneyimi sunan Galaxy Z Fold serisi, açıldığında ortaya çıkan daha büyük ve daha sürükleyici ekranıyla yeni bir verimlilik ve üretkenlik seviyesi sunuyor. Seri, katlanabilir forma göre optimize edilmiş akıllı ve çok boyutlu yapay zekâ araçlarıyla da akıcı ve sürükleyici bir deneyim vadediyor.
Swallet kullanıcılarına ücretsiz tatlı ikramı
Samsung’un kullanıcılarına yeni nesil cüzdan deneyimi sunun Swallet uygulması da Seoul Kitchen’da sunulan teknolojik restoran deneyiminin bir parçası. Samsung Swallet cüzdanını indirip, kayıt olan müşteriler ücretsiz Çilekli Bing Su tatlısının keyfini çıkartabiliyor.
Samsung OLED TV serisi ile çok boyutlu bir eğlence deneyimi
Mekânda yer alan ve misafirleri Seul’ün enerjik gece hayatına davet eden karaoke alanı, Samsung’un yeni amiral gemisi 2025 OLED TV serisinin amiral gemisi S95F’in de bulunduğu Samsung TV’ler ile destekleniyor. Yeni OLED serisi Samsung’un OLED ekran teknolojisiyle yüksek kontrast değerleri sağlıyor. Quantum Dot destekli OLED paneller, renk parlaklığını artırarak içeriklerde fark yaratıyor. %100 renk hacmi desteği ile geniş renk yelpazesi sunan OLED TV serisi, yapay zekâ özellikleriyle de eğlenceyi kişiselleştiriyor. Yapay zekâ görüntü yükseltme özelliği, düşük çözünürlüklü içerikleri optimize ederken, sahneye göre parlaklık ve kontrast ayarlarını anlık olarak düzenliyor. İnce ve yalın tasarımıyla Samsung TV’ler Seoul Kitchen misafirlerine üstün ses ve görüntü performansıyla çok boyutlu bir eğlence deneyimi sunuyor.
Teknoloji
Azerion ve Huawei yapay zekâ uygulamalarında güçlerini birleştirdi


Azerion, Türkiye’nin yapay zekâ ekosistemini güçlendirmeyi ve bölgesel etki alanını genişletilmeyi hedefleyen bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte Huawei ile Azerion arasındaki stratejik iş birliğinin artan önemi vurgulandı.
Avrupa’nın önde gelen dijital reklam ve eğlence medya platformlarından biri olan Azerion, teknoloji devi Huawei ile birlikte İstanbul’da “Yapay Zekânın Bugünle Buluşup Geleceği Şekillendirdiği Nokta” başlıklı etkinliği gerçekleştirdi. Gerçek dünyadaki yapay zekâ uygulamalarını hızlandırmak için güçlerini birleştiren Azerion ve Huawei, yapay zekânın günümüz iş dünyasını nasıl dönüştürdüğünü ve farklı sektörlerdeki uygulama alanlarını ele aldı.
Sektör liderlerini, iş ortaklarını ve teknoloji uzmanlarını bir araya getiren etkinlik, yapay zekânın modern iş dünyasındaki dönüştürücü gücünü ve geleceğe yönelik sunduğu fırsatları ön plana çıkardı. Etkinlik aynı zamanda Azerion ve Huawei arasındaki stratejik iş birliğinin giderek güçlendiğini de bir kez daha gösterdi.
16 ülkede faaliyet gösteren Azerion, Türkiye’nin yapay zekâ ekosistemini desteklemek ve bölgesel erişimini genişletmek amacıyla düzenlenen etkinlikte, veri odaklı reklam teknolojilerini ve içerik platformlarını tanıttı.
Yapay zekâ artık bir iş zorunluluğu
Yoğun ilgi gören ekinlikte, geliştirme sürelerini kısaltan ve yapay zekâ projelerinin daha hızlı devreye alınmasını sağlayan son teknolojik gelişmeler paylaşıldı.
Azerion Türkiye Ülke Müdürü Pelin Akın, konuşmasında şunları söyledi; “Verinin gücünü yaratıcılıkla birleştirerek hem markalar hem de kullanıcılar için daha akıllı ve etkili deneyimler tasarlıyoruz. Yapay zekânın artık bir iş zorunluluğu haline geldiğini kabul etmeli ve buna göre hareket etmeliyiz. Yapay zekâ artık “geleceğin konsepti” değil, her ölçekteki kurum için operasyonel bir gereklilik haline geldi. Bu nedenle yapay zekâ projelerinin uygulanma süreçlerini hızlandırmak büyük önem taşıyor. Azerion olarak, değer yaratma sürecini kısaltan modüler mimarileri ve bulut tabanlı sistemleri geliştirmeye, yerel pazara uygun çözümlere öncelik vererek pazardaki konumumuzu güçlendirmeye devam edeceğiz.”
Teknoloji
Samsung, kişiselleştirilmiş mobil yapay zekâ deneyimleri için geleceğe hazır güvenlik özelliklerini tanıttı


Samsung’un yakında çıkacak olan Galaxy akıllı telefonlarda gizliliği ve kullanıcı kontrolünü güçlendirecek inovasyonları arasında Knox Enhanced Encrypted Protection, güncellenmiş Knox Matrix tehdit yanıtı ve kuantum dirençli Secure Wi-Fi gibi yenilikçi çözümler yer alıyor.
Samsung Electronics One UI 8 ile piyasaya sürülecek yeni Samsung Galaxy akıllı telefonlarında kullanılacak bir dizi yeni güvenlik ve gizlilik güncellemesini duyurdu. Samsung’un hızla gelişen dijital dünyada güçlü ve güvenilir mobil teknolojiler sunma konusundaki kararlılığının altını çizen güncellemeler, cihaz üzerinde sunulan yapay zekâ yeteneklerine yeni koruma özellikleri kazandırıyor, cihazlar arası tehdit algılamayı genişletiyor ve kuantum dirençli şifrelemeyle ağ güvenliğini artırıyor.
Kişiselleştirilmiş yapay zekâ için yeni nesil mobil güvenlik
Samsung, mobil güvenlik alanındaki son teknolojisi olarak, kişiselleştirilmiş ve yapay zekâ destekli yeni nesil özellikleri korumak üzere tasarlanmış yeni bir mimariye sahip Knox Enhanced Encrypted Protection (KEEP)’i tanıttı. KEEP, cihazın güvenli depolama alanında şifreli ve uygulamaya özel depolama ortamları oluşturarak her uygulamanın yalnızca kendi hassas bilgilerine erişebilmesini sağlıyor. Galaxy’nin Kişisel Veri Motoru Personal Data Engine (PDE) çözümünü destekleyen KEEP, Now Brief ve Akıllı Galeri arama gibi özelliklerin çalışmasını sağlayan rutinler ve tercihler gibi kullanıcının son derece kişisel bilgilerini güvence altına alıyor. Tüm bu bilgiler tamamen cihazda kalıyor, KEEP tarafından korunuyor ve Samsung’un kurcalamaya dayanıklı donanım güvenliği platformu Knox Vault ile daha da korunaklı hale getiriliyor. Bunlar, verileri sıkı bir şekilde koruyarak ve kullanıcının kontrolü altında tutarak kişiselleştirilmiş yapay zekâ yetenekleri sunan Galaxy AI için kusursuz bir temel oluşturuyor. KEEP, sistem seviyesindeki yapısı sayesinde Galaxy AI inovasyonları genelinde ölçeklendirilebiliyor. PDE’ye ek olarak, KEEP artık Now Brief, Smart Suggestions ve kullanıcıya özel girdilere dayanan diğer cihaz içi özellikleri de koruyor. Böylece gizlilikten ödün vermeden daha gelişmiş yapay zekâ deneyimleri sunuluyor. KEEP ile Samsung, mobil cihazların arka planda verileri koruma şeklini yeniden tanımlayarak gizliliği bir ayar olmaktan çıkarıp cihaza yerleşik bir tasarım ilkesine dönüştürüyor.
Tehdit yanıtları Knox Matrix ile daha akıllı ve daha bağlantılı
Yapay zekâ giderek daha fazla ekosisteme entegre oldukça, Samsung Knox Matrix öncülüğünde, hem kullanıcılara daha güçlü güvenlik sunuyor hem de daha fazla şeffaflık ve kontrol imkanı tanıyan koruma çözümleri geliştiriyor. Knox Matrix’i One UI 8 ile ileri taşıyan Samsung, bağlı Galaxy cihazlarda daha proaktif ve kullanıcı dostu koruma sağlıyor. Bir cihaz, sistem manipülasyonu veya kimlik sahteciliği gibi ciddi bir risk konusunda işaretlendiğinde, Samsung Account’tan otomatik olarak çıkış yapılıyor ve tehditlerin yayılmasını önlemek için bulut bağlantılı hizmetlere erişim kesiliyor. Kullanıcılar, bağlı Galaxy cihazlarında bildirimler alabiliyor, sorunu inceleyebiliyor ve önlemler almak için “Cihazlarınızın güvenlik durumu” sayfasına yönlendiriliyor. En yeni güvenlik durumu güncellemelerine sahip olmayan cihazlara bile sarı düzeyde bir uyarı gönderiliyor. Bu, güvenlik açıkları büyümeden kullanıcıların önlem almasına yardımcı oluyor. Tüm yeni güncellemeler bir araya gelerek Samsung’un Galaxy ekosistem düzeyinde sunduğu korumayı daha dinamik, sezgisel ve görünür hale getiriyor ve tüm cihazların daha güvenli ve daha bilinçli kullanılmasını sağlıyor.
Secure Wi-Fi, kuantum dirençli şifrelemeyle güçlendirildi
Güvenli kuantum taahhüdünü sürdüren Samsung, kuantum sonrası şifreleme özelliğini Secure Wi-Fi’ye de getirdi. Galaxy S25 serisinde ilk kez sunulan bu güvenilir yaklaşım, Kuantum Sonrası Gelişmiş Veri Koruma (Post-Quantum Enhanced Data Protection/EDP) ile genişletilmiş oldu. Secure Wi-Fi, yeni bir şifreleme çerçevesiyle de güncellendi. Özellikle kuantum bilişim çağında ortaya çıkması beklenen yeni tehditlere karşı ağ korumasını güçlendirmek için tasarlanan bu çözüm, şifreli bağlantıların temelini oluşturan anahtar değişim sürecini güvence altına alıyor, kamuya açık ağlarda bile güçlü bir gizlilik sağlıyor. Kuantum bilişim, tam olarak hayata geçirilince günümüzün birçok veri koruma yöntemini altüst edebilir. Bu nedenle, kuantum sonrası şifrelemenin entegre edildiği Secure Wi-Fi, kuantum teknolojisi olgunlaştığında şifrelenmiş verileri ele geçirip kırmak amacıyla yapılabilecek “önce veri topla, sonra şifresini kır” taktiği olarak bilinen saldırılara karşı dayanıklı olacak şekilde geliştirildi. Bu güncelleme, Galaxy cihazları ile Samsung sunucuları arasındaki güvenli geçişi güçlendiriyor. Yeni çözümler, halka açık Wi-Fi gibi yüksek riskli ortamlarda veri aktarımlarının bütünlüğünü güvenle koruyor.
Geleceğe hazır bu temel özelliklerin yanı sıra Secure Wi-Fi, bir dizi gelişmiş gizlilik özelliği de sunuyor:
- Auto Protect: Kafeler, havaalanları veya oteller gibi halka açık yerlerde otomatik olarak etkinleşiyor ve kullanıcı müdahalesi gerekmeden Wi-Fi bağlantılarını güvence altına alıyor.
- Enhanced Privacy Protection (EPP): İnternet trafiğini şifreliyor ve paket şifreleme ile aktarımları birleştirerek cihaz bilgilerini anonim hale getirip izlenmeyi önlüyor.
- Protection Activity: Hangi uygulamaların ve ağların güvenliğinin sağlandığını ve zaman içinde ne kadar verinin şifrelendiğini göstererek koruma geçmişine dair bir görünüm sunuyor.
Yerleşik koruma özelliklerine sahip güvenilir platform
En yeni inovasyonların yanı sıra Samsung, Galaxy deneyimine özgü temel korumaları da güçlendirmeye devam ediyor. Güçlenen bu özellikler, donanım ve yazılım genelinde koruma sağlayan çok katmanlı güvenlik yaklaşımıyla, kullanıcılara daha fazla görünürlük ve kontrol sunuyor.
- Knox Vault, şifreler, PIN kodları ve biyometrik bilgiler gibi hassas kimlik bilgilerini fiziksel olarak izole edilmiş bir ortamda güvence altına alarak, ana işletim sistemi tehlikeye girse bile bu verileri koruyor.
- Otomatik Engelleyici, varsayılan bir özellik olarak savunma sağlıyor, yetkisiz uygulama yüklemelerini engelliyor, komut tabanlı saldırıları kısıtlıyor ve potansiyel “sıfır tıklama” tehditlerinden kaynaklanan riskleri azaltıyor.
- Gelişmiş Zekâ Ayarları, kullanıcılara yapay zekâ özellikleri için online veri işlemesini durdurma seçeneği sunuyor, böylece kişisel bilgiler tamamen kullanıcının kontrolü altında cihazda kalıyor.
- Gelişmiş Hırsızlık Koruması, Kimlik Kontrolü ve Güvenlik Gecikmesi gibi güvenlik önlemlerini kullanarak yetkisiz erişimleri önlüyor; hırsızlık gibi yüksek riskli durumlarda bile kişisel verileri koruma altına alıyor.
Söz konusu güncellemeler, inovasyonlarla birlikte artan risklere karşı mobil güvenlik sağlama konusunda Samsung’un uzun soluklu taahhüdünü güçlendiriyor. Sunulan yenilikler, KEEP ile kişiselleştirilmiş yapay zekâ özelliklerinin cihazdaki gizliliğini güçlendiriyor, Knox Matrix aracılığıyla şeffaflığı ve kullanıcı kontrolünü genişletiyor, geleceğe hazır daha güvenli Galaxy deneyimleri için Secure Wi-Fi’ye kuantum dirençli koruma kazandırıyor. Güvenlikle ilgili yeni zorluklar ortaya çıktıkça Samsung, şimdiki ve bir sonraki adımı atmaya her zaman hazır bir şekilde, yerleşik güvenlik önlemleri sunmaya devam ediyor.
-



Genel6 yıl önceToyota Corolla Hatchback Tanıtıldı, İŞTE FİYAT LİSTESİ!!
-



Genel7 yıl önceİletişim
-
Genel7 yıl önce
Biz Kimiz?
-
Genel7 yıl önce
Reklam ve Sponsorluk
-



Genel7 yıl önceGizlilik politikası
-



Genel6 yıl önceBu Tarihi Not Edin! “30-31 Mayıs 2020”
-



Genel5 yıl önceRenault’dan Kaçırılmayacak Kampanya: “Şimdi Al Eylül’de 750TL Taksitle Ödemeye Başla”
-



Genel5 yıl önceYaz tatili öncesi lastiklerinizi kontrol etmeyi ihmal etmeyin






