Teknoloji
KOBİ’ler siber tehditlerle nasıl baş edebilir?


Dijital güvenlik büyük şirketlere mahsus bir lüks değil, her ölçekteki işletme için bir gereklilik. Kurumsal firmalar siber güvenlik savunmalarını güçlendirdikçe siber suçlular odak noktalarını, genellikle değerli verilerini korumak için gerekli gelişmiş güvenlik önlemlerinden yoksun olan küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ’ler) yöneltti. Siber güvenlik şirketi ESET, KOBİ’lerin artan siber tehditlere karşı nasıl bir güvenlik stratejisi oluşturması gerektiğine yönelik önerilerini paylaştı.
2025 Verizon Veri İhlali Araştırmaları Raporu, KOBİ mağdurlarının sayısının büyük kuruluşların dört katı olduğunu gösteriyor. Birçok KOBİ risklerini hafife alıyor ve şifreleme, veri yedekleme ve çok katmanlı savunma gibi temel güvenlik önlemlerini uygulamaya koymakta zorlanıyor. Küçük işletmelere yönelik siber saldırılar nadiren kamuoyunda tepkiye neden oluyor ve bu da siber suçluların güvenlik açıklarını tespit edilmeden kullanmaya devam etmesine olanak tanıyor. Siber olaylar, Allianz Risk Barometresi 2024’te ilk kez küresel risk sıralamasında birinci olarak öne çıktı. Rapora göre, veri ihlalleri (%59) en büyük endişe kaynağı olurken bunu kritik altyapı ve fiziksel varlıklara yönelik siber saldırılar (%53) ile artan kötü amaçlı yazılım ve fidye yazılımı tehdidi (%53) takip ediyor.
Bir veri ihlali; davalara, müşteri güveninin kaybedilmesine ve rekabetçi konumun zayıflamasına neden olabilir. Çoğu işletmenin; müşteri bilgileri, mali kayıtlar ve fikri mülkiyet dâhil olmak üzere büyük miktarda hassas veri topladığından kritik bilgilerin korunması için güvenlik önlemleri alması şarttır.
KOBİ’lerin karşılaştığı en yaygın siber tehditler
● Kimlik avı, siber suçluların sahte e-postalar, metinler veya web siteleri kullanarak çalışanları kullanıcı adları, parolalar veya finansal bilgiler gibi hassas bilgileri ifşa etmeleri için kandırdığı en yaygın tehditlerden biridir.
● İş e-postalarının ele geçirilmesi (BEC), siber suçluların güvenilir yöneticileri veya ortakları taklit ederek çalışanları para aktarmaya veya gizli bilgileri ifşa etmeye yönlendirdiği bir sosyal mühendislik taktiğidir.
● Virüsler, casus yazılımlar ve Truva atları gibi kötü amaçlı yazılımlar sistemlere zarar verebilir, hassas bilgileri çalabilir veya iş süreçlerini bozarak maliyetli kesintilere yol açabilir.
● Fidye yazılımı, bir işletmenin verilerini kilitleyen ve şifre çözme anahtarı için fidye talep eden bir kötü amaçlı yazılım türüdür. Bu durum, özellikle fidyeyi ödeyecek veya verileri etkili bir şekilde kurtaracak kaynaklara sahip olmayan KOBİ’ler için operasyonel kesinti, veri kaybı ve itibar kaybına neden olabilir.
● Yeniden kullanılan parolalar ve çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) eksikliği, siber suçluların sistemlere ve verilere yetkisiz erişim sağlamasına olanak tanıyan kapıları daha da açmaktadır.
● Güncel olmayan yazılımlar ve yama güvenlik açıkları, gözden kaçan diğer risklerdir. Siber suçlular sistemlere sızmak ve veri ihlallerine ya da diğer hasar türlerine neden olmak için bu açıklardan faydalanır.
● Tedarik zinciri saldırılarının da önemi artıyor. Verizon’un Veri İhlali Araştırma Raporu’na göre, 2024’teki ihlallerin %30’u yazılım tedarik zincirleri, barındırma ortağı altyapıları veya veri sorumluları dâhil olmak üzere üçüncü taraflar veya tedarikçilerle bağlantılıydı.
KOBİ’ler için dijital güvenlik
Kapsamlı bir siber güvenlik stratejisi uygulamak çok önemli. KOBİ’ler en son tehditler hakkında bilgi sahibi olarak ve önleme öncelikli bir zihniyet benimseyerek varlıklarını, itibarlarını ve geleceklerini koruyabilirler. Sağlam bir siber güvenlik stratejisi oluşturmak için aşağıdaki adımlar atılmalıdır:
Risk değerlendirmesi. Kapsamlı bir risk değerlendirmesi ile başlayın. Bu, müşteri verileri, fikri mülkiyet ve mali kayıtlar gibi kritik varlıkların tanımlanmasını; kimlik avı saldırıları ve fidye yazılımları gibi potansiyel tehditlerin değerlendirilmesini ve güncel olmayan yazılım veya yetersiz çalışan eğitimi gibi güvenlik açıklarının değerlendirilmesini içerir. Riskler belirlendikten sonra, potansiyel etki ve olasılıklarına göre önceliklendirilmelidir.
Sistem güvenliği. Kötü niyetli faaliyetleri engellemek için antivirüs yazılımı, VPN, parola yöneticisi, güvenlik duvarları ve diğer güvenlik araçlarına yatırım yapın, yetkisiz erişimi önlemek için verileri şifreleyin ve şüpheli faaliyetleri izlemek için tespit ve önleme sistemleri kullanın. İhlallerin yüzde yirmisi, ilk erişimi elde etmek için güvenlik açıklarından yararlanılarak başlatılmıştır. Düzenli, otomatik yedeklemeler de zorunludur. Daha fazla KOBİ bulut hizmetlerine geçtikçe Bulut Güvenliği Duruş Yönetimi (CSPM) hayati bir araç olarak ortaya çıkmıştır. CSPM, bulut yapılandırmalarındaki güvenlik açıklarının belirlenmesine ve giderilmesine yardımcı olarak verilerin güvende kalmasını sağlar. Ayrıca yapay zekâ (AI) ve makine öğrenimi (ML), anormallikleri ve potansiyel tehditleri gerçek zamanlı olarak tespit ederek siber güvenliği dönüştürüyor ve işletmelerin riskleri proaktif olarak azaltmasına olanak tanıyor.
Eğitimler. İhlallerin %60’ında hatalar veya sosyal mühendislik saldırıları da dâhil olmak üzere insan hataları rol oynamıştır. Bu nedenle, sürekli siber güvenlik eğitimi şarttır. İşletmeler çalışanlarını en yaygın güvenlik açıkları konusunda eğitmeli, şüpheli faaliyetleri fark edebilmelerini ve risk yönetimi süreçlerini yürütebilmelerini sağlamalıdır.
Kılavuzlar ve politikalar. Hassas verileri yetkili personelle kısıtlamak için erişim kontrol politikaları, şifreleme gibi veri koruma önlemleri veya parola protokolleri ve çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) uygulayın. Sıfır güven mimarisi “asla güvenme, her zaman doğrula” ilkesine göre çalışır. Bu yaklaşım, kullanıcıların ve cihazların sürekli olarak kimliklerinin doğrulanmasını ve onaylanmasını gerektirerek yetkisiz erişim riskini önemli ölçüde azaltır.
Uyumluluk. Yasal sonuçlardan veya para cezalarından kaçınmak için düzenleyici çerçevelere uyum zorunludur. İşletmeler geçerli gereklilikleri belirlemeli, gerekli kontrol prosedürlerini uygulamalı ve politikaların, risk değerlendirmelerinin ve olay müdahalelerinin ayrıntılı kayıtlarını tutmalıdır.
Olay müdahale planı. Güvenlik ihlallerinin tespit edilmesi, kontrol altına alınması ve hafifletilmesine yönelik doğru süreç, dijital güvenlik stratejisinin bir diğer önemli bileşenidir. Özel bir olay müdahale planı, müdahale ekibinin rol ve sorumluluklarını ana hatlarıyla belirler, paydaşları bilgilendirmek için dâhili ve harici iletişim stratejileri oluşturur ve gelecekteki güvenlik önlemlerini güçlendirmek için bir inceleme süreci tanımlar.
Denetimler ve izleme. Siber tehditler sürekli gelişmektedir, bu nedenle güvenliği korumak için sürekli izleme gereklidir. İşletmeler, savunmaları değerlendirmek ve güvenlik açıklarını belirlemek için düzenli denetimler yapmalıdır.
Cep Telefonu
Samsung teknolojileriyle gastronomi deneyimi Seoul Kitchen’da


Teknoloji devi Samsung, benzersiz bir gastronomi deneyimi yaşatıyor. Kore mutfağının özgün tatlarını modern bir bakış açısıyla sunan Seoul Kitchen, Samsung’un yenilikçi teknolojileriyle müşterilerine menü ve sipariş süreçlerinde uçtan uca dijital olarak hizmet veriyor. Restoranda, ikonik katlanabilir tasarımıyla öne çıkan Galaxy Z Fold7 cihazlar dijital menüye dönüşüyor, karaoke alanında ise eğlencenin keyfi Samsung’un 2025 OLED TV’lerle artıyor.
Samsung yenilikçi teknolojileriyle gastronomi dünyasına da ilham veriyor. Kore kültürünü lezzet, müzik ve tasarım ekseninde sunarak İstanbullularla buluşturan Seoul Kitchen, Samsung teknolojileriyle misafirlerine çok yönlü bir lezzet deneyimi vadediyor. Türkiye’de tamamen dijital servis altyapısına sahip ilk restoran olan Seoul Kitchen, misafirlere teknolojiyle iç içe bir gastronomi deneyimi sunuyor. Ayrıca restoran içerisinde kurulan özel deneyim alanında da misafirler Samsung’un en yeni teknoloji ürünlerini deneyimleyebiliyor.
Siparişler, katlanabilir formuyla öne çıkan Galaxy Z Fold7 ile veriliyor
Restoranın menü ve sipariş süreçleri tamamen dijital olarak yürütülüyor; misafirler tüm süreçleri Samsung teknolojisiyle donatılmış inovatif ekranlarla yönetiyor. Dijital menüler Samsung’un yapay zekâ destekli yeni amiral gemisi Galaxy Z Fold7 cihazlarla destekleniyor. Ultra akıllı telefonlardaki üstün performansı ve deneyimi sunan Galaxy Z Fold serisi, açıldığında ortaya çıkan daha büyük ve daha sürükleyici ekranıyla yeni bir verimlilik ve üretkenlik seviyesi sunuyor. Seri, katlanabilir forma göre optimize edilmiş akıllı ve çok boyutlu yapay zekâ araçlarıyla da akıcı ve sürükleyici bir deneyim vadediyor.
Swallet kullanıcılarına ücretsiz tatlı ikramı
Samsung’un kullanıcılarına yeni nesil cüzdan deneyimi sunun Swallet uygulması da Seoul Kitchen’da sunulan teknolojik restoran deneyiminin bir parçası. Samsung Swallet cüzdanını indirip, kayıt olan müşteriler ücretsiz Çilekli Bing Su tatlısının keyfini çıkartabiliyor.
Samsung OLED TV serisi ile çok boyutlu bir eğlence deneyimi
Mekânda yer alan ve misafirleri Seul’ün enerjik gece hayatına davet eden karaoke alanı, Samsung’un yeni amiral gemisi 2025 OLED TV serisinin amiral gemisi S95F’in de bulunduğu Samsung TV’ler ile destekleniyor. Yeni OLED serisi Samsung’un OLED ekran teknolojisiyle yüksek kontrast değerleri sağlıyor. Quantum Dot destekli OLED paneller, renk parlaklığını artırarak içeriklerde fark yaratıyor. %100 renk hacmi desteği ile geniş renk yelpazesi sunan OLED TV serisi, yapay zekâ özellikleriyle de eğlenceyi kişiselleştiriyor. Yapay zekâ görüntü yükseltme özelliği, düşük çözünürlüklü içerikleri optimize ederken, sahneye göre parlaklık ve kontrast ayarlarını anlık olarak düzenliyor. İnce ve yalın tasarımıyla Samsung TV’ler Seoul Kitchen misafirlerine üstün ses ve görüntü performansıyla çok boyutlu bir eğlence deneyimi sunuyor.
Teknoloji
Azerion ve Huawei yapay zekâ uygulamalarında güçlerini birleştirdi


Azerion, Türkiye’nin yapay zekâ ekosistemini güçlendirmeyi ve bölgesel etki alanını genişletilmeyi hedefleyen bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte Huawei ile Azerion arasındaki stratejik iş birliğinin artan önemi vurgulandı.
Avrupa’nın önde gelen dijital reklam ve eğlence medya platformlarından biri olan Azerion, teknoloji devi Huawei ile birlikte İstanbul’da “Yapay Zekânın Bugünle Buluşup Geleceği Şekillendirdiği Nokta” başlıklı etkinliği gerçekleştirdi. Gerçek dünyadaki yapay zekâ uygulamalarını hızlandırmak için güçlerini birleştiren Azerion ve Huawei, yapay zekânın günümüz iş dünyasını nasıl dönüştürdüğünü ve farklı sektörlerdeki uygulama alanlarını ele aldı.
Sektör liderlerini, iş ortaklarını ve teknoloji uzmanlarını bir araya getiren etkinlik, yapay zekânın modern iş dünyasındaki dönüştürücü gücünü ve geleceğe yönelik sunduğu fırsatları ön plana çıkardı. Etkinlik aynı zamanda Azerion ve Huawei arasındaki stratejik iş birliğinin giderek güçlendiğini de bir kez daha gösterdi.
16 ülkede faaliyet gösteren Azerion, Türkiye’nin yapay zekâ ekosistemini desteklemek ve bölgesel erişimini genişletmek amacıyla düzenlenen etkinlikte, veri odaklı reklam teknolojilerini ve içerik platformlarını tanıttı.
Yapay zekâ artık bir iş zorunluluğu
Yoğun ilgi gören ekinlikte, geliştirme sürelerini kısaltan ve yapay zekâ projelerinin daha hızlı devreye alınmasını sağlayan son teknolojik gelişmeler paylaşıldı.
Azerion Türkiye Ülke Müdürü Pelin Akın, konuşmasında şunları söyledi; “Verinin gücünü yaratıcılıkla birleştirerek hem markalar hem de kullanıcılar için daha akıllı ve etkili deneyimler tasarlıyoruz. Yapay zekânın artık bir iş zorunluluğu haline geldiğini kabul etmeli ve buna göre hareket etmeliyiz. Yapay zekâ artık “geleceğin konsepti” değil, her ölçekteki kurum için operasyonel bir gereklilik haline geldi. Bu nedenle yapay zekâ projelerinin uygulanma süreçlerini hızlandırmak büyük önem taşıyor. Azerion olarak, değer yaratma sürecini kısaltan modüler mimarileri ve bulut tabanlı sistemleri geliştirmeye, yerel pazara uygun çözümlere öncelik vererek pazardaki konumumuzu güçlendirmeye devam edeceğiz.”
Teknoloji
Siber Güvenlikte Yeni Odak Noktası: Baskı Altyapılarının Güçlenmesi


Canon Avrupa EMEA Ürün, Bilgi Güvenliği ve Küresel Olay Müdahale Kıdemli Direktörü Quentyn Taylor, baskı altyapısının siber güvenlikteki kritik rolünü ele alıyor; yazıcıların işletmeler için potansiyel bir zayıf halka haline gelmemesi adına yapay zekâ destekli, katmanlı ve entegre güvenlik çözümlerinin önemini vurguluyor.
İşletmelerin dijital çevresi, çalışma biçimleri ve davranışlarıyla uyum içinde genişlemeye ve sürekli gelişmeye devam ediyor. Çalışanlar artık iş sistemlerine her zamankinden daha esnek biçimlerde erişiyor; bu da verilerin geleneksel güvenlik sınırlarının ötesine geçip farklı kişisel cihazlara yayıldıkça görünürlüğünü kritik bir konu hâline getiriyor. Sonuç olarak, veriler artık her zamankinden daha fazla risk altında bulunuyor.
Bu dinamik ortam, bir işletmenin altyapısındaki her noktada güvenliğin güçlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bir tehdit gibi görünmeyen baskı altyapısı ise, bu resimde çoğu zaman göz ardı ediliyor. Oysa geçtiğimiz yıl işletmelerin yüzde 56’sı, yazıcılar üzerinden en az bir veri kaybı yaşadığını bildirdi.
Siber güvenlik her geçen gün daha sofistike hâle gelirken, saldırganların tüm sisteme erişmesi için hâlâ tek bir zayıf halka yeterli oluyor. İşte bu nedenle, baskının bu zincirde zayıf halka olmamasını sağlamak için işletmelerin donanım ve yazılımı sezgisel biçimde bir arada çalıştıran çözümlere öncelik vermesi gerekiyor. Ancak bu sayede kuruluşlar, BT güvenlik ekiplerine ihtiyaç duydukları anda gelişmiş görünürlük, kontrol ve en önemlisi iç huzuru sağlayabiliyor.
Saldırganlara açık bir kapı
Yazıcılar, bir işletmedeki bilgi akışının merkezinde yer alıyor ve bu konumlarıyla kötü niyetli kişiler için potansiyel giriş noktaları oluşturuyor. Baskı altyapısını güvence altına almamak, işletmenin arka kapısını açık bırakmakla eşdeğer bir güvenlik zafiyeti yaratıyor.
Üstelik günümüzde giderek daha fazla sayıda yazıcı internete bağlanabiliyor. Buna rağmen araştırmalar, işletmelerin yüzde 28’inin uzaktan baskı ortamını güvence altına almayı hâlâ en büyük güvenlik zorluğu olarak gördüğünü ortaya koyuyor. BT karar vericilerinin yalnızca yüzde 37’si sıfır güven mimarisini uyguladığını bildiriyor. Bu da baskı altyapısının güvenliği konusunda yapılması gereken çok şey olduğunu gösteriyor.
Yazıcılar, aynı zamanda fiziksel ve dijital dünyanın tam ortasında yer almasıyla da benzersiz bir konuma sahip. Bilgiler bir ortamdan diğerine geçtiğinde olası müdahale noktaları artıyor; dolayısıyla güvenlik riskleri de büyüyor. Bu nedenle yazıcıların, sistem erişimini koruyan ve bütünsel bilgi güvenliğini sağlayan güçlü bir savunma hattı gibi davranarak veriler için bir kale işlevi görmesi gerekiyor.
Çevreyi gözlem altında tutma
Çevre güvenliği ise kuruluşların karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri olmaya devam ediyor. Verilerin sistemler arasında nasıl hareket ettiğini etkili biçimde izleyemeyen işletmeler, doğru güvenlik önlemlerini uygulamakta ve kaynak kullanımını optimize etmekte zorlanıyor. Görünürlük sağlanmadığı sürece güvenlik stratejileri eksik kalıyor.
İzlenmesi gereken uç noktaların artması ve verilerin ağlar ile cihazlar arasında daha kolay hareket etmesi, güvenlik görünürlüğünü azaltıyor ve daha proaktif önlemler gerektiriyor. AB’nin Siber Dayanıklılık Yasası (Cyber Resilience Act) gibi yeni düzenlemeler, işletmelerin raporlama yükümlülüklerini artırdıkça güvenlik ekiplerinin hedeflerini de sürekli değiştiriyor. Sonuç olarak, kurumlar giderek daha fazla zamanı görünürlük sorunlarını çözmeye ayırıyor.
Bu noktada yapay zekâ, güvenlik yönetiminde yeni bir dönemi başlatıyor. BT ekiplerinin her noktayı manuel olarak izlemesi yerine yapay zekâ ve makine öğrenimi, yazıcının bağlı olduğu ağı sürekli değerlendiriyor ve baskı altyapısı genelinde en uygun ayarları yapılandırıyor. Bu yaklaşım, sistem izlemeyi sadeleştiriyor; güvenlik zafiyetlerinin hızla tespit edilmesini ve giderilmesini kolaylaştırıyor. Aynı zamanda sistemlerin geleceğe uyumlu ve genişlemeye hazır kalmasını güvence altına alıyor.
Yeni ve gelişen tehditlerin arttığı bu ortamda güvenlik ekipleri, baskı altyapısının engel değil destek unsuru hâline gelmesini istiyor. Yapay zekâ, proaktif ve güçlü bir çevre güvenliği sağlayarak bu süreci kolaylaştırıyor; ekiplerin odağını tehditleri öngörmeye ve riskleri önlemeye yönlendiriyor.
Katmanlı bir savunma benimseme
Dayanıklı bir güvenlik stratejisi, katmanlı bir yapıyı gerektiriyor. Sistemi bir bütün olarak ele alıp donanım ve yazılımın işletme genelinde nasıl uyumla çalıştığı değerlendirildiğinde çok katmanlı bir savunma mekanizması kurulabiliyor.
Örneğin baskı ortamında kartlı erişim doğrulaması, verilerin yalnızca doğru kişiler tarafından görülmesini sağlamada temel bir unsur olarak öne çıkıyor. Ancak bu tek başına yeterli olmuyor. Potansiyel riskleri başarıyla tanımlamak için sistem oturum açma etkinlikleriyle verilerin çapraz kontrol edilmesi gerekiyor. Bu sayede çalışanın belirtilen zamanda gerçekten o konumdaki yazıcıyı kullandığı teyit ediliyor.
Konum verilerinin bu doğrulamada kullanılması, çok faktörlü kimlik doğrulamasını (MFA) daha akıllı hâle getiriyor ve ele geçirilmiş kimlik bilgilerine karşı ek bir koruma katmanı oluşturuyor. Böylece kullanıcılar için kolaylık sağlayan yazıcı kimlik doğrulama araçları, işletmenin genel çevre güvenliğini güçlendiren daha geniş bir güvenlik önlemine dönüşüyor.
Akıllı biçimde daha geniş işletme verilerini kullanan entegre bir baskı güvenliği yapısı, yalnızca yetkili kişilerin hassas bilgilere erişmesini sağlayarak kurumun genel güvenliğini daha da güçlendiriyor.
Güvenliğini baskıyla güçlendirme
Sonuç olarak baskı, siber güvenlik zincirinin kritik bir halkasını oluşturuyor; dijital ve fiziksel dünyanın tam kesişim noktasında yer alıyor. Uç noktaların çoğaldığı ve tehditlerin sürekli evrildiği günümüzde işletmeler, kör noktalara yer bırakmıyor.
Baskı güvenliğini göz ardı etmek, siber suçlulara sistemdeki en zayıf halkayı sunmak anlamına geliyor. Bu nedenle işletmeler, baskıyı çevre stratejilerinin temel bir unsuru haline getirerek saldırganların uzun süredir kullandığı bu açık kapıyı kapatıyor. Çünkü baskı güvenliğini güçlendirmek, aslında işletme güvenliğini güçlendiriyor.
-



Genel6 yıl önceToyota Corolla Hatchback Tanıtıldı, İŞTE FİYAT LİSTESİ!!
-



Genel7 yıl önceİletişim
-
Genel7 yıl önce
Biz Kimiz?
-
Genel7 yıl önce
Reklam ve Sponsorluk
-



Genel7 yıl önceGizlilik politikası
-



Genel6 yıl önceBu Tarihi Not Edin! “30-31 Mayıs 2020”
-



Genel5 yıl önceRenault’dan Kaçırılmayacak Kampanya: “Şimdi Al Eylül’de 750TL Taksitle Ödemeye Başla”
-



Genel5 yıl önceYaz tatili öncesi lastiklerinizi kontrol etmeyi ihmal etmeyin






