Genel
Sürücü Destek Sistemi İşi Yüzde 40 Büyüyecek
Elektromobilitede başka hiçbir şirket Bosch kadar fazla seçenek sunmuyor. Bosch, eBike’tan inşaat makinelerine ve silisyum karbür çiplerden önceden entegre edilmiş e-aks modüllerine kadar geniş bir yelpazeye sahip. Bu durum karşılığını veriyor.
Elektromobilite alanında Bosch, pazardan iki kat hızlı büyüyor ve bu yıl 1 milyar avrodan fazla satış yapacak. Bu iş hız kazanmaya devam ediyor ve 2025’e kadar satışların beş kat artması bekleniyor. Münih’te gerçekleştirilen IAA Mobility 2021’de Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Denner, “Elektromobilite, temel işlerimizden biri olacak ve CO2’siz mobilite de bir büyüme alanı olacak. Zorlukları fırsatlara dönüştürüyoruz. Bosch’ta işleri böyle yürütüyoruz” dedi. Bu büyüme alanları arasında otonom sürüş de yer alıyor. Tüm otonom sürüş seviyelerinin dayanağını sürücü destek sistemleri oluşturuyor. Yüzde 40 ile pazar lideri olan Bosch, bu alanda da pazardan daha hızlı büyüyor. Şirketin elektromobilite ve otonom sürüş alanlarındaki sağlıklı konumu, Covid krizinin, çip kıtlığının ve mobilite dünyasının daha hızlı dönüşümünün hakim olduğu pazar ortamında başarılı bir şekilde tutunmasına yardımcı oluyor. Mobilite Çözümleri faaliyet alanının satış gelirleri bu yıl yüzde 10 artacak. Denner, “Bosch bir teknoloji lideri ve bu da ticari başarı anlamına geliyor.” dedi.
Elektrikli sürüş – Bosch’un yüksek teknolojisi sayesinde büyük bir atılım
Elektromobilite, Bosch başarı hikayesinin bir sonraki bölümü olacak. Bugüne kadar yapılan 5 milyar avroluk ön yatırım ve pazardaki en verimli elektrikli güç aktarım sistemi çözümleri, şirketin bu alanda bir atılım gerçekleştirmesine yardımcı oluyor. Sadece bu yıl, 700 milyon avro daha yatırım yapılacak. Bosch kendisini geleceği şekillendiren proaktif bir şirket olarak görüyor. Yönetim Kurulu Üyesi ve Mobilite Çözümleri Faaliyet Alanı Başkanı Dr. Stefan Hartung, “Dünya genelinde elektrikli araçlara yönelik artan talebe hazırlanıyoruz ve 2035 yılında yeni kaydedilen tüm araçların yüzde 60’ının elektrikli olmasını bekliyoruz” dedi. Bosch, eBike’lar alanında yenilikçiliğin pazarlar yaratabileceğini on yıldır gösteriyor. Şirketin amacı, tüm ürün yelpazesinde geleceğin mobilitesini şekillendirmek. Denner, “İklim dostu olmalı, fakat aynı zamanda uygun fiyatlı ve cazip olmalı, özellikle de AB’nin belirlediği iddialı hedefler ışığında. Gelecekte insanlar ve yükler yalnızca bu şekilde mobil kalabilir” dedi. Bu doğrultuda Bosch, ulusal politikanın gereklilikleri doğrultusunda, her tür mobilite için dünya çapında iklim dostu çözümler sunarak, teknolojiden bağımsız bir yaklaşım benimsemeye devam ediyor. Bosch sadece bataryalı elektrikli güç aktarım sistemlerine değil, yakıt hücreli güç aktarım sistemlerine de yatırım yapıyor ve Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki müşteri projelerinde yer alıyor. Bosch teknolojisini kullanan ilk kamyonlar Çin’de yola çıktı bile.
Bosch teknolojisi insanların günlük yaşamlarını kolaylaştırmaya yardımcı oluyor. Elektrikli araç kullanımında şarj işlemi belirleyici bir rol oynuyor. Bosch, Münih’te elektrikli otomobiller için yeni bir esnek şarj kablosunu görücüye çıkarıyor. Tip 2 ve ev tipi fişler için entegre kontrol ve güvenlik teknolojisi ve adaptörler içeriyor. 230 voltluk bir prizde şarj ederken bile, normalde kullandığımız kablo içi kontrol kutusu olmaksızın şarj edilebilir. Bu, üç kilogramdan daha hafif olduğu anlamına gelir ve kumanda kutuları bulunan geleneksel şarj kablolarından yüzde 40 daha hafiftir. Sürücüleri yolculukları sırasında şarj noktası arama zahmetinden kurtarmak için Bosch web tabanlı şarj hizmeti, Avrupa’da 200.000’den fazla şarj noktasına sıkıntısız ödeme de dahil olmak üzere erişim imkanı sunuyor.
Otonom sürüş – Bosch her şeyi tek bir kaynaktan sunuyor
Alan kontrol üniteleri, sensörler, yapay zeka: Bosch portföyünde otonom sürüşün tüm unsurları bulunuyor ve şirkette, her seviyede çalışan yaklaşık 5.000 mühendis bulunuyor. Bu unsurlar arasında, sürücülerin ellerini direksiyondan çekmelerini sağlayan geliştirilmiş destek işlevleri de yer alıyor. Ayrıca Bosch sayesinde tamamen sürücüsüz fonksiyonlar da mümkün. Denner, “Otonom vale park etme alanında pilot projelerle Bosch, Almanya ve ABD’de standartlar belirledi.” dedi. Bosch, bu işlevi Stuttgart havalimanındaki P6 otoparkına yerleştirmek için halihazırda Mercedes-Benz ve diğer ortaklarla çalışıyor. Yeni Mercedes-Benz S-Serisi, bunun için gereken teknolojiye sahip dünyanın ilk üretim aracıdır. Sürücüsüz araçların akıllı telefon komutuyla ayrılmış bir park yerine gidebilmesi için Bosch, otoparkı sabit kurulum video kameralar gibi teknolojilerle donatıyor.
2025 yılına kadar 1.000 otoparkın daha aynı yolu izlemesi bekleniyor. Bu tür gelişmelerin getirdiği ekstra rahatlık için Bosch, her şeyden önce otonom sürüşün karayolu trafiğini daha güvenli hale getirebileceğini düşünüyor. Bosch elektronik denge programından otomatik acil frene kadar birçok alanda sistemler konusunda öncülük ediyor ve kazasız sürüş hedefine devam ediyor. Aynı zamanda şirket, otomobillerin ihtiyacı olan akıllı teknolojilerin temelini oluşturan yenilikçi yazılımları sunuyor. Denner, “Geleceğin yazılım ağırlıklı mobilitesinde bile, derin sistem uzmanlığımız bir avantaj olacaktır. Bosch, yerleşik elektronik ürünler ve otomobillerin bağlanacağı nesnelerin interneti dünyasında da uzmandır.” dedi.
Ağa bağlı sürüş – Bosch motor kapağının ötesini düşünüyor
Bosch’un on yıl önce tahmin ettiği gibi, araçlar giderek artan şekilde internet bağlantı noktalarına dönüşüyor. Gelecekte, güç aktarım performansı veya verimlilik kadar yazılım da önemli olacak. Bosch bu değişimi aktif olarak şekillendiriyor. Şirket bu konuda iyi bir konumda. Mobilite Çözümleri faaliyet alanındaki Ar-Ge çalışanlarının yaklaşık yarısı yazılım mühendislerinden oluşuyor. Yeni Bosch eBike Flow uygulamasının da gösterdiği gibi, bisiklet bile internete giriyor. Örneğin, bileşenlerdeki yazılımın güncelleştirilmesini sağlıyor. Ayrıca, yazılım entegrasyonu giderek daha önemli hale geliyor. Burada da Bosch gerekli uzmanlığa sahip. 2025’e kadar bilgi-eğlence bilgisayarlarının bilgi işlem güçleri ve yazılım karmaşıklıkları iki katına çıkacak. Bosch, farklı yazılım modüllerinin birbiriyle güvenli bir şekilde çalışmasını da sağlar. Bağlanabilirlik söz konusu olduğunda, şirketin fikirleri araçların çok ötesine geçiyor. Hartung, “Bosch sadece otomobil alanında değil; aynı zamanda fabrika ve ev ortamlarında da uzmandır. Diğer şirketlerden bizi ayıracak şekilde farklı alanları birbirine bağlıyoruz” dedi. Bu yılın Nisan ayından bu yana, MBUX sesli desteğini ön plana çıkaran Mercedes-Benz modelleri de Bosch’un akıllı ev uygulamaları için bir komuta merkezi oldu. Sürücü koltuğundan akıllı ev sistemi ile iletişime geçmek ve ışıkları kapatmak, panjurları açmak ve ısıtmayı kontrol etmek için sesli komut yeterli. Tüm bunlar, Bosch teknolojisinin sürdürülebilir, güvenli ve heyecan verici mobiliteye giden yolu açtığını gösteriyor.
Genel
WatchGuard 2024 2. Çeyrek İnternet Güvenliği Raporu’nu Yayınladı
Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard® Technologies, WatchGuard Tehdit Laboratuvarı araştırmacıları tarafından üç aylık bir araştırma sonucunda hazırlanan 2024 yılının 2. çeyreğinde kötü amaçlı yazılım, ağ ve uç nokta güvenlik tehditlerini detaylandıran İnternet Güvenliği Rapor’u yayınladı. Veriler, 10 kötü amaçlı yazılım tehtidinin 7’sinin bu çeyrekte yeni olduğunu ve siber saldırganların bu tekniklere yöneldiğini gösteriyor.
Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard® Technologies, WatchGuard Tehdit Laboratuvarı araştırmacıları tarafından analiz edilen en önemli kötü amaçlı yazılım trendleri ile ağ ve uç nokta güvenliği tehditlerinin ele alındığı en son İnternet Güvenliği Raporu’nu açıkladı. Verilerden elde edilen önemli bulgular, 2024 yılının 2. çeyreğinde on kötü amaçlı yazılım tehdidinden yedisinin bu çeyrekte yeni olduğunu, siber saldırganların da bu tekniklere yöneldiğini gösteriyor. Bu yeni tehditler arasında, ele geçirilmiş sistemlerden hassas verileri çalmak için tasarlanmış bir yazılım olan Lumma Stealer, akıllı cihazlara bulaşan ve siber saldırganların bunları uzaktan kontrol edilen botlara dönüştürmesini sağlayan bir Mirai Botnet varyantı ve Windows Android cihazlarını hedef alarak kimlik bilgilerini çalmayı amaçlayan LokiBot kötü amaçlı yazılımlar yer alıyor. Tehdit Laboratuvarı ayrıca, Binance Akıllı Sözleşmeleri gibi blok zincirlerine kötü amaçlı PowerShell komut dosyaları yerleştirme yöntemi olan “EtherHiding” kullanan yeni siber saldırganların varlığını gözlemledi. Bu durumlarda, ele geçirilmiş web sitelerinde kötü amaçlı komut dosyasına bağlanan sahte bir hata mesajı beliriyor ve kurbanlardan “tarayıcılarını güncellemeleri” isteniyor. Blok zincirlerindeki kötü amaçlı kodlar uzun vadeli bir tehdit oluşturuyor çünkü blok zincirleri değiştirilemez, dolayısıyla bir blok zinciri kötü amaçlı içeriğin değişmez bir ana bilgisayarı haline gelebiliyor.
‘’En Son Bulgularımız, Güvenlik Açıklarını Gidermek ve Siber Saldırganların Güvenlik Açıklarından Yararlanmamasını Sağlamamak’’
WatchGuard Technologies Baş Güvenlik Sorumlusu Corey Nachreiner, “2024 2. Çeyrek İnternet Güvenliği Raporu’ndaki en son bulgular, siber saldırganların davranış kalıplarına nasıl girme eğiliminde olduklarını, belirli saldırı tekniklerinin dalgalar halinde yayıldığını ve moda hale geldiğini yansıtıyor.” ifadelerinde kullandı. “Güncel bulgularımız, güvenlik açıklarını gidermek ve siber saldırganların eski güvenlik açıklarından yararlanamamasını sağlamak için yazılım ve sistemleri rutin olarak güncellemenin ve onarmanın önemini de göstermektedir. Özel yönetilen hizmet sağlayıcısı tarafından etkin bir şekilde yürütülebilecek derinlemesine savunma yaklaşımının benimsenmesi, bu güvenlik sorunlarıyla başarılı bir şekilde mücadele etmek için hayati bir adımdır.” açıklamalarında bulundu.
WatchGuard’ın 2024 2. Çeyrek İnternet Güvenliği Raporu’nda yer alan önemli bulgular şunlar:
1. Kötü amaçlı yazılım tespitleri genel olarak %24 azaldı. Bu düşüş, imza tabanlı tespitlerdeki %35’lik azalmadan kaynaklanıyor. Bununla birlikte, siber saldırganlar odağını daha yanıltıcı kötü amaçlı yazılımlara kaydırıyor. Threat Lab’in fidye yazılımları, sıfırıncı gün tehditleri ve gelişen kötü amaçlı yazılım tehditlerini tespit eden gelişmiş davranış motoru, 2024’ün 2. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yanıltıcı kötü amaçlı yazılım tespitlerinde %168’lik bir artış tespit etti.
2. Ağ saldırıları 1. çeyrek 2024’e göre %33 arttı. Bölgeler arasında Asya Pasifik, tüm ağ saldırısı tespitlerinin %56’sını oluşturuyor ve bir önceki çeyreğe göre iki kattan fazla artış gösterdi.
3. İlk olarak 2019’da tespit edilen bir NGINX güvenlik açığı, hacim bakımından en büyük ağ saldırısı oldu. Önceki çeyreklerde Tehdit Laboratuvarı’nın En İyi 50 ağ saldırısı listesinde yer almamasına rağmen, 2024’ün 2. çeyreğinde toplam ağ saldırısı tespit hacminin %29’unu veya ABD, EMEA ve APAC genelinde yaklaşık 724.000 tespiti oluşturdu.
4. Fuzzbunch bilgisayar korsanlığı araç seti, hacim bakımından tespit edilen en yüksek ikinci uç nokta kötü amaçlı yazılım tehdidi olarak ortaya çıktı. Windows işletim sistemlerine saldırmak için kullanılabilecek açık kaynaklı bir çerçeve görevi gören araç seti, 2016 yılında The Shadow Brokers’ın bir NSA yüklenicisi olan Equation Group’a yaptığı saldırı sırasında çalındı.
5. Tarayıcı tarafından başlatılan tüm uç nokta kötü amaçlı yazılım saldırılarının yüzde yetmiş dördü, Google Chrome, Microsoft Edge ve Brave’i içeren Chromium tabanlı tarayıcıları hedef aldı.
6. Kötü amaçlı web içeriğini tespit eden bir imza olan trojan.html.hidden.1.gen, dördüncü en yaygın kötü amaçlı yazılım çeşidi olarak ortaya çıktı. Bu imzanın yakaladığı en yaygın tehdit kategorisi, kullanıcının tarayıcısından kimlik bilgilerini toplayan ve bu bilgileri saldırgan tarafından kontrol edilen bir sunucuya ileten kimlik avı kampanyalarını içeriyor. İlginç bir şekilde, Tehdit Laboratuvarı, Georgia’daki Valdosta Eyalet Üniversitesi’ndeki öğrencileri ve öğretim üyelerini hedef alan bu imzanın bir örneğini gözlemledi.
WatchGuard’ın Unified Security Platform® yaklaşımı ve WatchGuard Threat Lab’in önceki üç aylık araştırma güncellemeleriyle tutarlı olarak, bu üç aylık raporda analiz edilen veriler, sahipleri WatchGuard’ın araştırma çabalarını doğrudan desteklemek için paylaşmayı tercih eden aktif WatchGuard ağ ve uç nokta ürünlerinden elde edilen anonimleştirilmiş, toplu tehdit istihbaratına dayanmaktadır.
Q2 2024 İnternet Güvenliği Raporu’nun tamamını buradan indirebilirsiniz: https://www.watchguard.com/wgrd-resource-center/security-report-q2-2024
Genel
JAECOO, Türkiye’deki İlk Araçlarını Törenle Kullanıcılarına Teslim Etti!
Çinli sofistike off-road SUV markası JAECOO’nun ilk üst düzey off-road SUV modeli JAECOO 7, Türkiye’deki kullanıcılarına teslim edilmeye başlandı. Bu kapsamda JAECOO, ağustos ayında gerçekleştirdiği ürün lansmanının ardından ilk parti JAECOO 7 teslimatları için İstanbul’da bir devir teslim töreni düzenledi. Türkiye pazarında güçlü bir hareket oluşturan JAECOO 7, şimdiden Türkiye’deki arazi SUV pazarında önemli bir yere konumlanmayı başardı. Bununla birlikte JAECOO bayileri İstanbul ve Ankara gibi 17 büyük şehirde yaygın olarak faaliyet gösterirken, ülke genelinde güçlü bir hizmet ağı oluşturuyor. Her zaman “Türkiye’de, Türkiye için” felsefesine bağlı kalmaya devam edecek olan JAECOO, Türk kullanıcılar için çok yönlü bir off-road ekosistemi oluşturmak üzere daha fazla off-road SUV ürünü pazara sunmaya devam edecek. Ayrıca marka, kısa bir süre sonra Çin’in Wuhu kentindeki merkezinde 2024 Küresel Kullanıcı Zirvesi gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu zirvede JAECOO, Türk kullanıcıları daha heyecan verici “bir otomobilden daha fazlasını” yaşam deneyimi olarak sunmak üzere küresel kullanıcılarla bir araya getirecek.
JAECOO’nun ilk üst düzey Off-Road SUV modeli JAECOO 7, ağustos ayında Türkiye pazarına giriş yapmasının ardından, şimdi de bir başka kilometre taşına daha ulaştı. JAECOO markası, ilk JAECOO 7 teslimatları için İstanbul’da bir devir teslim töreni düzenledi. JAECOO 7, tanıtımının üzerinden bir aydan kısa bir süre geçmesine rağmen Türkiye pazarında güçlü bir hareket oluşturdu. Bu da JAECOO 7’nin yerel pazarda hızlı bir şekilde kabul görerek olumlu karşılandığını ve Türkiye arazi SUV pazarında önemli bir yer edindiğini gösteriyor. Teslimat töreninde Türkiye’deki ilk JAECOO 7 kullanıcılarını sıcak bir şekilde karşılayan JAECOO Bayi Geliştirme Direktörü Ümit Çelik, “Bugün JAECOO 7’nin bir rüyadan gerçeğe dönüşmesine tanıklık ediyoruz. ARDIS-Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile akıllı teknolojileri birleştiren bu başyapıt ile her yolculuk bilinmeyene bir keşif ve nihai arayış niteliğini taşıyor. Bu araç teslim töreni, JAECOO’nun Türk kullanıcılara yönelik yolculuğunda yeni bir dönemi simgeliyor. JAECOO 7 kullanıcılarına daha iyi bir deneyim ve daha kaliteli arazi yolculukları sunmak adına hizmet kanallarımızı optimize etmeye devam edeceğiz. Böylece JAECOO 7, keşfedilmemiş yerleri fethetmenizde vazgeçilmez ve sadık bir yoldaş olacak” dedi.
Yeni nesil şehirli seçkin kullanıcılar için geliştirildi!
JAECOO’nun ilk premium off-road SUV modeli olan JAECOO 7, markanın “Klasikten gelen, Klasiğin ötesine” felsefesini en iyi şekilde yorumlayan yeni nesil şehirli seçkin kullanıcılar için geliştirildi. Model, arazi performansı açısından, kum, çamur ve dağ yolları gibi çeşitli karmaşık yol koşullarında üstün sürüş özellikleri sergilemesini sağlayan, yedi sürüş moduna sahip ARDIS-Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi ile donatıldı.
Akıllı kabini ile üst düzey konfor ve lüks bir deneyim sunuyor!
JAECOO 7, akıllı kabiniyle kullanıcıların seyahatlerini daha konforlu, daha güvenli ve daha kaliteli bir hale getiriyor. JAECOO 7’de yer alan W-Hud Sanal Gösterge Paneli ve 540 derece Gelişmiş Görüş Sistemi sürücünün her zaman net bir görüş ve bilgiyle sürüşe odaklanmasını sağlarken 21 farklı ADAS gelişmiş sürüş destek sistemi sürüş güvenliğini destekliyor. 64 farklı renkte ritmik ortam aydınlatmasıyla desteklenen ve konser salonu seviyesinde bir müzik deneyimi sunan 8 hoparlörlü SONY surround ses sistemi, ısıtmalı ön ve arka koltuklar, 50 W kablosuz hızlı şarj ve iyi yalıtılmış sessiz iç mekanla birlikte üst düzey malzemeler sürüşü keyifli ve üst düzey konforlu lüks bir deneyime dönüştürüyor.
Türkiye’de 17 büyükşehirde satış ve satış sonrası ağıyla hizmet veriyor!
Türkiye pazarına derinlemesine nüfuz etmekte kararlı olan JAECOO, İstanbul ve Ankara da dahil olmak üzere ülke genelindeki 17 büyükşehirde, kullanıcılara satın alma ve satış sonrası hizmetler için uygun kanallar sağlayan kapsamlı bir bayi ve servis ağı kurdu. JAECOO aynı zamanda kapsamlı bir kullanıcı off-road test sürüşü etkinliği düzenleyerek, yüzlerce kullanıcının off-road alanında hızı ve tutkuyu hissederek JAECOO 7’nin üstün sürüş özelliklerini deneyimlemesini sağladı. JAECOO, kişiselleştirilmiş ‘kullanıcı odaklı’ bir marka olarak kullanıcılarla sağlam dostluklar kurmak ve daha farklı etkinlikler düzenlemek üzere JAECOO CLUB’ı kuracak. Ayrıca marka, kısa bir süre sonra Çin’in Wuhu kentindeki merkezinde 2024 Küresel Kullanıcı Zirvesi gerçekleşecek. Bu zirvede JAECOO, Türk kullanıcılarına heyecan verici bir otomobilden daha fazlasını yaşam deneyimi olarak sunmak üzere küresel kullanıcılarla bir araya getirecek. JAECOO markası, gerçekleştirdiği pazarlama hamlesiyle Türkiye’de bir otomobilin seçilmesi, satın alınması ve kullanılmasına kadar geçen tüm yaşam döngüsünü kapsayan bir hizmet sistemi kurdu. JAECOO böylece benzersiz modellerinin pazardaki satışını teşvik edecek.
“Türkiye’de Türkiye için” felsefesiyle yeni ürünler sunmaya devam edecek!
JAECOO her zaman “Türkiye’de, Türkiye için” felsefesine bağlı kalmaya devam edecek. Marka, gelecekte Türk kullanıcıların off-road SUV’lara yönelik farklı gereksinimlerini karşılamak için teknolojik yeniliği dayanak noktası ve marka yeniliğini itici güç olarak kullanacak. Bunun yanında JAECOO Türk kullanıcılar için çok yönlü bir off-road ekosistemi oluşturmak üzere daha fazla off-road SUV ürünü pazara sunmaya devam edecek.
Genel
Yeni eSprinter ve Sprinter, 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de
Bugüne kadarki en çok yönlü ve verimli tamamen elektrikli Mercedes-Benz eSprinter modelleri Avrupa’da satışa sunuldu. Yılın ikinci yarısından itibaren de Türkiye’de.
Çok sayıda yeni dijital ekstraya sahip eSprinter ve Sprinter, en güncel nesil MBUX dışında ek ve bazı durumlarda yeni ve daha da gelişmiş işlevlere sahip güvenlik ve destek sistemleriyle donatılıyor.
eSprinter 440 kilometreye (WLTP verisi) kadar menzil sağlıyor.
Hafif ticari araçların elektrikli ismi yeni Mercedes-Benz eSprinter yakında yollara çıkacak. Müşteriler için sağladığı katma değer, çok yönlülük ve esneklikle dikkat çeken, iki gövde tipi ve uzunluğu ile üç batarya boyutuna sahip yüksek taşıma kapasiteli yeni eSprinter farklı kullanım alanlarıyla öne çıkıyor. Daha fazla menzil ve daha fazla yük taşıma arasında tercih yapılabilen yeni eSprinter, 56 kWh veya 113 kWh kullanılabilir batarya kapasitesiyle Avrupa’da satışa sunuldu. 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de de satışa sunulacak yeni eSprinter’ın ürün gamına 81 kWh kapasiteli bir versiyon da eklenecek. Ayrıca ilerleyen dönemde ilk kez şasi kamyonet olarak da satışa sunulacak. Bu sayede de çok sayıda sektör için temel bir araç haline gelecek. Buna ek olarak, MBUX bilgi-eğlence sistemi, gelişmiş güvenlik ve destek sistemleri ve daha zengin bir donanım ile ilk kez akıllı, dijital bağlantı avantajı da sunuyor. Ayrıca eSprinter’da isteğe bağlı bir römork bağlantısı da olacak.
Çok yönlü ve verimli: Yeni Mercedes-Benz eSprinter
Verimlilik, menzil ve yük hacmi ile çok yönlü bir araç olarak öne çıkan yeni Mercedes-Benz eSprinter, çok sayıda teknik yenilik içermesinin yanında üç modülden oluşan yeni bir konsepti de esas alıyor. Böylece farklı uzunluk ve gövdelerle geliştirilme ve tasarlanma özgürlüğü sunuyor.
Tek tip bir gövde şeklinde tasarlanan ön modül, tüm yüksek voltajlı bileşenleri kapsıyor ve aks mesafesi ve batarya boyutundan bağımsız olarak değişiklik yapmadan tüm araç çeşitleriyle birleştirilebiliyor. Alandan tasarruf sağlayan entegre yüksek voltajlı batarya modülü gövdenin altında bulunuyor. Akslar arasındaki batarya konumu, sağlam batarya gövdesi ile yüksek voltajlı bataryanın en uygun şekilde yerleştirilmesini sağlıyor. Düşük ağırlık merkezi, yol tutuşu üzerinde olumlu bir etkiye sahip. Elektrik tahrikli arka aksa sahip arka modül de yeni eSprinter’ın tüm modellerinde kullanılıyor. Kompakt ve güçlü elektromotor da arka modüle entegre edilmiş durumda.
Elektrikli güç-aktarma sistemleri ve yüksek voltajlı batarya
Yeni Mercedes-Benz eSprinter’daki elektrik tahrikli arka aks müşterilere; araç uzunlukları, maksimum brüt araç ağırlığı (4,25 tona kadar), çekme kapasiteleri (2 tona kadar) ve yük hacmi (maksimum 14 m³) açısından önemli avantajlar sağlıyor. Yeni eSprinter, her biri maksimum 100 ve 150 kW güç sağlayan verimli bir elektromotorla sunuluyor. Yeni sabit mıknatıslı senkron motor (PSM), özellikle yüksek verimliliğiyle öne çıkıyor. Müşteriler, menzil ve taşıma kapasitesi açısından kendi bireysel gereksinimlerine bağlı olarak yeni eSprinter için üç farklı batarya boyutu arasından seçim yapabiliyor (113 kWh, 81 kWh veya 56 kWh). WLTP döngüsüne dayalı bir simülasyonla hesaplanan elektrikli menzil 440 kilometreye kadar ulaşıyor (şehir içinde 500 kilometreye kadar). eSprinter’daki yeni DAUTO otomatik geri kazanım sistemi son derece verimli ve konforlu bir sürüş tarzı sağlıyor. Radardan, kameradan ve navigasyon verilerinden gelen bilgiler toplanarak işleniyor ve enerji geri-kazanım yoğunluğu gerçek zamanlı olarak sürüş koşullarına uyarlanıyor. Ayrıca ECO Assist işlevi ile, donanıma ve ülkeye bağlı olarak, önde bir aracın olup olmadığını, hız sınırının ne olduğunu veya ileride bir yokuşun olup olmadığını analiz ediyor ve ayağın gaz pedalından ne zaman çekilmesi gerektiğini gösterge panelinde belirtiyor. Ayrıca üç sürüş modu, maksimum konfor veya maksimum menzil arasında seçim yapma olanağı sağlıyor.
Mercedes-Benz hızlı sarj
Tüm Mercedes-Benz elektrikli van modelleri gibi yeni eSprinter da hem alternatif akım (AC) hem de doğru akım (DC) şarj olanağına sahip. Entegre şarj cihazı, hızlı şarj istasyonunda 115 kW’a kadar (isteğe bağlı) doğru akımla şarj olanağı sağlıyor. Böylece 56 kWh kapasiteli batarya, maksimum 115 kW ile yaklaşık 28 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e şarj oluyor. Kullanılabilir kapasitesi 113 kWh olan bataryanın şarj olması maksimum 115 kW ile yaklaşık 42 dakikaya sürüyor.
Geleneksel tahrikli yeni Mercedes-Benz Sprinter maksimum esneklik sunuyor
Yeni Mercedes-Benz Sprinter; arkadan itişli veya dört tekerlekten çekişli olmak üzere farklı güç aktarma türleriyle ve maksimum brüt araç ağırlığıyla (5,5 tona kadar) farklı sektörler ve kullanım alanlarının gereksinimlerini karşılıyor.
Yüksek verimlilik seviyesine sahip 2,0 litre hacimli dizel motorun (OM654) yanında seçilen modele ve güç aktarma tipine bağlı olarak 110 kW, 125 kW ve 140 kW olmak üzere dört farklı güç seçeneği bulunuyor. Güç aktarımını konforlu 9G-TRONIC otomatik şanzıman veya 6 vitesli manuel şanzıman sağlıyor.
Mevcut MBUX nesli ve farklı dijital ekstralar
Hem eSprinter hem de Sprinter’da, 26 cm (10,25 inç) ekrana sahip, MBUX (Mercedes Benz Kullanıcı Deneyimi) bilgi-eğlence sisteminin en güncel nesli standart donanım olarak sunuluyor. Daha fazla konfor ve güvenliğe katkıda bulunan ek işlevlerle Sprinter ve eSprinter daha akıllı ve müşterilerin günlük yaşamlarını kolaylaştıran bir yapı sunuyor.
Yeni eSprinter, ayrıca MBUX sayesinde aktif menzil yönetimi ve bulut tabanlı hizmetler ve uygulamalarla akıllı navigasyonlu (elektrikli zekaya sahip navigasyon) elektromobil ekosistemine de entegre oluyor. Bu, şeffaflık ve mümkün olan en yüksek planlama güvenliği ile rahat bir yolculuk sağlıyor.
Yeni Sprinter ve eSprinter modellerinin güvenlik ve destek sistemleri, çoğu standart donanıma dahil olan ek ve bazı durumlarda yeni ve daha gelişmiş işlevlere sahip. Aktif Şerit Takip Asistanı, Kör Nokta Asistanı, ATTENTION ASSIST yorgunluk uyarısı, aracın üretim tarihinden itibaren yedi yıla kadar ücretsiz navigasyon verilerini içeren hız sabitleme özellikli Akıllı Hız Asistanı, panel vanlar ve minibüs için geri vites kamerası olmak üzere kapsamlı güvenlik ve destek işlevleriyle standart olarak donatılıyor. Ayrıca isteğe bağlı olarak, ilk kez, harekete geçerken aracın önündeki diğer yol kullanıcılarıyla çarpışmayı önleyen Harekete Geçme Bilgi Yardımcısı da sunuluyor. Bunun dışında N2 onaylı araçlar için standart, ancak diğer versiyonlarda opsiyonel olarak sunulan Yan Koruma Yardımcısı, yolcu tarafında tanımlı bir alanda yayaların ve bisikletlilerin daha iyi algılanmasına yardımcı oluyor. Rahat ve hızlı park etmek için park paketi kapsamında 360 derece kamera ve engellerin görünürlüğünü sağlayan yeni 3D ekran devreye giriyor. Bunun dışında opsiyonel dijital dikiz aynası, arka cam olmadığında veya araç uzun olduğunda bile arka tarafın rahat bir şekilde görülmesini sağlıyor.
-
Genel5 yıl önce
Toyota Corolla Hatchback Tanıtıldı, İŞTE FİYAT LİSTESİ!!
-
Genel6 yıl önce
İletişim
-
Genel6 yıl önce
Biz Kimiz?
-
Genel6 yıl önce
Reklam ve Sponsorluk
-
Genel6 yıl önce
Gizlilik politikası
-
Genel5 yıl önce
Bu Tarihi Not Edin! “30-31 Mayıs 2020”
-
Genel5 yıl önce
Renault’dan Kaçırılmayacak Kampanya: “Şimdi Al Eylül’de 750TL Taksitle Ödemeye Başla”
-
Genel4 yıl önce
Yaz tatili öncesi lastiklerinizi kontrol etmeyi ihmal etmeyin